- 1643 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRTLER 'KARDEŞ' Mİ?
Kürtler kardeş mi? Bu sorunun cevabı maalesef hayır. Bugüne kadar ne Türkler içtenlikle Kürtleri kardeş olarak gördüler ne de Kürtler, Türklerin kardeş olduklarına dair içten bir his duydular tabii istisnalar dışında.
Türkler, Kürtleri içtenlikle kardeş olarak görmediler. Çünkü kardeşlikte ayrım yoktur. Ben ne yersem kardeşim de onu yemeli ben ne giysem kardeşimde onu giymelidir gibi bir durum söz konusudur. Yani bir metafizik,vicdani eşitlik durumu vardır. Ülkemize bir bakalım. Nerde o eşitlik. Ben bu güne kadar bir Kürdün, bir Türk’e devlet nezdinde eşit olduğunu görmedim. Diyeceksiniz ki Kürtler başbakan, cumhurbaşkanı oldular falan filan. Durum hiç de bildiğiniz gibi değil. O yere gelenlerin hepsi Kürt kimliklerini bazı gizli oturumlar dışında hiçbir zaman açığa çıkarmadılar. Başbakanımız’ benim şu kadar Kürt milletvekilim var’ diyor. O milletvekillerin hepsi Kürt milletvekileri değil, Türk milletvekilleridir. Ve ellerlinden gelinceye değin o ‘lanetli’ Kürt kelimesini de ağızlarına almazlar. Doğru dürüst seçim bölgelerine bile gitmezler. Geriye kaldı DTP liler zaten onları da kimseye takmıyor. O grubun içinde gerçekten de siyeseti, hukuku bilen uzman insanlar vardır. Eğer onlar DTP dışında bir partiyi tercih etselerdi eminim ki o partiler de en üst mevkiler gelmeleri işten bile değildi.
İşin ilginç tarafı bu güne kadar ‘Kürt, Türk kardeştir’ diyenler, kardeşliği en fazla bozmuşlardır. En basitinden benim gözlemim bu. Ben de bir ‘lanetli’’liyim. Yani bir Kürdüm. Ve ‘Neden Kürtçe?’yazımı yazdığımda profilini saklayarak yazan bir lanetliyim. Yazdıklarımın içinde yasa dışı şeyler var mıydı. Yok. Sadece Kürtçe’nin zenginliğine vurgu yapmıştım. O dilin zenginliğini anlatmak bile bazen suç olabiliyor. Diyecek siniz ki’ burası bir edebiyat sitesi, böyle korkulara ne gerek var’. Kendinizce haklı olabilirsin. Ama bu ülke bir peri masalı ülkesi değil. Farklı olduğunudan dolayı her an tetikte yaşamanın ne olduğunu biliyor musunuz?
Mesala PKK bir karakol baskını yaptığında ya da şehit haberleri geldiğinde, benim gibi doğudaki üniversiteler dışındaki üniversitelerde okuyan Kürt gençlerinin ne kadar korka korka okullarına gittiğini biliyor musunuz.? Ailelerimizin hergün bizi aradığı’aman dışarı çıkmayın’ dediklerinde neler hissettğimizi nerden bileceksiniz. Kardeşiz ya. Benim diğer kardeşlerim okullarına elini kolunu sallaya sallaya giderken benim her türlü ihtamili düşünmem zaten kardeşlik kitabında yazılı. Ve bu rahatsızlıktan dolayı bir sürü üniversiteli genç de dağa çıkmıştır. Artık buna mahalle baskısı mı dersiniz, şehir baskısı mı dersiniz onu bilemem. Mesal Aktünün baskınıdan sonra bir Hakkarili arkadaşım okul sınırları içinde annesi ile Kürtçe konuştuğundan dolayı dayak yedi. Ve biz o haftayı çok sıkıntılı atlattık. Diyeceksiniz ki o arkadaş gidip bir yetkili merciye başvursaydı. Kimi kime şikayet ediyorsunuz? En fazla 2 saat karakolda tutulur ve o dayak atan kişi de kahve, çay, yemekle misafir edilir. Biz bunları bilmiyoruz muyuz sanki.
Örgütün ortaya çıkış tarihi 1984. yani ülkede bir darbe olmuş, darbe sonrası bir despot anayasa hazırlanmış- ki halen o anayasayla idare ediliyor bu ülke- ve doğudaki cezaevlerinde akla hayale gelmeyecek işkenceler maruz kalmış onurlu bir halkın bireyleri. Anayasadaki bir de ‘Türkiye’nin resmen olarak tanıdığı ülkelerin dilleri dışında, diğer diller yasaktır’ diye bir madde olduğunu düşünseniz alsana insanların dağa çıkmak için bir sürü sebep. Peki 80 darbesi öncesinde her şey güllük gülistanlı mıydı. Hayır hiç de değil. Aynı tas aynı hamam. Sadece 80’den sonra daha bir sıkı uygulanmaya başlanmıştır ‘kırmızı kitap’’ta yazılı olanlar.
Ve Kürtler ne yaptı buna karşın. Her şeye rağmen bu ülke parçalanmasın diye her şeyi içlerine attılar. Mesala bugüne kadar bu ülkede demokrasiden dem vuran bütün partileri, Kürtler desteklemişlerdir. Aksini iddia eden var mı. DP, AP, DSP, DYP, ANAP, AKP. Kim Kürtlere bir adım yaklaşmışsa Kürtler onlara on adım yaklaşmışlardır. Sonuç ne peki? Koskoca bir hiç.
Kardeşlikten bahsediyorduk değil mi. Bir kardeşin birinde onun anadilinde yayın yapan binlerce gazetesi, radyosu, tv kanalı varken, bir kardeşte ise bunlardan sadece bir bilemedin iki tane varsa bu kardeşlik midir? Ve ellerinde olan o bir iki numuneinin de iki de bir kapatılması, ceza yağdırılması hangi kardeşlik vicdanına sığar. Hükümet bir tv kanalı açtı. Anamuhalefet lideri çıkıp’ hükümet hata yaptı’ demedi mi. Asıl etkinliği yerel seçimlerden sonra ortaya çıkacak, kuşku ile yaklaştığım bir tv kanalına böyle diyen Deniz Baykalın bana kardeş demesi ne kadar inadırıcı.?
Aslında işin önemli olan kısmı anadilimizdir. Biz o dili rahat kullanmadıkça biz Kürtler Türkleri kardeş olarak görmeyeceğiz. Diyeceksiniz ki serbest. Tamam bir tv açılması demek o dilin üzerinde bütün engellerin kalktığı anlamına gelmez ki. Mesala ben İngilizce konuştuğumda hiçbir sorun yok, herkes hayranlıkla dinler ama Kürtçe konuştuğum da iş değişiyor. İşte her şey orda kopuyor. Örneğin ben geçenlerde bu sitede bir şiir yazdım anadilimde. Biri öyle bir yorum yapmış ki. Sanki ben o şiirle ülkeyi böleceğim. Ki şiirin Türkçesi de altında. Eğer benim bir şiirimle bu ülke bölünecekse, bu ülke neye yarar ki.
Bir de şöyle bir konu var. Yok efendim Kürtler dış mihrakların oyununa geliyor. En nefret ettiğim cümle bu . ne dış güçleri ya. Bu ülkedeki beceriksiz siyasetçiler her zaman kullandıları bir jargon. Kürt sorunun dışla bağlantısı yok ki. Bu ülkede olmuş olan adaletsizliklerin faturasıdır bu sorun. Ulusalcıların kullandığı en önemli unsur olan Şeyh Sait olayında bile halen ‘dış güçlerin’ fonksiyonu ispatlanmamış. Kalkıp beceriksizliğin faturasını ne diye yabancı ülkelerin üzerine atıyorsunuz ki. Kürtler Kürtçe enstitüleri yabancı ülkelerde açtılar. Mecburen. Ya nerde açacaklardı? Hadi bana Avrupa ülkeleri dışında bir yer söyleyin.
Aslında bu çok uzun bir konu. Ben burada bitireyim. Son sözlerim ise şu. Bu ülkede 5milyon tane akrabalık bağı var. Benim ev arkadaşlarım da Türk ve sevdiğim kadın da bir Türk . her şeye rağmen yine hayat devam ediyor. Ne kadar bazı kafatasçılar bizi ayırmak istese de benim ne ev arkadaşlarımı ne de sevdiğimi bırakmaya niyetim var. Bu arada Kürtçe tv eğer kaliteli yayın yaparsa iyi tutulur. Çünkü Avrupada yayın yapan Kürt tv’ların hem altyapıları çok zayıf ve hem de herkese de ulaşmaları zor. Bu şanstır. Kaçırmayalım.
YORUMLAR
yorumlara baktım halen insanlarımız ezbere bilir bilmez başı şeyler yazmışlar..ve halen halk tarafından seçilen d t p lilere terorist diye hitab ediyorlar..halen bu zihniyete sahip olan bir toplum varsa nasıl kürt'leri kardeş olarak görsünler körecek kadar beyinleri yok diyorum hakaret saymayaın gerçekler bunlar..yazınıza gelince böyle bir konuda yazı yazma cesareti gösterdiğin için seni kutluyorum yazıda bir eksik var oda köyler boşaltılırken timler tarafından yapılan zalimlikleri yazmamışsın onuda bir diğerki yazında bekliyorum..
susma..saygıve sevgilerimi sunuyorum
Sevgili kardeşim selamlar öncelikle, fikrime gelince: DİNİMİZ BİR, KİTABIMIZ BİR, KIBLEMİZ BİR, ALLAHIMIZ (CC) BİR, SONSUZA KADAR BİR BİR... Unutma zamanın en büyük Alimi' de bir kürt. Ben Kürt değilim lakin 5 yıl aranızda kaldım, şükür Allah' a ki, birkaç dinsizin v eprovakatörlerin kışkırtmaları dışında polise ve askere, ve de ilk önce KENDİ HALKINA eziyet ve işkence eden, ölüm makinası haline dönen, dağlarda yada şehirde yaşayan pkk ve dtp terörist kamplarında yetişen cahil ve eğitimsiz insanlar sizlerin adını lekeliyor ve halen de lekelemektedirler. Hiç kimse burada 2.sınıf insan değil ve olamaz da, Allah mı ki insanlar insanları 2.sınıf katekorisine sokacaklar, yanılıyorlar. Zamanımızda gençliğin HAKİKİ BİR İMANA ihtiyacı var,iman zayıf olunca densizlikler oluyor elbette, yürekler de zaten yangın var, hep birlikte haşrolacağız, sen kürtsün, ben lazım, ben türküm diye ayrım olmayacağını hepimiz biliriz ve buna göre adımlarımızı atarsak ve kardeşlik bağı çerçevesinde hoşgörü ve diyalog ipine sımsıkı sarılırsak KAZANAN YİNE BİZLER OLACAĞIZ. Saygılarımı sunar selamlar dilerim efendim
Yazının içindeki sosyal haytta varlığını değişik şekillerde gördüğümüz ayrımların üzerinden sosyal ve siyasal çözümlemelere gidilmiş.Şimdi cevaplar mısınız?
Zengin fakir ayrımı var mı?
Dinli dinsiz ayrımı var mı?
Az gelişmelr gelişmişler ayrımı var mı?
Aydın cahil ayrımı var mı?
Şehirli köylü ayrımı varmı?
KAdın erkek ayrımı var mı?
Sunni alevi ayrımı var mı?
Cemaatler arasında ayrım var mı?
Partiler arasında ayrım var mı?
Aşiretler arasınad ayrım var mı=
Daha sayayım mı=
Allah aşkına insanca yaşamak ortak paydasını güçlendirmek için bütün ayrımlara karşı aynı hassasiyette mücadele gerekmez mi?
Daha fazla sağduyulu
sağlıcakla kalınız
canım benim ilk önce yazın için seni kutluyorum ne güzelde yazmışsın evet kardeşiz ama başka şeylere gelince kardeş değiliz.kart kurt sesinden bizi kürt yaptılar tarihimize bakmadan ve utanmadan, rahmetli ahmet kaya kürtçe bi şarkı söyliyecem dediği zaman olanları gördük ona yapılan haksızlığı şimdi nasıl affettirecekler bir ölüden nasıl özür dileyecekler kardeşlik bumu diyesim geldi birden.Hatta bu sitede bir şiir okudum babadan kalma düşman diye önce anlamadım iyice düşününce kürtlere dendiğini anladım bizi babadan kalma düşman etmşti bazı kafatasçılar ama yinede diyorumki halkların kardeşliği en güzeli biz kardeşiz herkes bunu böyle bile
lazhar tarafından 1/4/2009 4:08:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
Haklısınız Kürtler hiç bir zaman kalbullenmedi Türklerin kardeşi olduğunu !
Türkler öyle bir Millet ki, bağrına bastığı kardeşleri tarafından hep sırtından vuruldu.
Siyasilerin oyununa gelen bu hain kardeşler oldu !
Kendi gerçeklerine kör cepheden bakan bu kardeşler oldu.Kan dökerek hak arayan bu kardeşler oldu !
Daha ne olsun ?
Şunu anlamıyoruz ve galiba da anlamak istemiyoruz.Bir elin parmakları beştir,parmak olaraş eştir, boyları ve yapıları değişiktir.Kangren parmak kesilmeli eli kurtarmak için...
Değilse bedene yürüyecektir kangren.
Kurtaralım önce elimizi...
Haklısınız ; Kürtler hiç bir zaman kabul etmedi , Türklerin kardeşliğini !
Artık öyle bir devirde yaşıyoruz ki, kimse kendi öz kardeşine sahip çıkmıyor ...
Bırakın Türk kardeşine sahip çıkan Kürt kardeşi !
Sevgili Kardeşim ; ben seni kardeşim ilân ettim. Bunda da samimiyim. Çünkü ,dedelerimizin bu vatan için sırt sırta savaştıklarını ve alınlarından vurulduklarında, bu topraklara düşüp, koyun koyuna yattıklarını biliyorum. Kardeş değiliz de, neyiz seninle ?
Her kardeşin olduğu gibi ,bizim de aramızda türlü olumsuzluklar olmuştur. Bunu ben yapmadım. Sana haksızlık edenleri ben de kınıyorum. Yalnız bu ülkede yapılan haksızlıklar,zulümler sırf sana yapılmadı.
12 Eylül öncesi üniversite öğrencisi olduğumu söylemiştim. Hiç bir olayda kürt ya da başka kökenli arkadaşların,kökenlerinden dolayı saldırıya uğradığını falan görmedim.
PKK ise, kesinlikle Kürtlerin değil Ermenilerin kontrolündedir
ve onlara hizmet etmektedir. Hepimizin ortak düşmanıdır.
Asala lağvedildikten sonra, yöneticilerinin PKK'ya sızdığını herkes bilir. Bilmiyor musunuz ; Orhan Bakır'ın, gerçekte Ohannes Bakıryan olduğunu ?
Değerli kardeşim , sen reddetsen de, reddetmesen de kardeşiz. Bir birimize kurşun sıkar hale gelmişsek bile, yine de kardeşiz !
Ne yazıkki görüşlerinizin pek çoğuna katılamıyorum.
Düşünsel üst yapıyı oluşturan her zaman ekenomik alt yapı olmuştur.
Büyük kentlerde yaşıyan kürtler ile doğuda topraksız yaşayan yoksul kürtler arasında çok büyük düşünsel ve yaşamsal farklılık vardır.
Gelin Antalya'da görün türklerle kürtlerin ne kadar içi içe yaşadıklarını.Esnafıyla , turizm sektöründe çalışanıyla, semt pazarcısıyla, inşaat işçisiyle, boyacısıyla.Ne kürtler ne türkler uzaydan gelmedik biz bu topraklara.Benim eniştem kürt.Hasta yatalak olan annemin şimdiye kadr 7 yıl içinde en az 4 tane kürt bayan bakıcısı oldu.Aynı evi paylaştılar.,
Bu kadar iç içe olan bir toplumu( aynı ulusun bireyleri) kaderde kedere ve kıvançta bir görkemekten başka hiç bir düşünce mutlu ve özgür bir geleceğe hizmet etmez.Ne zaman ki kürtler tekbaşına kalırlarsa yok oluşun başlangıcıdır onlar için , bu böyle bilinmelidir derim.İnsanlar ayrılacaksa sadece 4 ayrı kan grbuna ayrılır.Bunu kabul etmeyen ilkel ve emperyalizm tarafından yutulacak bir lokma görünümü sergiler.Konuya geniş açı kameradan bakınız ...
..............................................................................
Bu bölüme sayın Ordinaryüs Prof.Dr Ekrem AKURGAL'ın Anadolu Uygarlıkları kitabından bir bölümü eklemeyi uygun buluyorum;(SAYFA 17- NET TURİSTİK YAYINLARI-1.BASKI 1988)
ANADOLU'DA MOZAİK KÜLTÜRLER TOPLULUĞUNDAN MEKAN VE KÜLTÜR BİRLİĞİNE:
'' Görülüyor ki, iki başlıca jeomorfolojik özellik nedeni ile bütün Anadolu'ya egemen olabilen devletlerin oluşması çok zordu.Bu sebeple Perslerin, Romalıların ve Türklerin dışında Anadolu'da yaşamış diğer bütün devletler onun ancak bir bölümüne, hatta çok kez onun yalnız küçük bir bölümüne sahip olabilmişlerdir. Hiç bir şüphe yok ki dünyanın her bir yanında tarih boyunca genellikle küçük krallıklar oluşmuştur.
Almanya,Avusturya,Fransa , İngiltere, İspanya gibi ülkelerin tarihlerine bakarsak, onlarda da özellikle eski çağlarda hep küçük devletçiklerin var olduğunu görürüz.Ancak onların hiç birinde Anadolu'daki ölçüde yani sayıları altmışı aşkın beylik izlenmemektedir.Çünkü onların hiçbirisinde Anadolu'daki kadar küçük kapalı bölgeler mavcut değildir.
Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasıda yer alması ise onu dünyanın << Uygarlıklar Mozaiği >> durumuna sokmuştur.Örneğin İngiltere,Fransa, İspanya, İtalya, gibi batı memleketlerinde ya da İran, Mezopotamya gibi doğu ülkelerinde yanyana yaşayan krallıklarda, genelde hep aynı dilin değişik lehçeleri konuşulmakta idi.Buna karşılık yukarıda gördüğümüz üzere, Anadolu'da bütün tarih boyunca dilleri birbirlerinden tamamiyle değişik topluluklar bir arada yaşamıştır.Koskoca Avrupa kıtasında nüfusları önemli bir sayı tutmayan Etrüsk ve Bask gibi yabancılar ve Ural -Altay kökenli olup yine nüfusları önemsiz olan, Macar, Fin ve Protobulgar gibi toplulukların yanında büyük çoğunluk % 90 Hint - Avrupa dillerini konuşan devletler yaşamıştır.Oysa Anadolu'da,Leleg, Girit,(Karia ve LYKİA dillerinin subsrat unsurları), Hatti, Hint- Avrupa (Hitit, Fryg, Lydia ,Hellen, Roma, v.b.) Hurri , Kafkas, Semitik,ve Ural Altaik (Türkler) gibi birbirleriyle hiç ilgisi olmayan 7 -8 ayrı dil grubunun dilleri konuşulmuştur.
Anadolunun << Uygarlıklar Mozaiği >> oluşu Türklerin Anadoluya gelişleri ile aşamalı olarak bir kültür ve mekan birliğine doğru yönelmiştir.Yukarıda Selçukluların bakımlı yollar, taş köprüler ve Kervansaraylarla, ulaşımı kolaylaştırarak Anadolu'ya büyük ölçüde mekan birliği kazandırdığını söylemiştik.Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu 'da yan yana yaşayan Hristiyanlık ve Müslümanlık << Uygarlık Mozaiği >>nin çeşitliliğini ikiye indirme yolunda bir adım olmuştur.Ancak Anadolu'nu doğaya tutsak olmaktan kurtuluşu, yani, tam anlamı ile mekan ve Kültür birliğine ulaşması Türkiye Cumhuriyeti döneminde gerçekleşmiştir.Atatürk laik bir devlet kurarak ve Çağdaş Avrupa uygarlığını örnek alarak, aynı dili konuşan,Anadolu tarihini kendi milli mirası gören,bir ulus yaratmakla kültür birliğini sağlamış ve mekan birliği için de gereken girişimlerde bulunmuştur.Atatürk'ün ölümünden sonra, onun çizdiği yol üzerinde Türk devleti son yarım yüzyıldan kısa bir süre içinde inşa ettiği yollar ve limanlarla ulaşım sorununu büyük ölçüde çözmüş,barajlarla da tarım ve endüstrinin gelişimi yolunu açmıştır.Anadolu bu gün Jeomorfolojik koşulların doğurduğu güçlüklerde sıyrılmış, böylece mekan ve kültür birliği bakımından tarihinin en uygun ortamını bulmuştur.Ancak Atatürk'ün öngördüğü << Çağdaş Düzeye >> ulaşabilmek için Türkiye'nin bilinçli ve planlı çalışmalara yeni boyut kazandırması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Atatürk tamamen batıya dönük, demokratik ve laik bir devlet yaratmıştır.Avrupa Konseyi'nin ve OECD'nin bir üyesi ve Avrupa topluluğunun bir adayı olan Türkiye şu anda Batı Dünyasının ayrılmaz bir parçası olup,Batı'nın dünya görüşüne uygun ancak özü Türk olan yeni bir kültür geliştirmeye çalışmaktadır. ....>>
.............................................
Yukarıdaki açıklamaları yaptıktan sonra; Anadolunun ilk sahipleri arasında olma tezininin kanıtlanabilmesi durumunda; (ki katılıyorum bu görüşler, yukarıdaki adı geçen medeniyetlerin tümünden daha eskidir, Anadoluda Türklerin tarihi.)Hiç bir ulusun bizi tarih sahnesinde barbarlıkla suçlama hakkı kalmaz.İlk kan dökenler kimlermiş, Anadolu'ya sonradan gelen Pers, Hellen ,Roma'lıların tüm gelişleri istila hareketi olarak değerlendirilmek gerekliliği ortaya çıkar.(Koloniyalizm-Sömürgecilik)
Türklerle Kürtlerin bizdeki gibi yoğun kız alıp verme akarabalık ilişkilerini yaşandığı başka hiç bir ulus yoktur yeryüzünde.Bu nedenle ''Bir olmalı, iri olmalı, diri olmalı!''dır.
Emperyalizimin sömürgen politikalarını doğru kavrayıp, asla ulusal anlayıştan taviz vermemek gereklidir.Aksine hizmet eden vatana ihanetle eşdeğer bir gaflet içindedir. Saygılarımla
Şaban Aktaş tarafından 1/4/2009 9:57:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şaban Aktaş tarafından 1/4/2009 10:00:14 AM zamanında düzenlenmiştir.