- 876 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
Kuş Tüyü Tedailer
Artık geceye koy başını. Yorgunsundur.
Şimdi istersen çocuksun, kırlarını paylaş benimle. Duralım bir çınarın dibinde, bir de bulut çağır üstümüze. Mevsimi çağır aklından, bak ellerimiz ne ılık. Yağmur da yağıversin birden. İki bakışımlı ayna gibi mahsur kalalım seninle, çınarın dibinde.
Saçlarının yandan inişi, alnındaki sırlı aydınlık, dudağında çekili tetik gibi duran sözcükler...Bir sana, bir dünyaya bakayım, kendimi sana kattığımda bir hayal kırıklığı bir düş yitimi; nasıl sevebilirim ki seni? Nasıl sevebildin ki sevginle beni? Gerçeklik testinde sınıfta kalan an’lar, izlenimler, hiç bitmesin derken bile uçup giden altın dakikalar. Şaşırtmadı, kırmadı "imkansız" deyişin...Yüzünün tüm çizgileri aklımda; gözlerinin içinden geçen ruhumun fotoğrafıyla, koy geceye başını, kalksın aradan mesafeler.
Kara geceyi aydınlatan inci gülüşün. Öyle nadir bir inci, öylesine bir başka beyazdı. Bir koca dünya olumsuzluğa zafer gibi parlayan gülüşün. Bir bebekle bir genç kızı, çiçeklenmiş bir badem ağacıyla mayıs güneşinin ezeli kardeşliğindeki uyumca sunan tazeliğin...
Konumlarımızı idrak eder etmez de, ciddiyet fırtınalarının savurduğu kara bulutlar gibi kasvetle bir anda kararıveren, hız ve ışığnı kaybeden...Gülüşün...
Bizim de savrulduğumuz mazimiz...Rüzgarın tayin ettiği uzaklığı kabullenen ve fırtına ağıtları söyleyen biz...Gülüşünü koy gecenin içine, yırtılsın karanlık, incelsin; yüzünün ve saçlarının ardında kalsın. Güzelliğine, saydamlığına koşut dursun.
Narinliğin midir, başına buyruk davranmayı sana sağlayan şey? Bakınca inceliğine, zarafetine hiç bir talepte bulunamamayı sağlayan, seninle yaşanacak tek bir an dışında her şeyi anlamsız kılan. Seni istemeyi bile seninleyken unutturan. Kendi ayakları üstündeki bu özgürlüğünün, krılganlığının koruma şemsiyelerini başının üstüne her daim açmasını nasıl anlamalı?
Sen geliyordun evet, yetiyordu, seni istemeyi bile unutturabiliyordun. Gidince boşluğunda düşüyor, uyanıyordum. Yanıyordum. Gelirsen bir kez daha, kaldır gözümden perdelerini, yapma efsununu, bir iyice inandır varlığına beni. Hissedeyim, bir dağın bir dağın yamacına yağtığı ağırlık gibi...
Şimdi bir kez daha bakıyorum resmine...
Işığın, havadan gelen ışık tayflarını dağıtmış yüzünde...
Usum bir zeytinyağı denizi, bilincim içinde yanan mum.
Bir gerçeğim var. Çok özlüyorum.
YORUMLAR
Çok çok uzun bir aradan sonra tekrar satırlarınıza dönmek ve yine derin ve etkili tasvirleriyle duygularınızı okuyor olma... Ne büyük nimet...
Sevgiliye olan aşkın şiirsel tasviri ve tüm yalınlığıyla romantize edilerek yapılan yakıştırmalar, metaforlar; her seferinde etkili olmuştur bu kalemde... Hayranlıkla okurken, bir kez daha "keşke biraz daha devam etseydi" duygusunu ver bu yazı.
Söz konusu olan aşk bir okuycu için subjektif olsa da; yazarın üslubu ve samimi betimleri bu ilişkiyi oldukça organik kılmakta; görselleştirmekte...
Hatta bir film olarak dahi düşünmek, mümkün olmakta...
Değerli üstadım, çok teşekkür ederim bu harikulade yazınız için.
Daim yazmanız umudu ve dilklerimle.
Çok saygılar, selamlar ve iyi geceler dilerim.
deniz_tayanç1
karşılar gibi görüyorum.
Anlaşılmak güzel şey.
Çok teşekkür ederim Şairim.
Bizim de savrulduğumuz mazimiz...Rüzgarın tayin ettiği uzaklığı kabullenen ve fırtına ağıtları söyleyen biz...Gülüşünü koy gecenin içine, yırtılsın karanlık, incelsin; yüzünün ve saçlarının ardında kalsın. Güzelliğine, saydamlığına koşut dursun.
.........................................BİR YANDA GECE KUŞLARI Bİ YANDA GECE DÜŞLERİ.
HARİKA BİR SEVDA YAZISI.İÇTEN VE ÇOK SAMİMİ.KUTLARIM.
Şaban Aktaş tarafından 1/4/2009 1:59:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ötede bir yerlerde "yazar".. Yazdığını tekrar tekrar okuyup o derinliğe "erişmeli" erişilebilir mi ? Sevgisini, özlemini dizelerine sıvamış, kendini uzak tutarken, almış payını sevdadan Allah ne verdiyse, hamdolsun.. Yazmaktan vazgeçmek yok, daha iyiye ve güzele inşallah..
Sevgi ve saygılar..
MKara tarafından 1/4/2009 1:07:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
MKara tarafından 1/4/2009 1:14:29 AM zamanında düzenlenmiştir.