- 1330 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sevginin Kimyası
Sevgi; “insanın var oluşuyla ilgilidir” biçiminde düşünmenin,konunun ta en başında yanılgıya düşmek olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım.Biz,yani ;iki ayak üzerinde düşünüp, dünyanın en yok edici ,sınıfının çok saygı değer varlıkları insanlar daha peydahlanmadan,sanırız ki her düşüncede olduğu gibi duyguda da her şey insanın tekelinde… Acı,sevinç,sevgi,aşk…
Yanlış!Hem de büyük bir yanlış varsayım.Sevgi;bir yaratıcılık,bir olayın yaşanma biçimidir.Canlıya has olan yaşam sunulumu her nerede var ise ,o kimyasal dolaşım da mutlaka orada vardır.Severek uzanan bir dal ,severek uzanan bir el,sevginin yaprak esintileri,suyun oluşumundaki haz alınan süreç…Severek büyütülen bir hayvan yavrusu,sevgi ile dikilen ağaç ve bitkiler,hatta sevginin yumuşattığı adımlarla çıkılan bir merdivenin basamaklarındaki moleküler alaşımın aşınımı…
Felsefe yapıyorum.Evet,felsefe yapıyorum…Emin usta’nın gülümser bakışlarına girdim elde olmadan.Şu dişleri çürük,sakalı üç-beş günlük,alın ve göz kırışıklıkları inceden kat kat olmuş insanın sabah güneşinin dibinden uçurup gözlerime kondurduğu yosun yeşili göz renginin büyüsüne ve tanışıklığına girdim bir an…Kopya çeker gibiydi ruhum.Ama öncesi çalışılmış,sonrası hatırlanan bir kopya çekme gibi.Anlaştık ustayla hisleri belli etmeden.Vedalaşıp ,sabahı bahçe duvarının kalıplarını çakmak üzere sözleştik,ayrıldık.
O gece,gece yarısı uyandım uykudan.Bir el dürttü beni sanki.Saate baktım 02.55…Arife duruyordu gözümün önünde…Çok sevdiğim çocuklardan biri.En ön sırada oturan.Uysal ve çalışkan.Başını sık okşardım.O da, kedi gibi kısıp bakardı gözlerini.Başarılı olmuş,iyi bir okulda öğrenime başlamıştı.Geceni şu saatinde beni dürterek uyandıran,beynime kazınmış o sevgi bakışlarıydı Arife’nin…Sabahı zor ettim.Erkenden işin yapılacağı yerde Emin usta’yı bekliyordu bedenim bütün alıcıları açık ve merakla.Geldiler bir süre sonra.Arkadaşlarından koparıp yanıma çağırdım,ve sordum;
-Senin kızın adı Arife mi?.Şaşırmıştı!
-Evet,dedi.Nerden bildin?
Dört yıl önceki bakışlarda ve ilişkilerdeki sevgi bağıydı beni Emin usta’nın gözlerindeki renk ve gülümsemeye alıp götüren.Ben,bedenimdeki beni sorgulamamıştım.Kanımdaki kimyasalıydı sorgulayan bedenimi ve çıkarıp kalbimin derinliklerinden beynime yerleştiren.Zamanın bir yerlerinden, belki on üç yıl,belki on beş yıldı o sevgileri çağrıştırıp bu gün yeniden yaşamama sebep olan şey.
Bir aşk;”seni seviyorum” diyebilmenin,yüzdeki pembeliği,burundaki terlemesi.Ve bir akşam üzeri alınan güçlü bir çağrı.
-Bekliyorum.
Sen ki her kimsen,şu an hangi duygu düşüklüğünün varyantlarında dolaşıp çıkış yolu arıyorken,mucize bir sesin dünyana yansıması gibi.Dolaysız bir çağrı.Mertlik kokan.Seni plazmasına katıp ,evrenin bilmem hangi muhteşem boyutuna taşıyıp,var oluşun nedenlerini yeniden, yeniden ,yeniden sorgulamayıcı.
Biz insan ve aramızdaki yalan ya da kaçak konuşmalar.İki kedinin aşk-ı muhabbetine zaman ayırdığı kadar bile akılsızca zaman ayıramayıp bu günkü nankör insanının udubet ruh hallerine erişmek;çalmak,çırpmak,çimdiklemek,zorla alıkoymak,vurmak kırmak ve hepsinin özeti;sevgisizlik.Şu sözü söylemek için her zaman zamanımız var olmalı değil mi "sevgilim".
Seni seviyorum.
1 ocak 2008 Denizli
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.