- 741 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİLMİYORUM (1)
Bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Çünkü bildiklerim ve bileceklerim beni korkutuyor. Sorular cevaplarından uzak bir yerlerde beynimi kurcalayıp dururlarken nedenleri merak ediyorum sonra. Ama bilmekte istemiyorum. Ne yapmam gerektiğinide, nasıl tepki göstermem gerektiğini de bilmiyorum. Bazı şeylerin sadece bana özel olmasını istediğimden olsa gerek, hedeflerime hiç ulaşamadım. Hedef yada amaç her neyse unutuldu. Bir anda ulaşılamaz yapıldı.Olmadı, yapamadın. Kocaman bir kaybeden kişilik olarak yaşamak zorunda kalmak, yaşamayı ölüme tercih etmek, yada hayatta bir kez olsun sadece kendim istediğimden bir şeyler yapabilmek için kendime öncelikle herşeyi ve
hiç yalan söylemeden anlatmam gerekirdi. Anlatmalıydım...
Herşeyi, anlatacaktım.sınavı bekliyordum sanada anlatmak için olmadı. Bundan sonrasında hayata dair yeni planlarımda hep bu anlatılanları örnek alacağım.
Ders almayı becerebilmiş miyim diye merak edip her yanlışı tek tek incelemek ve herşeyi oluruna bırakmadan önce son kez bir şeyleri yönlendirmeyi istiyorum. Seçtiğim, seçtiğin yol seçme zorunluluğu olarak kalmamalı.. geri dönüşü olmamalı alınacak karaların.
Hiç yalnız olmadım ki diye düşünürken çevremde gezinip duran onca şeyin hiç olduğunun farkına varmam uzun sürmedi. Hiçbir şey istediğim gibi devam etmese de aslında her şeyin düzenin gerektiği gibi yani kendimin dışındaki insanların istedikleri gibi oluştuğunu da biliyorum artık. Hep senin istediğin gibi olmak. Şartlı sevilmek.Yenildim. Bu çok açık ve tartışılmaz.Hayatıma kendi sorumluluğum altında yenildim. Onun ağırlığını taşıyamıyorum artık. Aslında kendimi bile taşıyamıyorum. Bir zavallıya dönüşmemi elimden hiç birşey gelemez durumda seyretmek zorunda kalmam ölümden bile büyük bir acı ile beni karşı karşıya bıraktın.bunu üzerine bir rahatsızlık geçirmem affedilir değil. İçinden elinden bir şey geliyordu değişecektin diyorsun. Bunu da duyuyorum.ben değiştim ama sen benim için hiç değişmedin. Önümde geriye kalan seçeneklerim de sadece
geri kalan ömrümü nasıl yaşayabilecek oluşum. Hayat bir şekilde devam ediyor. Bunların dışında bana seçenek diye gözükenler ise sonunu çok iyi bildiğim karanlık bir dünyayı andırıyorlar. Ben o karanlık dünyanın içine girmek gibi bir cesaret gösterebileceğimi sanmıyorum.Görünürde seçeneklerin bol olduğu ama aslında hiçbir seçeneğin olmadığı, acımasız ve kararsız bir dünyada yaşıyorum. Kimse neden yaşadığının farkında değil. Kimse kaybettiklerinin yada kazandıklarının hayatın tümü karşısında aslında ne kadarda küçük olduklarının da farkında değil.
Sevgiye olan açlık ve gereksimimi her ne kadar hissedebiliyor olsam da yaşadığım hiçde küçümsenemeyecek acı dolu olaylar, nefretin benim için sevgiyle yer değiştirdi. Gerçek
sevgiyi değil gerçek nefreti gördüm sende. Asıl olan tepkisiz kalmamdı. Seni hala o gece istememdi. Göz de yumamıyordum, hoşgörü de sağlıyamıyordum. Yeteneksizdim belkide. Ama aklım hep sende nefret et diyordu, Herşeyden...kendimden bile. yok etmek sadece kendim için kolay ama sonrasında hep sorular dökülecek yok olan varlıklardan. Vicdan azabı yaratmasalar bile düşündürecekler en azından. Gözümün önünden nefes alıp vermeye devam ettiğim sürece çıkmayacaklar. Aslında düşüncelerimi bile yönlendiremiyorum. Çünkü onlar zaten yazıya geçmeden önce yönlerini bulmuş oluyorlar. Nefretin karşısında hala sana olan bu sevgi neden? Düşünüyorum neden mutluluklar hep bu kadar kısa sürer diye. Neden hep umutla beklenen yazlarda olur bu duygusal patlamalar. Ve ben neden hep bu zamanlarda nefretini çıplak bir şekilde görürüm. Sorun neydi acaba.bu kadar nefret edecek sorun neydi? Hiçbir neden bulamıyorum. Neden aramak bile sıkıcı artık..Kendi isteklerim doğrultusunda bulduğum çoğunlukla saçma nedenlerime bağlılık yeminini çoktan ettim. Bundan sonra bana “işte neden bu” diye sunulacak herşey doğru bile olsalar anında reddedilecek. Çünkü doğrular benim düşündüklerim artık.
Ne istiyorum ben? İsteğim niye hep sen? Umutsuzluk ve sonsuz nefret beni bu hale sokmadan önce neleri amaçlamıştım? Herkesinki gibi sıradan bir hayat yada yine herkesinki gibi başkaları tarafından oluşturulmuş ve yine başkaları tarafından yönlendirilecek bir hayat mı? Ne istiyordum bundan önce? Sen ne istiyorsun? Özgürlüğün artık komik bir kavram hale geldiği bir yerde yaşamak mı? Yoksa umutsuzluğu sevgisizlik ile birleştirip omuzuma ölene dek taşıyacağım bir yük olarak koymak mı niyetin. Ne istiyorsun? Evet bir yolda işte böyle göz göre göre uçup gitti. Koca bir (5 yıl)
Bunuda kaldırabilirim sanki. Ama geride kalan yollarında elimden hiçbirşey gelemeden uçup gitmesine seyirci kalamam. Çünkü bu benim sonum olur. Kaybedilen bu yolda biraz daha korkuyu arttırdı o kadar. Eskiden korkuyordum ama şimdi çok korkuyorum. Ne olacağını
kestiremiyorum ve hep kötü şeyler seziyorum. Gelecek ile yaşayacağım korkuda şimdi korkumdan farksız....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.