- 640 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
sakın düşme!
Sakın düşme!
Şimdi denizler gibi soğuk, güneş kadar sıcaktır ellerin, günaydın Yağmur’um.
Sözlerini yıka da gel. Lâf aramızda; öylesine yamanmak hoş değil güne, hem yakışmaz vallahi yarınlarına…
Olur olmaz cümlelerin virgül eşiklerinde bekleme; hiç biri eşdeğer değil ki noktalarınla…
Beklediğin bir sabah olmayabilir bu…
Üst üste gelir, her sabah her sabah doğar gün ve an gelir nefes alamaz olursun, zor ve adi ve kör bakar beklenen saatler. Görmekten korkmamak için; sözlerini yıka, köpük köpük yıka, ki ağlatmasınlar seni için için…
Kirpik uçlarına basa basa gel, usulca uyan, yüreğine dayan da gel…
Ay’ı keser, yıldızlara yol yaparlarmış. Kırıntı, kırpıntı neyse ne; işte Samanyolu. İnanmazsan bakmayı bil! Kuruntu deyip geçme, kıvranmasını bilmeyene az gelirmiş toprağın tabana yayılması. Sorgusuz ve sualsiz ve tavanda gezinmekten uyku tutamayan gözü de keser biçer yastığa gömerlermiş, bilmez misin a gözüm!
Korkma!
Karanlığa basacaksın elbette, başkaca çaresi yok. Düşün; ilk takılan değilsin, takılma taklidi yapanlardan hiç değilsin! Sendele, sebepsiz düşme; düştükçe sendeleyen ayak takımıdır, bunu iyi belle!
Süzül… Özün ayağa düşmesin. Aşağılara bakmak, bakıp oyalanmak pek bir arsız alışkanlıktır, aldırma!
Sen, sen ol!
Kurduğun düşleri düşürme; kırılır… Üzülür, dayanamaz, aymazdan az evvel; pes dersin!
Sakın yalnızlığından, ıssızlığından. Sakın seni alt üst etmeye hazır sırsız, sınırsız, huzur hırsızı gecelerden…
Sakın sakın korkma, aklının alamayacağı kadar uzun bu yol ve göründüğünden de kısa, belki tahmininden biraz uzun…
MüzeyyenkızılyaR
11.12.008
YORUMLAR
Düzyazısal şiirin, etkin, verimli, estetiksel niteliği yüksek örneklerinden biri.
Hakikaten, "farklı" dizeler, "özgün" bir söylem.