- 2568 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ben Yine Aşık Oldum
Ya ben yine âşık oldum galiba. Hem de çok alakasız birine. Bundan sonra artık kimseye bakmayacağım kimse için üzülmeyeceğim diye kendime verdiğim sözler bitti gitti.
Ben yine âşık oldum hem de en sevdiğim dostlarımdan birine. Nasıl olduğunu hiç anlayamadım. Böylemi âşık olunuyordu. Unutmuş muyum yoksa ben âşık olmayı?
Yoksa âşık falan değimliyim kestiremiyorum. Ama şu son günlerde o kadar tuhaf hissediyorum ki kendimi.
Onu düşünüyorum artık eskisi gibi bakamıyorum ona. Her karşılaştığımızda içim içime sığmıyor. Gülümsemesini görünce çocuk gibi seviniyorum. Onda kendimi görüyorum. Artık canım acımasın istiyorum ama onunla da çok canımın acıyacağını biliyorum. Yani o benim canımı acıtmaya başladı bile.
Geçen sene çok zor zamanlarımızda tanıştık onunla. Oda yaralıydı, iki yaralı destek olduk, teselli ettik birbirimizi. Geçmeyeceğini bile, bile “Boş ver üzülme geçer” dedik. Bana dostluğuyla öyle çok yardımcı oldu ki. Ne zaman gözyaşlarım gözümden aksa küçücük bir mesajla da olsa yanımda buldum onu. Sabahlara kadar bilgisayar başında birlikte saydık döktük hayata. Geceler boyu teselli ettik birbirimizi. İlk zamanlar dostluğu içimi ısıttı. Her ağladığımda gözümün yaşını silmek için onu aradım etrafımda. Onu yanımda hayal ettim. Yanımda yakınımda olmasa da başımı omzuna koyarak ağladım.
Sonra hayatımdaki varlığın kalbimi ısıttı. Artık kimseleri sokmayacağım diye kilitlediğim kalbimin kapısını açıp girivermişti benim bile haberim olmadan. Bir gün bir baktım ki o vardı orada. Hissediyordum ondada bana karşı bir şeyler vardı. Ama arkadaştık işte. Aynı yaşta olmamıza rağmen birbirimize kardeşim diye hitap ettik uzun süre. Ne zaman kardeşim diye hitap etmekten canımlar’ a hayatımlar’ a geçtik. Anlayamadık. Oda anlayamadı bende.
Bakışlarımızdan hissediyorduk bazı şeyleri ama korktuk birbirimize itiraf etmekten. Korktuk birbirimizi kaybetmekten. Aramızda gözyaşlarıyla meydana getirdiğimiz dostluğumuzu kaybetmekten korktuk.
Ama benim en nefret ettiğim şeydir. Eğer seviyorsam birini saklayamam içimde. Sonuçlarını düşünmeden söylerim karşımdakine. Çünkü bana böyle öğretildi. Bunda hep zararlı çıktım ama hepte yaptım. Yine olsa yine yaparım. Pişman olmadım hiçbir zaman bundan
Geçen akşam yine aynı şeyi yaptım. Sonuçlarını düşünmeden ona “Ben sana âşık oldum galiba” dedim. Şaşırmadı. Bekliyordu. Biliyordu. Çünkü kendide seviyordu.
“Bende sana. Ama…” dedi ve o Ama havada asılı kaldı.
Ama korktu. Korktuğunu biliyordum. Ben korkak erkeklerden nefret ederdim. Ama ondan edemedim işte. Kızamadım ona bir türlü.
Korkma nedenini biliyorum aslında. Hak da veriyorum. Ama işte kabullenemiyorum bir türlü gerçekleri. O gidince ne kadar üzüleceğimi biliyorum. Ama bana küçücük bir ümit versin istiyorum. O uzaklardayken tutunacak bir dalım olsun istiyorum. Bu kadar kötü günden sonra ödülüm olsun istiyorum. Şimdi ne olacağını bilmiyorum. İkimizde bakakaldık öylece birbirimize içimizi titreten bir sevgiyle öylece kalakaldık. Bundan sonra ne olacağını bilmiyoruz. Korkuyoruz. Elimizdeki en değerli şeyi dostluğumuzu kaybetmekten korkuyoruz.
Ve o gidiyor. Sadece saatler kaldı gitmesine.
Yine acıklı yazıyorum ama içimden başka bir şey gelmiyor ve başka bir şey düşünemiyorum şu anda. Sadece onu, gidişini ve yokluğunu düşünebiliyorum. Kafamda o var. Başka bir şey düşünemiyorum. O gidince neler olacağını düşünüyorum.
Güneş yine doğacak, yine batacak. Yine aynı işler, aynı koşturmacalar olacak. Yine aynı sebeplere sinirlenip, aynı sebeplere öfkeleneceğim. Gözümden kimsenin görmediği bir damla yaş süzülecek. O gelecek aklıma.
Bu akşam içeceğim diyeceğim. Kadehi doldurup içtiğim ilk yudum, onun acısı gibi yakıp geçecek içimi.
Sigaramı her içime çektiğimde onun hasretini de çekeceğim içime.
Sabahları küçücük, anlamsız mutluluk sebepleri yaratacağım kendime. Belki diyeceğim bugün arar ya da mektubu gelir bugün “Napıyon len dana” diye başlayan. Bu hayallerle başlayacağım güne. Umut, umutsuzluk, hüzün ve acıyla bitireceğim günü.
O gitmiş olacak. En azından nerede olduğunun ve iyi olduğunun tesellisiyle avunacağım. Gözüm hep telefonda hep haberlerde olacak. Bir şehit haberi okuduğumda irkileceğim korkudan. Dua edeceğim “Lütfen O olmasın” diyerek. Bir gün gelecek geri dönecek. Belki benim duygularım değişecek. Belki de hayatımda bir sürü şey değişecek. Ama yinede dua edeceğim onun için. O mutlu olsun yeter diyeceğim. Bu mutlulukla teselli bulmaya çalışacağım.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Ben unutmuşum muyum gerçekten âşık olmayı?
Böylemi âşık olunuyordu? Böylemi aşk acısı çekiliyordu?
Unutmuşum.