- 1156 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
hüzün..istanbul..
Ben hüznün memleketinde büyüdüm.Kirli göklerin,rutubetli havasını soludum...En sevdiğim ses martılara aitti.Aslında martı sesleride hoşuma giderdi ama martılar bir başkaydı...Bir feryat gibi derin ve çığlık kadar biçare...
Ruhum gibi sallanan vapurlara binip martılarla paylaşırdım simitlerimi.Gözümü kısarak sisli uzaklara bakmaya çalışırdım.Bazen kendimi kartpostallardaki kayıklara benzetirim.Küçük,yalnız ve çalkantılı.Bazense yaşam kaynağına ihanet eden balıkçı teknelerine...
Taşlı yollarda inip-çıkmaktır burda yürümenin adı ve tarih koklamak..Haliçte gemiler görürüm bazen Fatih’i andıran yada Bizans çanlarını işitirim adalarda.Kızları kadar Türkçeside güzeldir hani.Bin kültürü yaşatır insanlar.Breler, moreler söylenir dillerde beyzadeler,lütfenler..
Yağmur çisilderken ikindi vakitleri,ezan sesleri ruhlara huzur yollar.Çamlıca’da iki sevgili ayrılır,bir başkası aşık olur Boğaziçinde.Farklı duygular yaşanır farklı yerlerde ve farklı şarkılar söylenir ağızlarda...Bir kaçış hissine kapılırım bazı bazı ama her seferinde sert bir hayır çarpar düşüncelerime.Kadın gibidir o. Ne onunla olunur ne onsuz...
Göğe uzanmak istercesine yukarıdadır Galata.Ruhum gib,çarpık bir hayatın en ortasında nefes almaya çalışırcasına kaldırmıştır başını..
Ben hüznün en güzel yaşandığı yerde yaşadım.Hüznün rengine boyanan İstanbul’da...