- 470 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YARGI YARGILANIYOR
YARGI YARGILANMAYA BAŞLADI
Dr. Sadık ÖZEN
Bir devletin en önemli kurumlarının başında yargı gelir. Yargı; ülke düzenini ve o ülkede yaşayan insanların hak ve özgürlüklerini koruyan, haksızlıklara uğramalarını önleyen, halk arasında adalet ve eşitliği sağlayan bir kurumdur.
Konumu itibariyle, yargı ve yargının verdiği kararlara karşı gelişi güzel eleştirilerde bulunulmasını önleyen yasalar çıkarılmış ve yargının saygınlığı korunmaya çalışılmıştır. Yani bir yerde yargı mensupları ve aldıkları kararlar için dokunulmazlık getirilmiştir.
Zaman zaman aksine durumlarla karşılaşılabilse bile, bu konuda; gerek siyasetçiler, gerekse basın mensupları ve tabandaki halk üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermekte olup; ülkemizde yargı, yargı mensupları ve yargı kararlarına karşı saygılı olunması geleneksellik kazanmıştır.
Durum böyle olmasına karşın; son günlerde yargı mensuplarının kendi aralarında giriştikleri tartışmalar, yargıya olan saygınlığa gölge düşürebilecek bir hal almış bulunuyor. Halk bu durumu; şaşkınlık, kuşku, ve hatta korku içinde izlemektedir.
Özellikle, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın son yaptığı açıklamalar, toplumda oldukça rahatsızlık yaratmış ve yeni tartışmalar başlatmıştır.
Aynı rahatsızlığı, halkla birlikte, Danıştay ve Yüksek Seçim Kurulu gibi diğer yüksek yargı organlarının da duydukları gözleniyor. En büyük yargı organı olan Yargıtay’ın ise aynı rahatsızlığı duymuş olabilecekleri, ancak şimdilik, yaratılan polemiğin dışında kalmak istedikleri sanılıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşundan beri, bu tür durumlarla karşılaşılmamıştı. Demek ki bu konuda yanlış olan ve düzeltilmesi gereken bir şeyler var.
Son yaşayan olaylarla, İster istemez, Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyelerinin seçilme ve atanmalarıyla ilgili tartışmalar gündeme geldi ve bu tartışmalar kamuoyunda yaygınlaşarak devam ediyor. Ülkemiz için bu son derecede ciddi ve önemli bir sorun olup, tartışmaların daha fazla büyümeden düzeltilmesi gerekmektedir.
Son zamanlarda, mahkemece alınan kararlar ve sonrasında yaşanan olaylardan; bu büyük kurumun başına, hasbelkader veya siyasi manevralar sonucu seçilen birilerinin gelmesini sağlayan bir sistemin ve kararlarda aranan oy çoğunluğu oranının uygun olmadığı anlaşılıyor. Aynı zamanda, 5 muhalife karşı 6 üyenin oyuyla yani niteliksiz çoğunlukla alınan kararları halkın benimsemediği ve kabullenmekte zorluk çektiği gözleniyor. Öte yandan, Anayasa değişikliği için yapılan toplantılarda çoğunluk için aranan oy sayısının üçte ikiden üçte bire indirilmiş olması ve bu suretle Anayasamızın değiştirilemez maddelerinin kolaylıkla değiştirilmesi amacıyla TBMM gündemine getirilmesi ayrı bir huzursuzluk konusu olmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyetin temel ilkelerini korumakla görevli ve yetkili kılınmış olup, bu görevi sırasında zaman zaman, hatta çoğu kez siyasi nitelikli kararlar verebilme durumundadır. Bu nedenle, bu mahkeme ve üyelerinin sağlıklı karar verebilmeleri için siyasi tarafsızlık içinde olmaları gerekiyor. Oysaki yapılan seçim ve atamalarda bu hususun dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu bağlamda, aranan nitelikler arasında; sadece yöneticilik ve akademik unvanların yeterli olmadığı, Mahkeme başkan ve üyelerinin belli bir deneyim kazanmış ve yeterliliği kanıtlanmış yargıçlar arasından seçilmeleri gerektiği tarzında fikirler ileri sürülüyor.
Yukarıda sayılan olumsuzlukların düzeltilmesi ve yapılan son değişikliklerle yaratılmış olan tartışmaların sona erdirilebilmesi için; Anayasamızın bizzat kendisine ait bazı maddelerin değiştirilmesi gerçeği ortaya çıkmış bulunuyor.
TBMM’de grubu olan bütün siyasi partilerin ve parti farkı gözetmeksizin bütün milletvekillerinin; bu konu üzerine hassasiyetle eğilmeleri ve Anayasa Mahkemesi’nin saygınlığına gölge düşürebilecek hususları önleyecek doğrultuda yeni yasal düzenlemeler yapmaları gerekiyor. Bu, halkımızın huzuru ve ülkemizin geleceği açısından son derecede önemlidir.
Saygılarımla…
29. 12. 2008
www.fikirplatformu.net
YORUMLAR
Sayın Özen ; sizin de farkında olduğunuz gibi; ülkemizde siyaset çok çirkinleşmiş,adeta bir çamuru andırmaya başlamıştır. Bu çamur maalesef, son zamanlarda yargıya bile bulaşmaya başlamıştır.
Yeni anayasa gerekliliğine gelince ; ülkemiz sivil bir anayasayı çoktan hak etmiş olmasına karşın bu işin olanaksız olduğu da bir gerçektir. Kanım odur ki ; yeni bir anayasa onaylandığında,özellikle şu anki anayasanın geçici bir maddesi ile koruma altına alınan Evren ve arkadaşlarına yargı yolu açılmış olacaktır. İnandığıma göre sırf bu yüzden ülkemizde sivil anayasa çalışmaları askıya alınmıştır.
Yani,işimiz zor,Sayın Özen..
Fikret TEZAL tarafından 12/29/2008 11:18:58 AM zamanında düzenlenmiştir.