Seçim zamanı kapıyı aç ondan sonra beş sene seçmenden kaç.
Bu günlerde atmosfer bile farklı…
Konuştuklarımız bile değişti…
Adaylar, aday adayları, seçim…
Sizi bilmem ama ben bazı olayları çok ironik buluyorum…
Hiçbir misyonu, vizyonu olmayan vasıfsız aday adayları,
Her birine bir süre daha katlanacağız.
Bütün bu oluşumda dikkatimi çeken en önemli ayrıntı;
Kişilerin “Ben yeterli miyim acaba” diye kendini sorgulamamış olmaları.
Tamam, bilirim herkes kendini bir değer olarak görür, kendini sever, önemli bulur.
Ama insanın naturasında olan bu özellik hiç öz eleştiri yapmadan körü körüne olunca ortaya çıkan fotoğraf, gerçekten komik oluyor...
Bugüne dek ürettikleri, katkı koydukları kişisel hiçbir başarısını kendi hanesine yazdıramamışlar,
Bir de; “Beni halkım istedi, görevden kaçamam” sloganı yok mu;
Pek çok aday adayı bunu kullanıyor...
“Yürü koçum kim tutar seni” diye ortalara iten sözde “halk”ı da merak etmiyor değilim...
Sanırım akıl bu memleketi terk etti…
Neden diye soracak olursanız?
Şimdi bazıları gelmiş oy istiyor, hatta istemiyor başkalarına istetiyor…
Seçim zamanı kapıyı aç ondan sonra beş sene seçmenden kaç.
Off ne ala memleket…
Ye iç yat, keyfine bak…
Seçilince de yat
Seçilmeyince de yat…
Haklı!
Ve akıllı adamlar bunlar…
Bunlar özel adamlar…
Bunlar kendileri için bile çalışmazlar…
Halkımızda…
Bizim için çalışırlar diye umut ediyor…
Vahh vahh…
Kadersiz…
Kısmetsiz…
Şansız halkım benim…
Kendi söylediğiniz sözü kendiniz unutursanız olacağı budur…
Hani şu keklik meselesi” ayakların neden kırmızı demişler soğuktan demiş” e biz seni yazın da gördük diye bilen halk bu gün gerekeni neden söylemiyor…
İşte biz böyle oldukça daha çoook bazıları kendilerini başkalarına seçtirecekler…
Ama biliyorum ki burası küçük bir yer hatta bir köy…
Sağ olsun seçilmiş zevatımızın sayesinde köyleşmiş….
Onun için seçtiğiniz insanın yanınızda olmasını istersiniz…
Hastalığınızda…
Cenazenizde…
Kötü bir gününüzde…
İşsiz olduğunuzda,
Çocuğunuzu üniversiteye gönderemediğinizde,
Güvenebileceği bir dost,
Bir büyük,
Bir yetkili,
Sizi teselli edecek bir arkadaş,
En azında umut verecek, bir yol göstersin, hepiniz istiyorsunuz biliyorum…
Hiç olmazsa düğün, dernek, nişan sünnet gibi mutlu günlerinizde mutluluğunuzu paylaşsınlar istiyorsunuz…
Ama nerdeee,
Onlar burada yaşamazlar,
Onların gözünde burası bir varoş…
Onların gözünde halk sağımlık bir koyun,
Halk zavallı,
Halk cahil,
Bırak öyle kalsınlar…
Biraz uyanık olanlar, hakkını hukukunu koruyabilenler birer keçidir…
Ama umudum var bu halk artık uyandı yada uyanacak…
Kendisine tepeden bakanları,
Kendisini hor göreni, seçimden seçime görünen göstermelik hal hatır soran,
Ruhsuz samimiyetsiz, yalan-dolan, içi boş vaatlere kanmayacaktır…
Kanmamakla kalmayıp gereken dersi verecektir…
Vermezse sağımlık koyun olmaya devam edecektir…
Bu memlekette işyerlerinin yarısı kapalı, insanların insanca oturabilecekleri bir ortam yok…
Yaşlılar muzdarip,
Gençler bunalım,
Kadınlar mutsuz,
Herkes umutsuz…
Bunları giderecek ellerinde iki çizik olan varmı?
Onlar için bunlara hiç gerek yokkki,
Nasıl olsa, birine yalandan iş vaadi, birini başkasına küstür,
Biri ondan, biri bundan,
Böl parçala yut…
Eski ayak oyunlarına devam,
Eski köyün neyine yeni adet…
Bir tabir var “lafın tamamı deliye söylenir” diye
Anlayan anlamıştır…
Yeni yılda, uğurunuz açık, yolunuz yüreğiniz kadar aydınlık. Sevinçleriniz, sevgileriniz, sevenleriniz, dostlarınız, mutluluğunuz ve şansınız bol olsun...
YORUMLAR
İki tanım yapmışsınız halk için ;
1-''Biraz uyanık olanlar, hakkını hukukunu koruyabilenler birer keçidir…
2-Vermezse sağımlık koyun olmaya devam edecektir…''
Galiba birincisini tercih etmemiz gerekiyor.
Fikret TEZAL tarafından 12/28/2008 1:59:04 PM zamanında düzenlenmiştir.