MARTILARIN HİKAYESİ
Bir martı vardı önceden.
Kendini ummadığı, istemediği bir boşlukta buldu birgün.
O boşluk; gözleri kamaştıran mavilikten oluşan,
rüzgarıyla üzerinde kimseyi barındırmayan okyanustu.
Ne yol gösterecek biri vardı,
ne de geriye dönebilmek için bir çaresi.
Geriye dönmek istemiyordu ama aklı hala eskilerdeydi.
Hiç bir yöne sapmadan ileriye gidiyordu, bilinmezliğe gidiyordu ümitsizce.
Geriye dönüş imkansız, ilerisi, sağı, solu bilinmezlik..
Başka da çaresi yoktu zaten.
Bir gün karşı yönden gelen başka bir martıyla karşılaştı.
Önce birbirlerine bakıp gülüştüler.
Kaderlerinin benzerliğinden olsa gerek birbirlerine güvenmek ve aynı yolda,
aynı yönde gitmek istediler.
Karşı yönden gelen martı gün geçtikçe tutuldu bizim umutsuz martıya.
Ama sevdiğinin duygularına o kadar yabancıydı ki, hiç bir şeyden emin değildi.
Yine de artık ne yöne gittiği,
yolun sonunda onları neler beklediği hiç önemli değildi onun için.
Sadece sevdiğinin yanında olmasını istiyordu,
sadece onu istiyordu,
sadece onu!
Fakat nedense sevdiğine sevgisini, ilgisini içinden geldiği gibi gösteremiyordu.
Buna kendiside çok üzülüyor ve biraz zaman istiyordu.
Sevdiğini kırmamak istiyordu ve kırmamıştı da.
Çünkü biliyordu;
geçmişle boğuşmak ve ondan kurtulmak hiçte kolay değil.
Günler geçti bu bilinmez yolculukta.
Kimi zaman yolları ayrılır oldu saçma sapan sebeplerden.
Her defasında tekrar yola koyuldular.
Çünkü ikisinin de desteğe ve sevgiye ihtiyacı vardı ve bu durumun ikisi de farkındaydı.
Sonra bizim ümitsiz martı düşündü derin derin.
’Gerçekten sevmediğim biriyle gidemem bu yolu, aklım hala eskilerde
ve
sonunda ne olduğu belli olmayan bu yolculukta boş yere oyalayamam sevenimi.’ dedi.
Kendince iyilik yaptığını düşünüyordu sevenine.
Ama bilmiyordu ki sevdiği onunla her şeye katlanmaya hazırdı.
Her şeye..
Sevdiğinden bunları duyan martı çaresizce, hiç bir şey demeden, kırılmadan geri döndü.
Aklında sevdiği, kalbinde sevdiği..
Kayboldu o gözleri kamaştıran mavilikte.
İkisinden de haber alınamadı bu güne kadar.
Rivayetlere göre;
Umutsuz martı:
Her şeyden ümidini kesmiş, kendini rüzgara bırakmış
ve
başka bilinmezliklere savrulmuş.
Geri dönen aşık martı ise:
Üzgün bir şekilde geri dönerken farkında olmadan ağır yaralar almış.
Uçamamış bir daha.
Şarkılara inanmış;
Kestiği ümitlerden bir yelken yapmış,
Ne gidebilmiş sevdiğinin yanına ne de kalmış..
Tek umudu varmış artık:
Bir gün sevdiğinin rüzgarda savrulupta yelkenine konması .
Rivayet işte
İnanananız var mı?