- 634 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gözlerdeki Dost Damlası
![Gözlerdeki Dost Damlası](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/33360.jpg)
kıymetli dostum ebsar’a ithafen
gözlerdeki dost damlası
ey dostu-can! unutulmaz gecelerimin en amak-ı hayali(derin hayal). Unuttum sanma o başlangıçları o sonsuz bitişleri. Bismillah çekerek okuduk gözlerimizi*... Tanımasakda birbirimizi, dost diye sarıldık en acı günlerin hazanında... Belki dudaklarımızda acı vardı belkide yalan dolu bir maske ama aşkların en güzeli dile gelince hatırladık her zamanın bir baharı olduğunu...
garip bir raslantıda bulmuştuk birbirimizi hatırlarsan. Bizi biz yapan sevdanın en meçhul değerlerini beraberce kar-beyazı-kardelenlere çevirmiştik... Sonra hayalini bir zamanlar çizdiğim imkansız-ötesi-resimlerin birgün gerçekleşeceğini hiç düş(l)(ün)ememiştim. Oysa her dua birgün mutlaka kabul edilmeyecek miydi... ha bugün, ha yarın, belki yarından da yakın, belki ölümden de öte... Birgün kapımı çaldın ve anladım duam kabul oldu...
haftada bir nura yolculuklarda can yoldaşım oldun... Rabbimin bize en yakın yerinde seninle gezdik... ben pervane oldum bu nurlu yolda sen yolumu açan ışık dolu ebsar(gözler)...
ben duaların sırrını çözmeye çalışırken seninle birlikte olduktan sonra çok şey öğrendim:
bilmek ve unutmak
hatırlamak ve anlamak
anlamak ve ağlamak
ağlamak ve istemek
istemek ve ölmek
ölmek ve olmak*...
hayatın özünün hayatın başında verildiğiydi tüm bunlar... Hz. Adem yasak meyvayı yedikten sonra cennetten dünyaya gönderilmişti. Ne güzel bir utanma ve edeple şu sözleri söyledi: “Rabbim unutturuldum” Yani bilemedim, göremedim, anlayamadım, mahcubum ve MUHTACIM sana Ey Allahım! işte yolculuğumuzun özeti buydu ve bu yol asla bitmeyecekti...
bilmem kaç kere devrildi bu çınar-bedenim. köklerim bir damla suya hasretken zalim dünya durmadan dallarımı kırdı.. kaç kere ağladım beslemek için kalp-köklerimi... medet umdum umulmayacak kapılardan... aynı hatayı tekrar eden bozuk plak misali, hep bir yanım eksik kaldı senden önce... bir mucize kadar kutsal dualarla, umutlarla bağlandığım toprak oldun sen... zaten nefsimizin esaretine toprak atmayacak mıydık tıpkı cananların canı Mevlana gibi... canımdan can atmak gibi...
Toprak oldun en güzel meyvelerim seninle açıldı...
Toprak oldun özümü kapattın dünyaya...
Toprak oldun sardın içimdeki sırların tohumunu...
Toprak oldun korudun günahlardan, belalardan...
Canhıraş(dayanılmaz acı) bir düğümün en çıkmaz yerinde, arafların(cennet ile cehennem arası yer) en ortasında, sıratın bilmem kaçıncı yanışında veya ızdırabın ansızın esen boğucu sularında, ruhuma bir nefes-i isa misali öpen deniz-feneri-kalbinden, tekler ve çiftler adetince Rabbim razı olsun...
Hani bir hedefimiz vardı senle... kışları kardelen, yazları ise kaktüs olma hayali... kışları bahar eden kardelen, yazların günahına iffet duvarıyla geçit vermeyen kaktüs olma hayali... şimdi yazarken bunları hatırladım aniden... yaşanmış ne çok güzellik vardı... devam etmeliydi her masal hiç bitmemecesine... ey çocuksu kalbim ne tez unuttun annenin masallarını... hani biri bitince diğerini başla yalvarışlarını... ve masum anne kandırışlarını... ne tez unuttun gözlerin tatlı uyku perisinin kollarına uzanırken... bu masal da bitti çünkü sen çoktan uyudun!
şimdi bu satırları yazarken hala umudum var... dost değerlidir mührünüde kalbime bastım... ne de olsa gözlerimdeki yaşlar kuruyunca sığınırım bir dost damlasına...
*gonca özden_sessiz rhapsody yazısından.
*dücane cundioglu_sen hiç istemedin ki dostum yazısından.
pervane
29.07.07