- 1266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Meram Express
Meram Express İzmit’e sabahın ilk ışıklarında uğrayan ve uykulu yolcuları bırakan trendir. Aynı zamanda bu benim öğrencilik yıllarımın trenidir.
Ne günlerim geçti şimdi özlemle andığım.
Konya’dan gelirken akşam 5’ te biner sabah 5’ te, İzmit’ten Konya’ya giderken de akşam 9’da biner sabah 9’ da orada olurdum. Neyse, gel git 12 saat. Bitmez bu yollar derdim uyumadan.
Çınar yaprakları dökülmeye başladı mı; okul yolları gözükürdü bana. Ağır valizlerimle istasyon yollarına düşerdik ailece. Bir garip olurdu içim sevdiklerimden ayrılırken. Ağlamazdım ama ağlamaktan beter olurdu içim. Bu bir kopuşun habercisiydi. Ailesiz geçecek kaç ay demekti.
Yollara aşinalığım buradan geliyor besbelli. Acı bir siren ile anlardım İstanbul’dan trenin yaklaştığını. Aceleyle sarılırdım anama, babama, öperdim ellerini. Valizimi yüklenip binerdim trene. Tren yavaş yavaş kalkarken ben oturduğum yere geçerdim. Ailem el sallayarak takip ederdi gidişimi. Ağır ağır uzaklaşırdım İzmit sularından.
Hiç unutmam yağmurlu bir gündü. Saat kulesinin yanından ayrılırken şimşekler çakıyordu. Trene binene kadar ıslanmıştım. Trende kalorifer var, üzerimi kurutur, ısınırım sandım. Oturduğum vagonda önce elektrikler gitti ve sabaha kadar kalorifer çalışmadı. Üşüdüm… Yanımda bir Almanca öğretmeni oturuyordu. O yardımcı olmak istedi ama olamadı. O gün elbiselerimi üzerimde kuruttum diyebilirim.
Bir keresinde Konya’dan geliyordum. Gecenin 03:00 ünde bir sesle uyandım. Çantasını, eşyasını alan iniyordu. Etrafta bir telaş vardı. Treni boşaltıyorlardı. Kalabalığı takip ettim. Bilecik civarındaydık. Toprak kaymış, yollar kapanmış. Otobüslerle Adapazarı’na kadar aktarmalı geldik. Oradan yine trene bindik. 2 saat gecikmeli evdeydim. Her zaman ki gibi ailem uyumamış beni beklemişlerdi. Geleceğim saat belli olduğu halde adetleridir, asla uyumazlar. Hem otobüsle, hem de trenle gidip geldiğim okul yıllarımda trenin bende bıraktığı izler farklıdır. Annem o zamanlar diline kara tren türküsünü dolamıştı. Şöyle bir nakaratı vardı onun;
Kara tren gecikir belki hiç gelmez
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanın savurur halimi görmez
Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez
********
Kimler olmazdı ki trende; öğrenciler aileler işçiler. Biletli, biletsiz, sigaralı, sigarasız diye bölümlere ayrılırdı . Ben hep cam kenarını tercih ederdim. Sabaha doğru Konya’nın o düzlük topraklarında açardım gözümü. Bu düz topraklarda kimsenin hayvanı kaybolmaz derdim içimden. Ufuk kavramını o zamanlar algılayabilmiştim.
Gurbeti yaşamak çok farklıdır derler. Ne bileyim çok güzel günlerdi. İnsan ayakları üzerinde duruyor gerçekten. Yalnızlık girdabına girmedim çok şükür. Arkadaşlarımdan aile kurardım kendime. Her birini benden bir parça olarak sayardım. Hüznümü sevincimi sonuna kadar onlarla yaşardım.
Giderken arkadaşlarıma kavuşacağım diye gidiyor dönüşte aileme kavuşacağım diye seviniyordum. Hele bayram zamanları dönüş yolları nasıl sevinerek çekilir yaşamayan bilemez. Dönüşlerde ise daha farklı duygular kaplar insanı. Aileye kavuşma, özlemin bitmesi, anlatılacak şeylerin çokluğu, aldığın başarılı notlar… Hediyeler alırdım aileme bazen. Ders kitaplarımı getirirdim sözde tatilde de vakit bulup çalışırım diye. Hiçbir zaman da tatil için geldiğim o kısıtlı sürelerde o kalın finansal yönetim ve muhasebe kitaplarının sayfasını açamadım.
O zamanlarda iki şeye merakım vardı, olmadı. Biri tekerlekli valiz, bir de wolkman. Şöyle uzun yollarda dinlemek için… Ama buna da şükür. Şimdi onları bulabilirim ama o günleri ve o yolları geri getiremem. Şu sıralar işe gelirken ve giderken kulaklıklarımı takıyor ve dinliyorum. Hep o günler aklıma geliyor. Keyifle gülümsüyorum sonra.
Farkında olmamak mümkün değil. İzmit çok değişti son yıllar. İstasyonumuz da bunlara dahil. Eskinin de farklı bir iklimi, havası vardı. Ama yeni yapılarda modern bir şekil veriyor kente.
Kuruçeşme’den sabah vakitleri bir tren sesi işitilir. Bilirim ki Meram Express şehre geldi ve İstanbul’a geçiyor. Ömrüm gibi gelip geçiyor…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.