- 534 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MİLLİYETSİZ AYDINLARIN YENİ ATAĞI
MİLLİYETSİZ AYDINLARIN
YENİ ATAĞI
Dr. Sadık Özen
Teşhisim doğru çıktı. İyi isim koymuşum ben bu insanlara. Bu isimde bir kitap bile yazmıştım. Bugüne kadar yarattıkları olumsuzluklar yetmemiş gibi yeni bir atak daha başlattılar. Ermenilerden özür dileme kampanyası.
Anlaşılan, ülkemize Balkanlar üzerinden yeni bir emperyalist hava dalgası gelmekte.
İnsanların hatalarını kabullenmesi ve özür dilemeleri büyük bir erdemdir. Sırası geldiğinde bunu ben de yaparım. Ama Ermeni vatandaşlarımdan özür dilemiyorum ve dilemeyi de düşünmüyorum. Çünkü onlara karşı hiçbir kusur işlemedim. Onlarla komşuluğumuz oldu, arkadaşlık yaptık, birbirimize kardeşçe davrandık. İncitmedik birbirimizi. Sevdik ve sevildik.
Özür dilemesi gerekenler, bizi birbirimize düşman etmek, ülkemizi bölmek ve hatta soyumuzu ortadan kaldırmak için uğraşan soysuzlardır. Dünyanın öbür ucundan gelerek, ülkemizi işgal ettiler. Yaktılar, yıktılar, öldürdüler ve bizi Sevr’e mahkum ettiler. Ama, temelini ulusal varlığımızdan alan bağımsızlık ve egemenlik duygularımızı yok edemediler. İçimizdeki Türklük ateşini söndüremediler.
Kanımızı döktük, canımızı verdik, ama boyun eğmedik. Ölümüne savaştık. Sonunda, önümüzde diz çöktüler ve defolup gittiler. O günden beri, uğradıkları yenilginin öcünü almaya çalışıyorlar. Savaş meydanlarında başaramadıklarını; siyaset alanında, sinsice, kalleşçe, hayasızca elde etme çabasındalar.
Bunlar, topraklarımızda gözü olan emperyalistler ve onların uşaklarıdır. Aramızda, bilerek veya bilmeyerek bu aşağılıklara destek olanları görmek, ülkemiz adına büyük bir talihsizlik ve üzüntü kaynağıdır.
Başlatılan bu kampanya ile; insanlığın ulvi duyguları ve değerleri istismar ediliyor ve bilinçsizce harcanıyor. Hem de ülkemizin ve ulusumuzun; birlik ve beraberliğe en çok gereksinim duyduğu şu günlerde. Kraldan çok kralcı kesilerek ve de gerçekler görülmeyerek…
Ermeni soykırımı yaygaraları yetmedi. Tarihi gerçekleri saptıran kitaplar yazdılar, dünyanın dört bir yanında anıtlar dikilmesine çanak tuttular, yine de yetinmediler. Ağa-babalarına daha çok hizmet edebilmenin çabasına düştüler. Hani, “Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez” derler ya.
Balkan ve Çanakkale Savaşlarından başlayarak, Kurtuluş Savaşımız sırasında verdiğimiz milyonlarca şehidi, canice tuzaklar kurularak veya arkadan vurularak öldürülen diplomatlarımızı, son yirmi yıl içinde verdiğimiz sayıları kırk bine yaklaşan terör kurbanlarımızı hiç dikkate almadan ve içleri acımadan yapılan bu kampanya son derecede yakışıksız olmuştur. Böyle bir durum ne “aydın”, ne de “milliyetçi” kavramları ile bağdaşamaz. Olsa olsa “Milliyetsiz Aydınlar” ın işi olabilir.
Bu, değerli (!) aydınların, hiç olmazsa; uzun yıllar yaşadığı Amerika’daki bütün “Türk Yürüyüşleri” ne katılan ve öldüğünde “Türk Mezarlığı” na gömülmesini vasiyet eden ve oraya gömülen Ermeni asıllı eski bir Türk vatandaşı olan “Edward Taşçı” ve kanlı “Asala” örgütünü protesto için 7 Ağustos 1982 günü Taksim Meydanı’nda, üzerine benzin dökerek kendini yakan Ermeni inançlı kardeşimiz “Artin Penik” kadar Türklük’ e bağlı ve saygılı olmalarını isterdim.
İşte ben, sağlıklarında kendilerini yeteri kadar tanıyamadığımız ve hak ettikleri yakınlığı kuramadığımız bu çok değerli Ermeni kardeşlerimden özür dilerim. Benim gözümde onlar; meydanlarımıza heykelleri dikilmesi gereken canlı birer “İnsanlık Anıtı” olmuşlardır. Huzurlarında saygı ile eğiliyorum.
Özür dileme kampanyacılarına; gerçekleri birazcık olsun öğrenebilmeleri için Prof. Dr. Erich Feigle’ in, 1986 yılında yayınlanan, birçok baskısı yapılan ve birçok dile çevrilen “A May the of Terror: Armenian Extremizm” isimli değerli kitabını okumalarını öneriyorum. Bu değerli eser, belki de bu kişilerin daldıkları derin uykudan uyanmalarına yardımcı olabilir.
Sayın Erich Feigle’ in dile getirdiği kısa sözcükler, konuyu, adeta bir projektör gibi aydınlatabilecek nitelik taşıyor. “Günümüzde tarihçiler ve yorumcular, Ermeniler’ i 1915 yılındaki trajik sıkıntılara uğramak zorunda bırakan ve aynı biçimde birçok Müslüman’ı da hastalık, sıkıntı ve ölüme götüren koşulları anlamak için ya çok az, ya da hiç çaba harcamamaktadırlar. Hiç kimse, en azından Ermeni kardeşleri kadar acı çeken Türkler’ den söz etmemektedir.”
Prof. Dr. Erich Feigle, İ.T.Ü Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 19 Nisan 2005 günü gerçekleştirilen “Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler” başlıklı panelde yaptığı son derece değerli ve gerçekçi konuşmasında da Türkler’ e şu öneride bulunmuştur: “Sizden rica ediyorum; kendinize güvenin. Soykırım konusunda tartışma başlatmayın. Eğer böyle bir tartışma başlatacak olursanız Ermeniler önce tazminat isteyecekler, arkasından da toprak talebinde bulunacaklar. Yapılan propagandalar Türkiye’yi bölme amaçlıdır. 80 milyon nüfusu olan büyük bir ülkenin bu propagandayı tersine çevirememesi saçma olur.”
Geçen yirmi iki yıl içinde Sayın Feigle ’in ileri sürdüğü hususlar aynen doğrulanmıştır. Milliyetsiz Aydınlar’ ın bu yeni atağı; konuyu sürekli gündemde tutmak isteyen emperyalistlerin ekmeğine yağ sürme anlamındadır. Tabii bunun bir karşılığı da olmalıdır. Bilindiği üzere; emperyalizm, siyasal ve ekonomik güçlerin bir bileşkesidir ve sahip olduğu en önemli kaynak paradır. Paranın egemen olduğu durumlarda, maalesef ilkeler önemlerini yitiriyorlar. Toplumumuzda yerleşen “Paranın satın alamayacağı şey yoktur” sözü, bunun belirgin ifadesidir.
Ben Ermeni inançlı vatandaşlarımdan özür dilemiyor ve onların da benden özür dilemelerini beklemiyorum. Çünkü olanlarda bizim payımız yok ki !... Geçmişte yaşananlar ve bugün yaşanmakta olanlar, emperyalistlerin ve onların uşaklarının işidir. Dün de böyleydi, bugün de böyledir…
Asıl özür dilemesi gerekenler, sorumsuzca ve bilinçsizce bir kampanya başlatan Milliyetsiz Aydınlar olmalı. Kimlerden mi ? Tabii ki, benden ve benim gibi düşünenlerden…
16. 12. 2008
www.fikirplatformu.net
[email protected]
YORUMLAR
Değerli Sadık Özen,
Bu bilimsel yazınız için teşekkür ederim. Kendilerine aydın sıfatını yakıştıran o kara cahillerden neler çekti bu memleket! Onların tek derdi bu güzel memleketimizde yabancılara tapu çıkartmak. Onlar ki "Böl, parçala, yut" ilkesinin içimizdeki gönüllü fedaileri...
Saygılar.
Değerli Sadık Özen;
Yazınız teorik kurgusu ve yapılması elzem olan, çıkarılması gereken desler açısından mükemmeldir.
Kuklayı değil,kuklacıyı gösteren ;
"..emperyalizm, siyasal ve ekonomik güçlerin bir bileşkesidir ve sahip olduğu en önemli kaynak paradır. Paranın egemen olduğu durumlarda, maalesef ilkeler önemlerini yitiriyorlar. Toplumumuzda yerleşen “Paranın satın alamayacağı şey yoktur”, bunun belirgin ifadesidir."..."
tespitiniz kısmının altını çizerek, şahsınıza saygılar gönderiyorum.
Buradan; Prof. Dr. Erich Feigle ve saygıdeğer Ermeni kökenli vatandaşlarımız Artin Penik, Edward Taşçı ve katkı olarak değerli L.P. Dabağyan'ı saygı ve sevgiyle anıyorum.
Esenlikler dilerim.
Göktürkmen tarafından 12/21/2008 12:16:44 AM zamanında düzenlenmiştir.