ÇİRKİN VE GÜZEL
Bir kasaba sokağında yağmur henüz çiselemekteydi.Yağmur başladığına göre okullarda açılacaktı yakında diye düşündü.Cama dayalı başındaki sarı uzun perçemlerini
işaret parmağna dolamaya çalışıyordu.HIzla çekti parmağını.Canı acıdı.Ekmeğin taze kokusu midesine kadar iniyor dolanıp yine çıkıyordu.Kulak arkaları şişti.Dudak kenarlarından sızarak damladı yere bir acı su.Gözlediği köşeden ana silüetiyle fırladı.Küçük bacakları açlığı unutmuş midesiyle koşuyordu.Bezgin ve yorgun anasının kollarına attı kendini.Anası dostuydu onun.Anasının her derdini dinler kendine göre çareler üretirdi.Anasıda onu büyük bir adam gibi dinler derlerini mühümserdi.
En önemli sorunları açlıktı.Ablaları kapı önünden geçen kağnılardan düşen başak artıklarını temizleyip kaynatarak yedikleri de olmuştu çok.Babalarının ise bir katkısı yoktu eve.Çalışmalıydı ama nasıl.Diğer çocuklar gibi sokaklarda simitte satamıyordu.Adam gibi bir işi olmalıydı.Tembel biride değildi.En çok beceriksizlikle suçlandığında bahçenin en karanlık yerlerinde ağlardı.Adam gibi iş istiyordu o.
Küçük geniş yüreğinin ettiği dualar kabul görmüştü.Küçük ablası çalıştığı eczanecinin konak gibi evinin bahçesine bakaçak birini aradığını söyledi.-Ben bakarım abla,ben yaparım diye atıldı.Zaten ablasıda ona teklif edecekti.
Ertesi gün ortası ablasıyla çalışacağı eve gittiler.O gün pazardı.Okul yoktu.Aile bahcede öğle üstü çayı içiyordu.
Çağırdılar.Başı eğik iki eli rukua varır gibi birbirine kenetlenmişti.küçük geniş yüreğinin sesi duyulur endişesi vardı.
"Hoşgekdiniz.. dedi adam.Eczacı bu olmalıydı.İri siyah cerceveli gözlükleri
yuvarlak gözlerini daha da irileştiriyordu.Başı açıkça keldi.Kulak üstleri ve ensesinde kalmış sacları kasaba papazını andırıyordu.Başı yandan bakılınca çift hörgüçlü bir deve sülüetindeydi.
Adam -gel yavrucuğum sana yapacağın işleri göstereyim-diyerek elinden tuttu ve bahçenin diğer tarafına doğru gittiler.Adam ona ne yapması gerektiğini anlatıyor,o beynine dolan kanı kovmağa çalışıyordu.Sıkılmasından kıpkırmızı olmuştu yüzü.
Yine yasemenlerle cevrili masaya döndüler.Adam evin hizmetlisine iki çay daha getirmesini istedi.Evin hanımı kaş göz hareketleriyle bir şeyler söyler gibiydi.Adam anlamamazlıktan geldi.
-Kemal,onlar hatice hanımla içeride içsinler.. dedi
Utanarak baktı.İlk geldiklerinde bu harikulade,aşık olunacak kadar güzel kadının bu kara iri gözlüklü,deve hörgüç kafalı adamla nasıl evlendiğini düşünmekteydi.
Gerçekten Öğretmen Süheyla hanımın güzelliği kasabanın dilindeydi.Ama hiçbir yanlışda görülmemişti.
Ertesi gün ve sonraları bahçenin küçük bahçevanı olmuştu.Adam gibi bir işte çalışıyordu artık.Sabahları erken kalkıyor okul vaktine kadar bahçeyi dolanıyor,çiçek kokularını elleriyle okşuyordu.Onu gördüklerinde tellere hücum eden tavuk,kaz ve diğerlerinin ilgisi onu dahada gururlandırıyordu.Artık iyice güven gelmişti.Çok yoruluyordu
ama olsundu.Adam gibi bir işi vardı onun.
O kış öyle geçti.Okullar kapandı kapanalı tüm zamanını bahçe ve kümeslere veriyordu.kümeslere yeni canlar gelmedeydi.Şimdi görevi dahada zordu.Yeni gelenleri mahallenin kedilerinden korumalıydı.
Oh dedi bir gün.Ne güzel hayatım var.
O gün bitti güzel hayatı.Süheyla hanım yaz temizliğine başlamıştı.Bahçeden eve çağırdı.Eline bir süpürge ve faraş tutturdu.-hadi git şimdi evin önündeki düşen ağaç yapraklarını süpür,süpürmeden evvel sulamayı unutma- dedi.Bir an kan beynine doldu.Sonra kol va bacaklarından titriyerek aşağılarına indi.Buz gibi olmuştı bedeni.
Nasıl yapardı bunu.O adam gibi iş yapıyordu.Kadınların yapması gereken işlerdi bunlar.
Gözyaşlarıyla sulayarak süpürdü ev önünü.
Akşam üstüydü ve Kemal bey arabasıyla yanında bitti.
-Sen ne yapıyorsun evlat-diyerek elinden süpürge faraşı alıp hışımla eve daldı.
Evde kıyametler kopuyordu."bir daha böyle işler yaptırmayacaksın çocuğa"diye bağırıyordu.
Aniden karar verdi.Çalışmayacaktı burda.Ne kadar ihtiyaçları olsada yapamazdı artık.Evin yolunu tuttu.Bahçe aralarında bülbüllerin akşam serenatları başlamıştı.O dillere destan güzelliğiyle süheyla hanım,bir ucube gibi göründü gözüne.Silkindi.Üzerine sıcrayan bir çamuru siler gibi ellerini gezdirdi üzerinde.Hiç yakıştıramadığı Kemal bey dünya yakışıklısı bir adam olmuştu.Oh çekerek saldı kötü düşüncelerini dışarı.
Kendini çirkin sanıyordu.
YORUMLAR
munır
Peri masallaıyla büyütülen kızların hayatta ne kadar başarılı, zeki, üretken, cesur ve çalışkan olursa olsun kendini eksik hissetmeleri gerçekte olmayan erkek modeline bir türlü rastlayamayışlarındaki hayal kırıklığıdır.Çünkü peri masallarındaki erkek kızların yanlızca mutsuz kadınlar olmalarına neden olan bir kara kahramandır. Kahramanlarınızı yer değiştirerek anladığımı anlattım. Çok güzeldi. Nezihe ALTUĞ