- 1896 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
SİNİRLER GERGİN, SINIRLAR OYNAK!
Değişim sürmekte olanca hızı ile ve değişimi gelişim olarak algılayamayanlar düşüşte günümüzde.
Küresel kriz her türlü krizi getirdi peşi sıra ve alabora oldu dünya bir çırpıda.
İşgaller sürmekte, işgalciler ise tetikte. Kimi izlemede, kimisi isyanda, çoğumuz ise suskunluğunu koruyarak karamsarlıkta. Velhasılı iç dünyamız kadar görsel dünyamız da karanlıklarda.
Bize özgü olduğunu düşündüğümüz açlık, yokluk, yoksulluk ve yolsuzluk artık herkesin yaşamında.
Yapamadığımız en önemli iş ise, hala bunlardan çıkaramadığımız ders ve haysiyetli her insanın yapması gereken istifa sürecinin başlatılamamış olması.
Dünyanın pek çok “az gelişmiş” ülkesinde dahi yapılan, her nedense bizde cumhuriyet tarihimiz boyunca uygulanırlık göremedi. Oysa Mustafa Kemal’i örnek almış, özümsemiş Asker ve Devlet adamlarının göz kırpmadan yaptıkları işlemdi bu.
Bizler bunu neden anlamaz durumdayız acaba?
Atamızın bizi düşündüğü kadar “Zeki” olmayışımızdan mı?, yoksa daha fazla zeki olup, dokunulmazlıkların ardına sığındığımızda güvende olacağımızdan mı?
Parayı kim icat etti ise lanet olsun!
Her şeyin satılık olduğu ve değerinin maddi ölçümle anıldığı dünyaya kendi isteğimizle gelmedik bizler. Gelmişsek de yaşamak şart elbette. Peki yaşamaktan anladığımız ne?
Ana/ Babamızı, Ülkemizi, Dinimizi, dolayısı ile Dilimizi seçim hakkımız da olmadı ve bunu böyle diye düşünme özgürlüğümüz kısıtlı da değil. İnsanız özümüzde.
İnsanlığın bizlere bahşettiği pek çok özellikten faydalanıp kendimizi geliştirme ve faydalı olanı bulma ve edinme hakkımız var.
Her zaman eskilerden bahseder dururuz. Yani biz büyüdükçe kirlenen dünyadan, yiten ve yitirilen temiz duygularımız ile gelenek ve göreneklerimizden.
Her daim birilerini ve bir şeyleri suçlar dururuz. Gerçek suçlu olaylar mı yoksa o olayları yapan bizler miyiz diye kaçımız düşünüyoruz?
Üreten olmak yerine tüketen olanın bizler olduğumuz gerçeğini es geçerek yaşıyoruz halbuki.
Her sıkıştığımızda da bir şeylere lanetler yağdırıp duruyoruz.
Gençlik nereye gidiyor?
Götürüldüğü yere mi, istediği yere mi?
Bizleri bir yerlere götürmek isteyenlerin çokluğu hepimizce malum.
Peki biz gittik mi onların işaret ettiği yere?
Ne 68 kuşağı ağabeylerimiz, Ana/ Babamız, ne de arkadaşlarımız ve dost bildiklerimiz götüremediler peşleri sıra bizleri. Kimimiz az geldik onların düşüncelerine, kimimiz ise çok.
Bizler 80 kuşağı olduk, bizimkiler Milenyum!
Kendi içimizde çatışır olduk anlaşmak yerine.
İşte geldiğimiz son noktadaki halimiz.
Ne değişmiş?
Tüm yaşanmışlıklarımız bir kısır döngüden başka bir şey değilmiş meğer.
O günkü koşullardan farklı olan sadece tarih değişimi değil mi?
Bu günde olayları biraz daha gelişmiş farklılıkta yaşamıyor muyuz sanki?
Yeni kavramlar üretiyoruz, değerleri sıfırlayıp başka adlar veriyoruz, renkleri karıştırıp yenisini bulduk diye boşuna seviniyoruz. Çünkü zaten sayılı her şey evrende. Karma olunca ne ağırlığı ne çeşidi artıyor. Kendimizi aldatıyoruz.
Ömrümüzden götürüyoruz, yeme/ içmeden, duygu sömürüsünden, insan harcamadan, ayırımcılıktan, akrabalık, dostluk ve arkadaşlıktan sarf edip duruyoruz bol keseden.
Bu halimizle mi örnek oluyoruz neslimize?
Hazırcıyız dedik ya az önce.
Oturup bekliyoruz sonra yetiştirdiğimizi sandığımız gençliğimizin bizleri kurtarmasını içine düştüğümüz kaostan.
Öbür dünya hesabına benzemez bu arkadaşlar. Varmadan sorulur bunun hesabı bizden.
Bakın tekrar dört/bir yanımıza. Neler oluyor çevremizde?
Tabii ki önce içimize bakmamız gerekiyor bu durumda. İç durumlarımız elverirse bakarız ancak ve görürüz olup biteni.
Uyarıları zamanında dikkate almayışımızın ve yaşadıklarımızda önlemsiz kalışımızın nedenidir göreceklerimiz, korkarız.
Şikayet makamı kapalı.
Kimden soracağız bunun hesabını?
Aç gözlülüğümüz kimin, kimlerin suçu?
Ya kendimizi bilmeyişimizin suçlusu kim?
Kim kurtaracak şimdi bizi?
Aman fazla gerilmeyin. Serilip yatmanın cezasını çekerken gerilime kapılıp gideceğiz savaşmadan.
Bilirsiniz “Savaşta savaşanlardan çok kaçanlar ölür.” Sözünü.
Bu durumda herkes düşünsün bakalım bir kez daha insanlık özünü...
Saygılarımla.
*Kiraz Çiçeği*
Gönül Ersin Gürsu
YORUMLAR
UYAN!
UYAN UYAN GAFLETİNDEN UYKUNDAN
DOĞRUL HELE ÜLKENİN HALİNE BAK
NE ONUR KALDI İNSANDA NE GURUR
HALKI EZEN Z/ALİM AHVALİNE BAK !
LÂNET OLSUN PARA SENİ BULANA
KÖMÜR İÇİN EL BASTIRIP KURAN'A
VERDİĞİN OY İLE VURGUN VURANA
YÜCE MİLLET DEVLET-İ ÂLİNE BAK
ELDE OY ''STİMME'' YANİ BİR SESTİR
OYSA BİZDE H/ER KESİLEN NEFESTİR
GÖSTER HAYDİ HALKIN ŞAMARI TERSTİR
BAŞTA BAŞKEN SALLANIP DURANA BAK !
HİÇE SAYIP VATANIMI SATTILAR
BORÇ DİLENİP BORÇTAN BORCA SOKTULAR
NİYE DEDİM, ORTALIKTA YOKTULAR
SOĞANA SOYANA SOYDURANA BAK !
KADI SUSMUŞ SAVCI SUSMUŞ SES ÇIKMAZ
ÖLMÜŞ AĞLAYANI YOK NEFES ÇIKMAZ
SESSİZ DEVRİMLE DEVRİLMİŞ PES ÇIKMAZ
DEVLET DEYİP VURGUNU VURANA BAK !
ÇUVAL GİYER GİYDİRİR N'İŞLER BUNLAR
YOK İYİ; KÖTÜYE GİDİŞLER BUNLAR
SAMAN ALTI SU YÜRÜTÜŞLER BUNLAR
HAKSIZI SALIP HAK/KA/VURANA BAK !
ELDEN EMİR ALIR GELİR BİZE UYGULAR
KAN AĞLATIR BÖYLE GARİP DUYGULAR
ANASINA BU NE AYIP SÖVGÜLER
SÖVÜP SAYIP SÖVÜŞ SOYDURANA BAK !
ÖZÜR DİLE DİYOR GEL ERMENİ'DEN
OYNAMIŞ AKIL TUTMAZ HİÇBİR YERİNDEN
ÖYLE BİR OYMALI SENİ DERİNDEN
KOLTUKTA UYURKEN KUDURANA BAK !
SEN KİMSİN, BU DEVLET KİMİN DEVLETİ
SENİ KİM BESLEDİ TIMAR EYLEDİ
AT MISIN EŞEK Mİ NE CEHALETİ
PROF. OLMUŞ TEPİNİP DURANA BAK !
KOKMUŞ BALIK BAŞTAN KOKTUĞU KADAR
KORKMAZ OLMUŞ DÜŞMAN KORKTUĞU KADAR
OLMAZ OLSUN BAŞTA BÖYLE İKTİDAR
EL ÖNÜNDE EL PENÇE DURANA BAK
KİRAZ ÇİÇEĞİYİM RENGİM AÇIKTIR
AZICIK AKLIM VAR ŞİMDİ KAÇIKTIR
UYANMAZSAK YURDUM TOPTAN GÖÇÜKTÜR
BİZİ BİZE VURDURUP KIRANA BAK !
SAYGIYLA YÜREKLİ CAN...
Şaban Aktaş tarafından 12/19/2008 1:13:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
ONCELIKLE RESIM COK SEYI ANLATMAKTA.ASLINDA RESIME VE YAZIYA BAKARAK YORUMA GEREK VAR MI BILMEM.ONLAR HER SEYI ANLATIYOR GUNUMUZ TURKIYESININ RESMIDIR VE VATANDASIN HALININ SEKLIDIR RESIMIN ANLATIMI.YAZIYA GELINCE YAZI ZATEN BASLI BASINA SUPER BIR ANLATIM DORT DORTLUK.BEYNI OLAN ANLAR VE ALGILAR.ALGILAMAYAN VE ANLAMAYAN YA DA ISINE GELMEYEN LER ISE SIYASILERDIR KI ONLAR ZATEN ANLASALARDI VE ALGILASALARDI TURKIYENIN HALINI BU DURUMA GETIRLEZLERDI.ATATURKUN BIZE BIRAKTIGI BU ULKE BU HALE GELMEZDI.HARAP ETMIS DURUMDALAR VE YUZSUZCE HIC BIRSEY YAPMAMIS GIBI ZEYTINYAGI GIBI USTE CIKMAYI DA RESIMDEKI HALINI ANLATIR SIYASILERIN.
OLUP BITENLER DUNYA ULKELERININ ELINDE OYUNCAK OLDUGUMUZ ABD VE AB ULKELRININ VUR BASINA ELINDEN EKMEGINI AL CINSINDENDIR.OLANLAR.HER GELEN SIYASI DEMIERL OZAL TANSU MESUT ECEVIT DAHA BIR COKLARI ULKENIN BU HALE GELMESINE HER GECEN DONEM BALTA VURDU DISGUCLERE OYUNCAK OLDU VE BIZIM SIYASILERI
PIYON GIBI HAREKET ETTIREREK ONLARI KULLANDIRLAR.
OYUNCAGI OLDULAR HER DEDIKLERINI YAPTILAR.VE
1923 LERDE KURULAN TC.LAIK CUMHURIYET SAVASLARDAN CIKMIS KURULMUS DONEMLERDE PARASIZ AMA GURURLU BIR ULKE DIRENEN VE CESUR HALIYLE ATANIN IZINDEN GITMEKTEDI.AMA SONRA MENDERESLERLE BASLAYAN DONEMLER TESLIMIYET OLDU BU GUNLERE GELINDI.ATANIN
BIZE CIZDIGI CAGDAS UYGARLIK YOLU VE BIZIM ISTEDIGI DIRENCLI VE AYAKLARI USTUNDE DURAN HALINI SURDUREMEDI TESLIMIYETCI CIZGI DIS GUCLERE BAGIMLI HALE GETIRILDI.ATANIN SOZUNU SOYLE DIYECEGIM
(TARIH YAZMAK,TARIH YAPMAK KADAR ONEMLIDIR.YAZAN YAPANA BAGLI KALMAZSA DEGISMEYEN GERCEK INSANLIGI SASIRTACAK BIR NITELIK ALIR.1933)DE DEMIS BU SOZU.BIZ DUNYA AILESI ICINDE UYGARIZ,HER GORUS NOKTASINDA UYGARLIGIN GEREKLERINI UYGULARUIZ.1925)BIR ULUSA EFENDILIM YOKTUR HIZMET VARDIR.BU ULUSA HIZMET EDEN ONUN EFENDISIDIR.1921) HER HAK BIR SORUMLULUK,HER
FIRSAT BIR ZORUNLULUK,HER SAHIPLIK BIR GOREV ANLAMINA GELIR. VE SON SOZ DE SUNU DIYECEGIM.
DUSUNUYORUM OYLEYSE VARIM (DESCARTES) DEMIS BUNU DA DUSUNEN INSANLARA .GUZEL BIR ANLATIMDIR.
BU YAZIYLA BIRLESEN.