- 885 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
noktalama
varla yok arası bir anda,pirelerin tellallığı aldıgı,ninemin genç kız olup, elini tutup salına salına gezdirdigim zamanda;
noktalama işaretleri hararetli bir tartışmaya girmişler ak sakallı bilge dededen izin almadan,alev saçan ejderhanın yanında.
,(virgül)=çıkışmış hemen’’ ya olurmu öyle şey ;ben olmasam hangi dertleri dertlerden ayırıp
arada soluklanacaksınız diye
!(ünlem )bagırmış hemen’ben olmasam acının ahın anlamımı’’ kalır diye
:(iki nokta üst üste)’’ya oda bişeymi ben olmasam derdin tarifi nasıl olacak nasıl açıklanacak’’
.(nokta)’’nolur susun kafam şişti dertlerinizden varmı benden ötesi benim bitiren herşeyi
.....(üç nokta)’’ya devam ederse’’
tartışma böylece sürerken kimin üstünlügü konusunda büyük harf yerinden doğrulmuş ve demişki’’ilk bendim ve her sondan sonrada ilk benim ben olmasaydım olmazdınız hiçbiriniz
’’
yaşam bir ögreti biz varsak yaşadıklarımız var aralarına virgül koyacagımız,acılarımızı sevinçlerimizi bagıracağımız,açıklamasını yapıp uzatacağımız ve son noktayı koyacagımız.
her sondan sonranız büyük (harf) umutlarla sevinçlerle mutluluklarla başlasın dilerim....
gökten üç elma düştü en güzeli sizlere.....
SİYAHIMSI
YORUMLAR
Benim de netten okuduğum ilginç bir ''noktalamama'' işaretlerinin hikayesi vardı ve şöyleydi;
İnsanoğlu birgün virgülü kaybetti, söyledikleri birbirine karıştı.
Sonra noktayı kaybetti. Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Sonra birgün ünlem işaretini kaybetti! Sevincini, öfkesini, bütün duygularını yitirdi.
Soru işaretini kaybettiği gün ne mi oldu? Soru sormayı unuttu, herşeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
Üstüne bir de üst üste koyduğu iki noktayı kaybetti: Hiçbir açıklama yapamadı.
Hayatının sonuna geldiğinde elinde sadece tırnak işareti kalmıştı. İçinde de sadece "başkalarının düşünceleri" vardı.
Çok güzeldi, sevgilerimle siyahımsı...