- 541 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu Bir Boşluktur.
Ah kızıl saçlı afet-i devrân,
Bir gün karşılaşacağız sanırım. İncecik bir vücudun ve kısacık boyun olacak, saçların elbette kızıl! Minik suratında orantısız duran burnunun altından altından sırıtacaksın edepsizce. Ben de hüznünü az önce aldırdığım gözlerimin içi’yle tebessüm edeceğim o vakit. O vakit, belki de, benden çaldıklarından söz ederim; hem de bunu sadece nefes almakla başardığını.
Gülüşünü bile bilmediğim kadın,
Bu senden kaçıncı söz edişim bilmiyorum. Daha fenası, sayamıyorum. Üstelik sen de bilmiyorsun, bugünlerde hiç iyi değilim. Belki sadece senin yüzünden, belki de senle hiç bir alakası yok. Bağışıklık sistemim aktivite göstermiyorsa seni nasıl suçlayabilirim ki...
Bu ne zamana denk gelecek bilmiyorum ama bir gün yana yakıla beni arayacaksınız. ’Üzgünüm ufaklık, bu gemi o limandan ayrılalı bir dünya gününden fazlası geçti.’ diyeceğim. Seni kırmak istemem küçüğüm, ama bu kırıkları birbirine hangi Japon’un yapıştırıcısı birleştirebilir ki. Belki sadece, ’yara bandı’...
-Bir yara bandı alabilir miyim Mahmut Abi?
-Bir yerin mi kanıyor yavrum?
-Yok, kalbimin kırıklarını yapıştıracağım da...
Bakınız, kulağa ne naif geliyor di’mi?
Bir gün benle birşeyler içmek istersin belki. Beni nasıl tanıyacağını biliyor musun peki? Hayır hayır, yakamda kırmızı karanfil taşımıyorum elbette! Günümün öğleden sonralarında İstiklal İstiklal yürüyorum; uzun, siyah saçlarım ve çillerim var. Muhakkak farkedersin...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.