- 883 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KATİLLERDEN ÖZÜR DİLENMEZ
I.Dünya Savaşında Türk Milleti; Kafkas Cephesi, Kanal Cephesi, Filistin-Suriye Cephesi, Irak Cephesi, Çanakkale Cephesi, Hicaz-Yemen Cephesi Makedonya Cephesi, Galiçya Cephesi ve Romanya Cephesi olmak üzere 9 (dokuz) cephede savaşırken, bu ana kadar Teba-i Sadıka olarak adlandırılan Ermeni vatandaşlarımızın, başta Ruslar ve İngilizler olmak üzere düşman devletlerin teşvik kışkırtma ve silahlandırmaları sonucunda, cephe gerisinde askerlerimize saldırmaları, lojistik yollarını kesmeleri,oğulları,kardeşleri,kocaları ve babaları askere gitmiş olan masum,savunmasız ve silahsız insanlarımızı katletmeleri üzerine devrin hükümeti tarafından zorunlu göçe tabii tutulmuşlardır.
Bu göç esnasında; bir kısım Ermeni vatandaşımız tabii afetler, salgın hastalıklar,malı,parası ve yiyeceklerine göz koymuş Ermeni çetecilerin saldırıları sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdir. Askerlerimiz, cephede düşmanla savaşırken bir yandan da bu göç eden vatandaşlarımızı Ermeni çetecilerden korurken şehit olmuşlardır.Bu tedbir; savaş halindeki her devletin alması gereken bir tedbirdir ve tüm dünya devletleri bu konuda hem fikirdir.Yani Osmanlı Devleti en tabii haklarından birisini kullanmıştır.
Ancak daha sonra,Ermenilerin ayrı bir devlet kurmaları, ticaret sonucu dünyanın çeşitli devletlerinde zengin olan Ermenilerin kurduğu lobilerle o devlet seçimlerinde etkili olmaları, dolayısıyla yönetimlerinde de söz sahibi olmaları sonucunda sık sık bu göçü bir soykırım olarak nitelemelerine sebep ve temel olmuştur.
Ermenistan’da bir soykırım anıtı yapılmış, Ermenistan’a gezmeye gidenler bu anıtı ziyaret etmeden dönmemişler ve böylece soykırım iddiası sürekli gündeme taşınmış ve canlı tutulmuştur. Bu anıtın adı Ermeni dilinde “MEDZ YEĞEN” olarak söylenir ve Türkçe karşılığı “BÜYÜK FELAKET” demektir.
Öncülüğünü Ali Bayramoğlu, Baskın Oran, Ahmet İnsel ve Cengiz Aktar isimli,kendilerini aydın olarak niteleyen birkaç kişi (bu vesile ile gerçek aydınlardan ve ismi Aydın olanlardan özür diliyorum);
“1915’te Osmanlı Ermenileri’ nin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
Şeklinde bir metin hazırlayarak imzaya açmışlardır.Bu metne bilerek yada bilmeyerek imza atanların sayısı, bu yazı kaleme alındığı sıralarda 6 000 e ulaşmıştır.
Bu kampanyayı şaşkınlık ve hayretle karşıladık. 1915 lere gitmeden, daha dün Hocalı’daki katliama bakmak yeter.1973-1984 yılları arasında Ermeni Terör Örgütü Asala tarafından şehit edilen diplomatlarımız ve personelleri Mehmet BAYDAR, Bahadır DEMİR, Daniş TUNALIGİL, İsmail EREZ, Talip YENER, Oktar CİRİT, Taha CARIM, Necla KUNERALP,Beşir BALCIOĞLU, Ahmet BENLER, Yılmaz ÇOLPAN, Galip ÖZMEN, Neslihan ÖZMEN, Şarık ARIYAK, Engin SEVER, Reşat MORALI, Tecelli ARI, M. Savaş YERGÜZ, Cemal ÖZEN, Kemal ARIKAN, Kani GÜNGÖR,General Orhan GÜNDÜZ, Erkut AKBAYA, tilla ALTIKAT, Bora SÜELKAN, Nadide AKBAY, Galip BALKAR, Dursun AKSOY, Cahide MIHÇIOĞLU, Işık YÖNDER, Erdoğan ÖZEN, Evner ERGUN’un ruhları şad olsun.Daha kanları kurumadı.
Ne I.Dünya Savaşında masum halka yaptıkları işkenceler,ne de yakın tarihteki katliamları hiç gündeme getirmeden Ermenilerin avukatlığını soyunan bu güruh; ya büyük Atatürk’ün söylediği gibi “GAFLET VE DALALET İÇİNDELER.YA DA HIYANET İÇİNDELER.”
Türklüğün ve Türk’çe düşünmenin temelini oluşturan “VATAN, NAMUS, ŞEREF, BAYRAK SEVGİSİ VE BAĞIMSIZLIK” kavramlarından habersiz bu zavallılar topluluğuna isim bulmakta zorlanıyoruz.
Bu arada sık sık 1.5 milyon Ermeni’ nin telef olduğundan bahsediyorlar.Telef sözü hayvanlar için kullanılır.Örneğin “dünkü selde 500 hayvan telef oldu.” Gibi. Birilerinin hakkını aramaya çalışırken onları hayvanlaştırmaya da haklarının olmadığını düşünüyoruz.
Amerikalı tarihçi Justin McCarthy’nin, sık sık yaptığı bir hatırlatma vardır:
“Sizi baskı altında tutanlar ‘özür dileyin kapansın bu tarihi yara’ diyeceklerdir. Sakın oyuna gelmeyin. Rahatınız için bencillik ederseniz atalarınıza iftira etmiş olursunuz. Çünkü onlar böyle bir suç işlemediler!”
Amerikalı tarihçi kadar da bu milletin tarihini bilmiyorlarsa diyecek sözümüz yok.
Bildiğimiz tek bir gerçek var:
“KATİLLERDEN ÖZÜR DİLENMEZ”
YORUMLAR
yazan ellerinize sağlık.hocalı katliamı tarih olarak çok yakındır genç nesillere.
bunu bile göremiyor ve idrak edemiyorlarsa ne diyeyim Allah-ımdan busunlar.Allah-ım diyorum çünkü bunların iman korkusu da yoktur ki; şeytan bile bunların yanında melektir benim gözümde.
saygılar..
Bu konu kör vicdanlarda daha uzun süre istismar edilmeye devam edecek.Bu konu çok daha uzun bir zaman demoklesin kılıcı gibi milletimizin çağdaşlaşma ve aydınlanma yolculuğunda bir kabus noktası olacak.Ama hayatta gerçeği sonuna kadar haykırma değil mi?
Soykırım suçlaması tarihi belgeler ve vicdan önünde mahkumdur.Ama tarihi ve gerçeği sadece doğru bilgi değil aynı zamanada güç ve siyasal tecrübe koruyor.Biz de eksik olan bu olmasın sakın?