- 740 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nar (Punica granatum)
Doǧa insanların hizmetine binlerce meyve ve sebze sunarak sıhhatli bir yaşamı armaǧan eden büyük bir hazinedir. Dini inançlara göre bile her şey onun kudretine boyun eǧmek zorunda kalmıştır. İnsanın yaratıcısı da odur. Ben de insanlıǧın hizmetine sunulan hem bir hizmetçi, hemde bir hükümdar olarak görüyorum doǧayı. Bu denemede anlatmaǧa çalışacaǧım bitkide doǧanın harikalarından ve şifa kaynaklarından biri olan nar aǧacıdır. Kendi doǧduǧum köyde ve yörede de bol miktarda yetistiǧi için daha çocukluǧumda babamın bu aǧaçları bahçelerimizin sınırlarına boydan boya bahar aylarında fidanları topraǧa dikişini seyrederdim. Müsade ettiǧi zamanlarda bir iki fidanı humuslu topraǧa dikmenin sevincini yaşardım. Oldukça geniş olan arazilerimizin kenarlarına dikilen bu cetvel gibi fidanlar oklava doǧruluǧunda ve büyüklüǧünde budanmış ve temizce bir görünüme sahiptiler. Dikilen bu fidanlar gerekli bakımları yapılınca yarısından fazlası mayıs ayı ortalarına kadar ince yapraklarını parlak ve yaǧlı bir görünümle ince ve zarif olarak açarlardı. Haziran ve temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında agaççıklardır. Gövdeleri gayri muntazamdır, yani gevrek ve hasssa bir yapıya sahip oldukları için çabucak kırılmaǧa müsaittirler. Yapraklar karşılıklı, kisa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Ama iǧne yapraklı aǧaçgillerden deǧildirler. Çiçekler kısmen sapsız, tek tek veya birkaçı birarada bulunur. Çanak yaprakları kırmız renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklügünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı ve kızıl renkte olurlar. Meyveler yaz aylarında gerekli bakımın yapılmasıyla her ay biraz daha büyüyerek geç sonbahar dönemine kadar dallarında kalabilirler. Eylül aylarının sonlarına doǧru irileşen mahsuller kalın kabuklarıyla kendilerini, berrak gecelerin gösterdiǧi dolunay gibi gösterişli bir şekilde gösterirler. Kalın derimsi bir kabukla sarılmış yuvarlak formatların her yönünü içinde barındıran, çok tohumlu, taneli ve etlidir. Meyvenin yenen kismi, tohumlarinin etli ve bol usâreli olan kabugudur. Tıp dilinde şifalar kaynaǧ ının bir şurubu olarak tanımlanan bu bitki türü kann dolaşımının dinamikleşmesini, kalbin işleyişini, C – vitaminin en büyük deposudur. Yemesi zahmetli olan, ekşiliği nedeniyle biraz da yüz ekşitirek yenen narın faydaları saymakla bitmiyor. Yapılan araştırmalara göre narda, serbest radikallere karşı güçlü etkisi olan çeşitli vitamin, mineral, enzim ve antioksidanlar bulunuyor. Ondan vucuda akan zindelik insanı dinlendirip ruhsal yorgunluǧun azalmasında ya da tamamen kaybolmasında önemli bir role sahip olduǧu bilim adamlarınca da tesbit edilerek, soǧuk algınlıǧına karşı sıkılarak suyunun içilmesi tavsiye edilir. Bilim adamları vucudun devamlı dinamikliǧ inin korunmasi ve geliştirilmesi için günde en az iki bardak nar suyu içilmesinin hem ömrü uzattıǧ ını, hem de bir çok hastalıkları önleyici vitaminin bu meyvada saklı olduǧ unu belirtiyorlar. Kansere karşı kesin bir önleyicilik gücünün olduǧ unu yapılan araştırmaların hepsi göstermiştir. Narın ve nar suyunun faydalarını Alman Hastanesi’nde görev yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Gürsel Doğan anlattı: „Yaz aylarında serin meyve suyu ya da ferahlatıcı bir kokteyl olarak karşımıza çıkan nar, sağlık açısından da özellikle kış aylarında bol bol tüketilmesi gereken bir meyve. Çünkü insan sağlığına olan faydalarını saymakla bitirmek mümkün değil. Adeta bir „ilaç“, hatta antibiyotik olan nar, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirerek pek çok hastalıktan koruyor. İçerdiği bazı maddelerle kolesterol ve şekeri de dengeleyen nar, kalp sağlığını koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de gelişmesini engelliyor“. Tansiyonumuzu olumlu bir şekilde düzenler Kalbimizi korur düzenli çalışmasına destek olur Enfeksiyona karşı vücut direncini korur ve artırır Enerji verir, yorgunluğu giderir İdrar söktürücü etkisiyle toksin atımını sağlar Bağışıklık sistemini güçlendirir hastalıklara karşı korur Kolesterol ve kan şekerimizi regüle eder artmasını engeller Bağırsak parazitlerinin düşmanıdır, iyi bakterilerin artmasını sağlar İshali (diare) önler tedavide destek sağlar Ciltte olumlu katkısı vardır, pürüzsüz görünüm sağlar Cilt enfeksiyonlarında olumlu katkısı vardır
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gürsel Doğan, yapılan araştırmalarda nar suyunun cilt kanserine ve erkeklerde prostat kanserine karşı koruyucu etkisinin görüldüğünü söyledi: „Kış mevsiminde portakal, mandalina ve limonun yanı sıra narı da taze şekilde veya suyunu sıkarak tüketmek son derece önemli. Narın en önemli özelliklerinden biri de genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruması. Damar tıkanıklıklarını geriletme özelliği bulunan nar, „ACE“ denilen enzimi engelleyerek tansiyon düşürücü bir etki de yapıyor. Nar birçok özellikleriyle bazı meyveleri de geride bırakıyor. Örneğin narda 10 bardak yeşil çaya ve 4 bardak kızılcık suyuna eşdeğer antioksidan madde bulunuyor. (Alinti)
Tüm bu özellikleriyle adeta bir ’ilaç’ ve doğal antibiyotik görünümünde olan nar, sofralardan kesinlikle eksik edilmemesi gereken meyveler arasında yer alıyor. Nar suyu ayrıca damar sertliğine karşı güçlü etkisi bulunan bir içecek olarak karşımıza çıkıyor. Nar suyunun sadece tanelerinden değil, tüm meyveden üretilmesi, bu içeceğin antioksidan etkisinin daha da artmasına neden oluyor. Zira bu önemli meyvenin kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içeriyor. Bu nedenle ishal kesici ve kurt düşürücü özelliğe sahip bulunuyor. Nar kabuğunun ekstresi ise güçlü bir virüs ve mikrop öldürücü özelliği sahip. Ayrıca, cilt üzerinde enfeksiyon ve yara iyileştirici etki de gösteriyor. Bunların yanı sıra, meyve kabuğu ve tanelerin antioksidan ve anti-tümör etkileri de biliniyor“.
Beslenmede mutlaka yer alması gereken nar, aynı zamanda güçlü bir antioksidan özelliği taşıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gürsel Doğan, „serbest radikallerle en iyi mücadele yolu bu antioksidanları tanımak ve dışarıdan doğru besinleri seçerek bunların etkinliğini en üst düzeyde tutmaktır“ dedi. Doğan, „bugün için bilinen en güçlü antioksidanlar; C ve E vitaminleri, glutatyon, lutein, N – Acetylcystein, keratonoidler, flavonoidler, koenzim Q – 10, alfa lipoik asit ve selenyumdur. Nar suyu da doğal antioksidanlardan biridir“ açıklamasında da bulundu. Ülkemizde de Batı ve Güneydoǧu Anadolu Bölgesi’nde yetişen bu bitki ticari bakımdan da büyük bir öneme sahip olmaǧa başlamıştır. Dışarıya satımıyla beraber getirdiǧi dövüz miktari ve ekonomiye katki payıda ayrıca bir deǧ erlendirme konusu olduǧu için ben burada alıntılarla beraber saǧlıǧımız açısından sahip olduǧu öneme deǧ inmeǧe çalıştım. Tırnak içindeki bilgiler sayın beslenme ve diyet uzmanı G. Doǧ an’a aittir. Ayrıca edindiǧim bilgilerim, büyükannemden tutunda ansiklopedik ve bilimsel bilgilerin toplamından başka bir şey deǧildir. Bu yüzden imkanlarınız ölçüsünde bol bol nar yemenizi tavsiye ederek saygılarımı sunar, saǧlıkla ve mutlulukla dolu günlerin sizlerin olmasını en içten dileklerimle belirtirim.
Hasan Hüseyin Arslan, 26/27.11.2008, Lay Laylom Bar, Bornheim – Mitte.
YORUMLAR
Nar bitkisi diyor okuduğum bir yazıda ;
''Nar, eski Yahudi toplumlarında gücün, bereketin, doğruluğun, bolluğun ve iyi şansın simgesi olmuş bir meyvedir. Kutsal Roma İmparatoru Maksimilan, kişisel amblem olarak narı seçmiştir. Nar, aynı zamanda İspanya’nın antik kenti Granada’nın isim babasıdır. Nar, İslam tıbbının da önemli bir şifa kaynağı olmuştur. Nar ağacı, uzun yıllar yaşayabilen bir bitki olup Fransa’da 200 yaşından büyük nar ağacı vardır. Narın ana vatanı Himalaya dağları ve kuzey Hindistan’dan İran’a uzanan bölgedir.''
Ve sizin de yazınızda bahsettiğiniz gibi sağlık açısından da oldukça yararlı bir bitkidir nar ..
Bir Güneydoğulu olarak benim de çok iyi bildiğim bir ağçtır ki çocukluğumun 13 senesinin geçtiği evimizin bahçesinde bir de nar ağacımız vardı, çiçeklerine bayılırdım ...
Güzel ve aydınlatıcı bir yazıydı, sevgilerimle ...