Rüşvet mi yalan? , Bizmi Yalan...?
Rüşvet her toplumda değişik ölçülerde de olsa vardır. Ama rüşvete karşı tedbirler, sadece boyutları büyük olduğu zaman alınmaz. Rüşvet, az yaygın olsa bile, vahim şekilde yaygınlaşmasını önlemek için gerekli tedbirler sanki çok yaygınmış gibi alınmalıdır.
Bizde, şu veya bu faaliyet alanı için herhangi bir fark gözetmeden, rüşvet genelde fazlasıyla yaygındır da, biz rüşvete karşı alınabilecek klasik tedbirleri bile eksik almışızdır ve mevcut olanlar da aksak işlemektedir. Bizde aksak işleyen tedbirlerden biri mal beyanıdır.
Mal beyanı bugün de kamu görevlilerimiz için kanuni bir yükümdür. Ama mal beyanı, adli merciler talepte bulunana dek mühürlü kapalı zarf içinde gizli tutulur. En göze batan aksaklık da bundan doğuyor. Aslında her vatandaş kendi adına görev yapanların mamelekini ve mamelekinin kaynağını bilme hakkına sahiptir. Kaldı ki mal beyanı açık olmazsa kamu görevlisinin rüşvet aldığını ispatlamak son derece zorlaşır. Demek ki ilk alınması gereken tedbir, mal beyanlarının açıklanması ve yayınlanmasıdır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, -genel müdür ile ona eş düşen makamlar dahil- yüksek rütbeli kamu görevlilerinin, hakim ve savcıların, belediye başkanlarının mal beyanları, kamu görevine başlarken, kamu görevi sırasında mesela üç yılda bir ve kamu görevi sona ererken Resmi Gazete’de yayınlanmalıdır. Diğerlerine ait olanlar ise bürolarda levhaya asılmak suretiyle açıklanmalıdır.
Yayınlanma ve açıklama, kamuoyunun dikkatini çekmek ve kamu görevlisi üzerinde bu suretle ahlak planında baskı oluşturmak için zorunludur. Fakat, mal beyanını kasden eksik veya yanlış vermiş olan kamu görevlisine karşı bazı yaptırımların uygulanması ve bunu mümkün kılmak için bu beyanın yargısal bir yöntemle incelenmesi gereklidir.
İlk yaptırım, mal beyanını kasden eksik veya yanlış veren kamu görevlisinin görevini kaybetmesi ve bir daha kamu görevine gelememesi ve seçilememesidir. Kasden gizlenen mamelek unsuru devlet adına müsadere edilmelidir. İnceleme sırasında bir mamalek unsurunun edinilmesi suç işlemek suretiyle olmuşsa, mal beyanına dair hüküm veren yargı mercii bu suçu kovuşturmaya yetkili yargı mercilerine ve görevlinin disiplin amirliklerine durumu bildirmelidir. Yukarda sayılan görevliler için bu yargı mercii Anayasa Mahkemesi olmalı ve bu mahkeme bu alanda Sayıştay’dan yardım almalıdır.
Mal beyanı, sadece kamu görevlisinin değil, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin mamelekini de kapsamalıdır. Kamu görevlisinin görevi devam etmekteyken vefatı halinde beyanda bulunma yükümü mirasçılarına ait olmalıdır. Beyanı incelemekle görevli uzman mahkeme, gerekli gördüğünde, görevlinin diğer yakınlarından da mal beyanı isteyebilmelidir.
Buraya kadar iyi ancak ;
7 yaşında bir çocuğun okula rüşvetle kaydettirildiği servisler önceliğin makama ve ailesine parasına göre olduğu özel okulların halk ve asil tabakayı birbirinden ayırdığı bir ortamda… nasıl önlersiniz güzel bir soru
Öncelikle devlet dairelerindeki rüşvete dair yapılan memurlar arası diyaloglara biraz yer verelim .. düşünceleri neler bakalım
Kendileri de birer hukukçu olan ve bu işin ilmini yapan avukatların bu yolu işlerini bir an önce gördürme, hızlandırma veya sair menfaat temin etme aracı olarak görüp her icra müdürü bunu mutlaka yapar mantığıyla bakmadıkları zaman önlenebilir mi? veya rüşvet isteyen icra müdürü hakkında avukatların suç duyurusunda bulunduklarında olabilir mi? mesela icra müdürleri rüşvet teklif eden avukatlar hakkında rüşvet vermekten suç duyurusunda bulunmaya başladıkları zaman olabilir mi ne dersin???
tebligat masrafı 4 ytl iken 5 ytl alan, talep edildğinde bozuk yok diyen memurlar için de bir çözümünüz var mı?
ya da tamamı için kesin bir çözüm.
Sorumuz bu memurlarımızdan gelen cevaplarda şu şekildedir
herkes ki buna bakanlıkta çalışanlarda dahil kesinlikle bize hırsız gözü ile bakıyorlar.ama bilmiyorlar ki bu ülkede hala işini yapan icra müdürleri var ama bu kafayla ve bu maaşla giderlerse onları da kaybedecekler.burada ki herkes iyi bilmelidir ki bizim yaptığımız iş adliye teşkilatında en önemli bölümünü oluşturuyor.Biz olmasak hukuk,ceza(Tazminat kararları),idare,ve hakem kararlarının bir anlamı yok biz icra müdürlerini yaptığı iş hakim ve savcıların yaptığı iş kadar önemlidir.Ama yaptığımız işle orantılı bir maaş vermiyorlarsa bu ayıp bizim değil.ben hukuk fakültesi mezunuyum avukatlıkta yaptım bu zamana kadar ne rüşvet verdi m neDE aldım onurum satılık değil.ekonomik olarak dayanma noktam kırılıncaya kadar bu mesleği onurumla yapacağım.o nokta gelirse İSTİFA ETMEYİ FARZ BİLİRİM AMA RÜŞVET ALMAM.
Bence de arkadaşlar maaşlarda alınan ücretlerde iyi bir iyileştirme yapılması lazım ben yollukların tamamen kaldırımsı taraftarıyım. zaten borcunu ödeyemeyen borçluya ayrıca bir yük getiriyor. hatta borçluya yardım için avukatlık ücretlerinde de icra takiplerinde indirim yapılması lazım. velhasıl maaş ve ücretlerde yapılacak zamlar ve yeni tasarıda icra müdürü ile paranın bağlantısının kesilmesi düşüncesi buna da yani rüşvete engel olabilir. bir defa icra müdürlüğünde çalışan kişilerin de parayla bağlantısının kesilmesi de bir yana paraya doyum içinde maaş ve ücretlerde de iyileştirme yapılması şart
çünkü sonuçta bakanlık da kariyer meslek olarak bir tarif yapılmakta kariyer meslek se bunun hakkı verilmeli. bir ikincisi vicdan ile cüzdan düşüncesini de yaşamamalı icra müdürü. bir de bu mesleğe gereken önem verilmedi takdirde galiba hep böyle gidecek . çalıştığım ilçede mal müdürlüğünde on - onbeş civarında eleman var ve bütün maliyenin yükünü 3-5 kişi çekiyor gerisi boş ve memurun aldığı maaş dahi bizim aldığımız maaştan fazla. diğer bir tarafta kurumdaki olanaklar. mesela bulunduğum yerde halk eğitim müdürlüğünde 1 halk eğitim müdürü 4 müdür yardımcısı kadrosu 1 memur 1 hizmetli kadrosu var ama yapılan iş boş boş oturmak . (maalesef) ister inanın ister inanmayın ama benim bulunduğum yer addliyesi kapalı olan bir yer ve soba ile kışın ısıtılan bir yer ve ödenek olmadığı için ben bazı kurumlardan dilenerek ve soba için odun kırarak ve kömürle kışı geçirdim. maalesef üvey bakanlığın üvey evladı konumunda olduğumuzdan işin açıkçası ümitli değilim hiç birşeyden AMA HADI HAYIRLISI
ÇÖZÜM ÖNERİRİSİ;
1. İCRA MÜDÜRLÜKLERİ HARÇ TAHSİL ETMESİN (VEZNE)
2. PARA TAHSİL ETMESİN (VEZNE)
3. EN ÖNEMLİSİ PARA ÖDEMESİ YAPMASIN (VEZNE)
İCRA MÜDÜRLÜKLERİNE KAMERA KONABİLİR.(ALAN DA VEREN DE CAYAR)
arkadaşım sen biliyor musun peki bazı kamu ki en genelini temsil eden bazı vekillerin ....100 ytl alacak için ha bire menkul haczi talep ettiğini...bu menkul hacizleri ki vasıta ücreti dahil ortalama icra dairesini yol tazminatı olarak 70-100 arasında yatırılıyor...peki bu bazı kamu vekillerinin adliyedeki yol tazminatı kadar icrada şehir dışı için 37,50 şehir içi için 25,00 ytl aldığını bizzat kendisinden duyduğum kamu vekilinin olduğunu söylesem ne diyeceksin...bazen bu kamu vekilleri ile günde 30 civarında dosyaya menkul haczine çıkılıyor...kimin cebinden biliyor musun DEVLETİN.... on dosya şehir içi 250 ytl vekilin yol tazminatı eder şehir dışında 375,00Ytl eder peki 30 dosya olduğunu farz edersek kaç yapar biliyor musun...750-1000YTL arasında...sen bir başlık açmışsın ki...icra müdürlüklerinin rüşvetsiz işlerin dönmediği bir yer olduğu sanılıyor...yazdıklarımı tahlil ettiğinde kimi vekil arkadaşlarınızın devleti resmen yol tazminatına mahkum ettiğini hiç düşünecek misin acaba?....sanırım bu kamu vekili arkadaşlarınızın işine pek gelmez dimi...Ha birde bir kaç sene önce Mahkemede çalışırken şöyle bir olaya daha rast gelmiştim....Dosya üzerinden (Tanıkta dinleniyor) verilen tapuda isim tashihi davalarında hazine vekili ha bire talebinde " Keşif Kararı verilsin efendim" dediği hala kulaklarımda çınlar....:):) Tencere dibin kara seninki benden kara misal...
bu 2’ci kısımda insanların işleriyle ilgili görüşlerini okudunuz . memurlarda rahatsız olmasına rağmen dedikleri şudur vekil bize örnek oluyor . madem böyle ne yapmak lazım
ve şimdi sıra bazı değerli görüşlerde .. 2’cü kısmı bekleyin
BENCE ÖNCE PARANIN TARİHİNDEN GİR NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU TAKAS TOPLUMUNDAN PARAYA GEÇİŞ VE PARANIN TİCARET E ETKİSİ VE TÜM DÜNYAYI ELE GEÇİRMENİN EN ÖNEMLİ ETKEN OLDUĞUNU ANLAT VE İNSANİ DEĞERLERİN PARA NEDENİYLE KAYboLDUĞUNU ANLAT AKPNİNDE BUNU KULLANDIĞINI İNSANLARIN HAYSİYETİ VE FAKİRLİĞİYLE ALAY ETTİĞİNİ ANLAT
TÜKETİM TOPLUMU YARATMANIN EMPERYALİST GÜCÜN EN BÜYÜK GÜCÜ OLDUĞUNU NSANLARI TÜKETİME ALIŞTIRIP KÖTÜ PARANIN İYİ PARAYI KOVDUĞUNDAN BAHSET...KREDİ KARTLARI KÖTÜ PARA OLDUĞUNDAN BAHSET
YANİ TİCARET YAPANINKARININ SUBJEKTİF OLDUĞUNU ANLAT ...VEDE KAR ETMENİN ZENGİNİ DAHA ZENGİN ETTİĞİNİ VE DEVALÜASYONDADA HEP BUNLARIN KARININ FAKİRLERİN CEBİNDEN ÇIKTIĞINI ANLAT
Mademki gerçekleri konuşmak lazım , şunu sormak lazım idari icra kurumunda çalışan ve asgari ücret alan bir bireye memura verilecek 1 - 2 bin ytl sizce onu aklını cezp etmez mi , aklını çelmez mi . gerçi burada şunu demek lazım gözü aç olduktan sonra trilyon versen de anlamı olmayacaktır onun için maaş zammı ve iyileştirme bir çözüm olmayacaktır.
Peki kameralar ,kameralar iyi güzelde kameraya da insanlar bakmıyor mu sonuçta alınabilir bir şeydir insanoğlu… onları da satın almak mümkün olduğuna göre demek ki buda rüşvete çözüm olamaz.
Peki ne yapmak lazım herkesin başına birini memur edemeyeceğimize göre ne yapmak lazım .. öncelikle toplumsal salyangoz denen olguyu anlatmak lazım burada sonrada devletin kendini kontrol mekanizması e devlet sistemi hakkında bilgi vereceğim.
Toplumsal salyangoz denen sistem , kişilerin toplum içinde birbirinde sorumlu olması ve iç kontrol sistemi demektir. Herkes birbirini koruduğu kolladığı ve yaptığı hataları bildirdiği için caydırıcıdır . kimse kimseye torpil yapamaz çünkü hemen uyarılır ve sonrasında cezai işlem görür . devlete ve dolayısıyla halka karşı işlenen suçların cezası bana göre sadece o kişiye değil bütün ailesine kesilmeli bütün akrabalarından bu ceza tahsil edilmelidir. Zaten bilirsiniz akrabaların üstüne mal beyanı yapmak moda olmuştur . sırf ceza alırsam mallara el konulmasın diye … bu sebeple herkese uygulanmalıdır ceza ailesinde biri suç işlediğinde bireysel görevini yapıp ihbar etmeyen kişide onunla beraber cezalandırılmalıdır.
Peki hep bireysel mi çözümler derseniz hayır değildir. Esas çözüm toplumun ve devletin bütünleşmesiyle sonuçlanacaktır . peki ama devlet ne yapmalı .işte bu noktada e devlet mekanizması işe yarıyor .. biliyorsunuz tc kimlik numarası ile her işlem yapılmaya başlanıyor bunun sonucunda devletin haberi olmadan hiçbir banka hesabı açılamayacak hiçbir lira bir hesaptan diğerine geçemeyecektir.
1- devlet kişinin aldığı maaşı bilecektir .gerçek rakamlar bilineceği için vergi kaçağı önlenecektir. Bütün maaşlar bankalardan alınacak ve şirketler bankalara yatırmaya mecbur olacaktır. Diğer şekillerde ödeme yapanlar hakkında cezai işlem uygulanacaktır .
2- maaşı belli olan bütün bireylerin harcamaları da yine devletin vereceği tc kimlik numarası üzerinden ve kredi kartlarıyla yapılacaktır.
3- Harcadığı para kazandığının üstünde olan birisi yada mal beyanında eksik bildirilen yerlere devlet el koyacaktır.fazla para harcayan kişilerin bu gelirlerinin nerden kaynaklandığı sorgulanacaktır .
4- Altın ve döviz alımlarında , havale işlemlerinde herkesin ne aldığı verdiği resmi olarak belirtilecek .
5- Ev kiraları ve alım satım fiyatları resmen bilinecek
6- Hallerde satılan ürünlerden kim ne kadar kazanıyor bilinecek .
7- Herkes kazandığı paranın nereye gittiğini 1 e 1 açıklayabilecek. 1 kuruş bile saklanamayacak
8- Devlette vezneler kaldırılacak ve e devletle tc no ile ödemeler başlayacak . günü geldiğinde devlet otomatik kesecek maaşından parayı böylece devlette para dönüşü kişilerden bilgisayarlara havale olmuş olacak.
9- Kişi kayırdığı tespit edilen kurum ve bireyler hakkında vatana ihanet suçundan cezai işlem uygulanacak
10- Her bireyin mal varlığı bilinecek
11- Doğuda her düğünde dünya altın takıp da 1 kuruş vergi ödemeyen aşiretler ya bu altınları devlette ve Türkiye cumhuriyeti içinde kullanamayacaklar yada bankaya yatırıp bunların resmen devletin bilmesi sağlanacaktır .
12- Altın ve döviz büroları kafalarına göre altın döviz alamayacaklar
13- Atılan her bir kurşun satılan her mal bireyin üstüne fişlenecek .
14- Vergi üreticiye ve ithalatçıya uygulanacak ,ara vergiler kaldırılacak.
Toplum düzeni işte bu şekilde olduğunda ne rüşvet kalacaktır ve mafya nede aşiret anlayışı çünkü ne ev sahipleri düşük gösterebilecek ne mal sahipleri ucuz alım gösterebilecek nede devlette kaydı olmayan bir alışveriş yapılacaktır .
Yapanda yaptıran da aynı suçu işlemiş sayılacak vatana ihanet istemiyle tutuklanacaktır , belki vahşice gelebilir ama düzen sağlanması isteniyorsa o zaman gerçekler göz önüne alınarak bir proje çizilmelidir. Çünkü ne kadar ekonominiz gelişse de vekiliniz bile yiyorsa rüşvet kimse kusura bakmasın her bakanın çocuğu villa Ferrari sahibiyse gemicikler alıyorsa işte orda düzen en baştan muslukları kapatmaktan başka bir şekilde sağlanamaz.
Bıraktığınız her açıktan bilirsiniz ki yasanın açıklarını özellikle araştıran kurumlar ve bunları 1 e 1 kullanan kişiler vardır. Ne kadar ekonominiz gelişirse gelişsin yargısına güven olmayan savcılık makamı soruşturma geçiren bir ülkede bu tek çözümdür ..
Halkın kendini kontrol etmesi oto kontrol sistemi ve e devlet sistemiyle her hareketin izlenmesi .
Buna ek olarak yurt dışı hesabı olduğu tespit edilen bireylerin bunu devlete bildirip vergilendirmedikleri takdirde bütün aile mallarına el konulması en güzel çözüm olacaktır
YORUMLAR
Rüşvet - Alan ve veren ...
Ben bir çok kez tanık oldum rüşvete...
Benim gördüğüme göre alan kadar verende suçlu... Yapması gerekeni yapmadığı için bazı görevlilerle karşı karşıya geldiklerinde ağlayarak, sızlanarak duygu sömürüsü yaparak uzatılan bir miktar para alandan çok vereni suçlu kılıyor. Hem yapması gerekeni yapmıyor hem de gelen memura idare etmesi için bir mebla sunuyor.
İnsanlar yapılması gerekeni doğru ve zamanında yaparsa yani açığı olmazsa asla rüşvet vermez, neden versin ki memurlar gelsin görevlerini yapsınlar ve gitsinler.
Şimdi rüşvet alana gelelim; hangi duygularla alırsa alsın memleketin olumlu bir şekilde ilerlemesine engel olmaktadır. Bir kötülüğü düzeltmek yerine başka bir kötülüğe teşvik etmek ödenmesi zor bir vebaldir.
Mal beyanında bulunmak belki çözüm olabilir ama asıl çözüm eğitim ve insan sevgisinden geçer. Ahlaki olarak çökertilmeye çalışılan ve en önemli değerin para ve zenginlik olduğu aşılanmaya çalışılan bir toplumda malesef rüşvet kaçınılmaz oluyor.