HANGİ BALIKLI???
Acemilik yabancı bir şehirde zor olduğu kadar eğlencelide olabiliyordu. Tabii şansın yaver giderse, bendeki şansta ne yaver ya....
İlandaki telefonu arayıp randevu aldıktan sonra kardeşimin ders çıkışını beklemeye başlamıştım. Beni evden aldığında ikindi ezanı okunuyordu. Gazetedeki ilanın yazılı olduğu adresi bir yere not alarak evden çıktık. Görükle konutlarından garaj 45 dakika sürüyordu.
Dikkaldırım garajına geldiğimizde kardeşim ilandaki Küçük Balıklı adresine bakarak hangi arabanın oraya gittiğini sordu.
Minübüs hareket ederken kardeşim
<Balıklıya mı gidiyor ? > diye sordu emin olmak için.
<Evet abi > dedi şöfer arabayı çalıştırırken.
Ne kardeşim nede ben gittiğimiz adresten bihaberdik. Elimizde olan sadece eleman aranan bir adresti, işin ilginci Küçük Balıklıya ait çok iş ilanı verilmiş olmasıydı yani bu yer her nasıl bir yerse çok fabrika olmalıydı. Minübüs Dikkaldırımdan hareket edip Nilüfere yöneldiğinde kardeşimle birbirimize baktık. Her ikimizde aklımızdan geçenleri dile dökmeden sessizce yola devam ettik. Ataevleri de geçtik kardeşime bakara gülümsedim evet evime yakındı anlaşılan bu Balıklı. Minübüs Uludağ kampüsünüde geçmişti. bizim eve ne kalmıştı ki, kardeşimele birbirimize bakrak tekrar gülümsedik eve yakın olması çok iyi olurdu. Böylece akşam erkan evde olurdum. Görükle Konutlarının köprüsünüde geçtik. izmir istikametne doğru gidiyordu bu minübüs.
Karacabeye varmadan bir toprak yola saptı minübüs, kardeşimle tekrar baktık birbirimize
kardeşim kulağıma < Herhalde abla holuwood gibi bir yere çıkacağız > derken biz dağları geçip duruyorduk bu arda teker teker yolcularda inmeye başlamıştı.Hava karamaya başlamıştı.minübüs köy gibi bir yerden geçerken köylü kadınların ineklerden süt sağdıklarını gördük. Arabada sadece kardeşimle ben kalmıştık. Şöför arabayı durdurup bize dönerek < Abi siz nerde ineceksiniz, burası son durak > dedi.
Kardeşim < Abi biz Küçük Balıklıda inecektik > dedi
Şöför < Abi burası Büyük Balıklı >
Duyduklarımız karşısında kısa süreli bir şok yaşamıştık. Aslında gülelimmi ağlayalımmı bilemedik. Kardeşim kendini çabuk toparlayarak < Abii peki biz nasıl dönebiliriz bizi Görükle’ye götürebilecek bir araba bıulabilirmiyiz > dedi
Şöför < abi bu son araba dönüş yok ama eğer kabul ederseniz süt dağıtımı var akşam süt arabası ile dönebilirsiniz > dedi.
bizim şeçim yapma lüksümüz olmadığından kabul ettik. Yeterki kendimizi eve bir atabillelimdaha balıklı malıklı duymak istemiyorduk. vel hasıl dönüşümüz muhteşem olmuş süt arabası ile dönerken kimseye görünmeden eve gelebildik.
kardeşimle o akşam çok güldük yaşadıklarımıza ve anladıkki küçük olanın mutlak bir büyüğü var:)))))))))))