- 926 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOL IRAKTIR
Hiç karlı dağlardan düz ovaya akan ayak boyunu geçmeyen yollardan bin bir zorlukla yürüdüğünüz oldu mu?
Hiç sırtınızda ağır bir yükle patika yollardan evinize ya da başka yerlere doğru kilolarca eşya taşıdınız mı?
Yollar sadece toprağa bağlı değil artık. Hava yolu deniz yolu, demir yolu var. Bir yerden bir yere giderken bütün yolları kullanma ihtimaliniz mevcut. Hızın mitlerden inen yarı tanrısal hıza ulaştığı dönemleri yaşıyoruz. Sabah kahvaltısı ile akşam yemeği arasında kıtalar arası uçuşlar yapmak mümkün.
Yollar hangi şeklide olursa olsunlar hayatımızın önemli zaman aralıklarının geçtiği yerler.
Sizin yolunuz kötü yol olarak anılan stabilize yol değilse muhtemelen asfalt yoldur, (asfalt : Ana maddesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışımdır aslında.Topağın üstü havaya,suya,iklim değişimlerinin doğal sonucu olan ısı ve ışık farklılıklarına kapamak demektir.Nefes alışını önlemek değil midir aslında bu. İnsan kendi rahatı, medeniyet savaşı denilen çevreyi yok sayan bir anlayışla yaşam alanlarının en doğal olanını hapsediyor kendi icatlarıyla. Petrol artığı siyah, yapışkan, matem rengi uzun ve hepsi birbirine benzeyen caddeler. Çocukluğumun geçtiği coğrafyada bazı yer adları toprağın rengiyle anılırdı. Boz toprak, kızıl toprak, siyah toprak, ak toprak… Uzun kıyı şeritlerinin bulunduğu yerlerde kayadan toprağa sızan suyun olduğu yerlere ağlayan toprak derlerdi. İnsan gibi düşünülüyordu toprak. Biz asfaltları gelişmenin ölçüsü kabul edene kadar.)
Belki de daha iyisi evinizin hemen kenarından otoyol geçmektedir. Keçi yollarından bihaber yaşadınız demektir bu.
Yollar o kadar farklı anlamlar taşır ki insan için. Saymakla biter mi bilmem. Ben bildiğim bazı yolları sıraladım hayata dair.
Araçların gittiği istikametten ayrılması durumunda kazalar meydana gelir veya süre kaybı olur. İnsan eğer akla, mantığa, sağduyuya, toplumun genel inanç değerlerine aykırı davranışlarda bulunuyorsa tıpkı arabalar, uçaklar, gemiler gibi rotadan şaşar. Yoldan çıkar yani. Bu tür sapmaları ortadan kaldırmak, insanı yola getirmek çok zordur.
Bazen yol gözleriz. Heyecanlarımızın en üst düzeye tırmandığı zamanlardır bu dönem. Olması ve ya olmaması bizim için hayati değer taşıyan işler vardır. Sebepler, sonuçlar vardır. Beklemenin sabır kelimesinde özetlendiği derviş ve eren arasında kişilik özellikleri sergilediğimiz bu durumlarda yol iz bilmek çok önemlidir.
Böyle durumlarda bazıları yolları keser. Nefes alama hale gelirsiniz.
Bazıları kendilerine göre bir ahlak anlayışı içerisinde her şeyin mubah olduğu çarelere salar kendini. Başka deyişle akıllı düşününceye kadar deli köprüyü çoktan geçmiştir. Arkadan bakıverirsiniz ama yollar öylece durur karşınızda. Siz yollardan sapmadan fazilet çizgisine sadık kalmaya devam edersiniz. Fazilet yani dert. Yani sancı. Yani acı. Keder.
Yol yakınken dönmek düşünülmelidir arada sırada. Sosyal ve siyasal hayatın, ekonomik karmaşaların tam ortasında rüzgârlar sizi bir o yana bir bu yana savurur. İçinde bulunduğunuz sözde iyi durumundan daha kötü duruma düşme riskini göze almaya gerek yoktur. İtiyatlı davranmak dedikleri budur sanırım. Bildiklerinizin en azından bir kısmını ne adına olduğunu bilmediğiniz vicdanınızı ikna etmeden susturmaya çabalamak değil midir bu? Böyle davranırsanız üstelik akıllı, uslu, durumu kurtaran olmak gibi parlak sıfatlarla anılmak durumunuz vardı. Bu fırsatlar kaçmaz aslında. Bir sendikanın büyük boy ilanlarında görmüştüm daha önce. Ve okuduğumda dehşete kapılmıştım: “Doğru zamanda doğru yerde olmak” diyordu. Hayat felsefesine bak. Başarının ölçüsü yanlış terazilerde tartılırsa bukalemun olmayı meziyet sayan bir güruh oluşmaz mı? Çözüm kolay. Yol kestirme. Çaba yok. Asalak olmak değil mi bu?
Güç: Önünde secde edilmesi gereken bir put. Sen bunun nimetlerinden faydalandıkça putun gücü, senin dünyalığının miktarı artacak. Yolunu bulmak dedikleri bu olsa gerek.
İlk gençlik dönemlerim işçi egemenliğinin sokaklara taştığı şehirde geçti. İnsanlar daha iyi yaşamak, bazı haklar elde etme kadına sokaklara dökülüyor, yollar aşındırılıyordu. O zamanlardan kalmadır: Yollar yürümekle aşınmaz sözü.
O zamanlar maden işçisi olan babamın eve geliş saati biraz gecikse yollarda kalırdı gözlerimiz. Babaannem, yolunu gözlediği oğlu hakkında bir sürü vehimlerde bulunurdu. Çoğu zaman bizi, bir şeyden haberi olmayan komşulara gönderirdi. Olur ya haberleri vardır diye. Ana yüreği oğlunu yolda görünceye kadar kapıdan içeriye girmeyi yasaklardı kendine. O gün bu gündür yolunu kaybetmiş eylemlerin kimseye hayrı olmadığına inanırım.
Hak aramanın yollarını bilmek gerekir. Çok babacan bir cümledir bu. Yolunu durmadan değiştiren insanların dilinden düşünce bu öğüt ne kadar anlamsız içi boş bir fikre dönüşüyor değil mi? Fırsatlar trenini nerde bulursa binmeye alışmış birçoğu için yolunda gitmek kararlılığı yoktur.
Şair, yola çıkanlara seslenirken sona doğru bakınız ne güzel tarif etmiş hayatı:
“Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.”
Türkçe ne büyük bir dilsin insanı bu kadar derinden kucaklayan.Senin ahengin olmadan bu dünyada bütün anlatımlar ne kadar yavan ,bütün anlatımlar ne kadar cılız.Ey Türkçe bütün insan tiplerine uygun yollar çizmiş, bunları ne güzel kelimelere dökmüşsün. Mermerden anıtlar gibi pürüzsüz ve sapasağlam sözler bunlar.
Ve biz insanlar hafızamıza ne çabuk ihanet ediyoruz. Türkçede yoluna can verilecek değerlerden, sevdalardan söz eden binlerce şiir, binlerce hikâye, masal, destan vardır. Bütün yolları haramiler tutsa bile Türkçe yoluna baş koyacak kadar engin duyuşuyla seslendirir insanı.
Keyfi yolunda olanlar ırak yolları düşlemeden sona erecek ömürleri yaşar. Bunların bir Allah’ın yürü ya kulum dediği cinsten tıngırı yolunda gidenlerdir.
Yolgeçen hanların ziyaretçilerinin çok olduğu dönemlerde ırak yolları benimsemek zor iştir
Çözüm yollarının uzak olduğunu düşünen insanlar umutsuzluğa kaplıyor belki.
Irak yolları bütün insanlığın saadeti adına yürümeye kalkanlar yol yordam ararken yol başlarına kara yüzlü, kara niyetli, kara elbiseli, kara gözlüklü adamlar durmadan mayınlar döşüyor.
Sinan YILMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.