- 1480 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEDE BAK GENE BAYRAM GELDİ
DEDE BAK GENE BAYRAM GELDİ Kimsenin aklında dahi yoktu sadece bir sohbet sırasında sorulmuş ve kendisi o kelimeyi can kulağıyla dinlemişti aklında bir an olsun çıkarmıyordu herke için uzun ama onun için çok kısa zaman kalmıştı bayrama üç gün kamıştı. Akşam olmasını sabırsızlıkla bekliyordu içi içine sığmaz olmuştu annesi sut sağmasını bitirip eve dün düğünde barışı kapıda gür düğü an şaşırmıştı barış diğer çocuklarla oynamıyordu kapının ününde öylece bekliyor ve sanki bir savaşa girecek gibi annesine bakıyordu. Barışa doğru yöneldi barış annesinin nefesini hissettiği an elini tütüp ağlamaya başladı annesi şaşırmış bir şekilde diz çöküp güz yaşlarını sildi neyin var yavrum ne oldu neden ağlıyorsun yavrum? Anne bayram geliyor babam bana elbise alacak mı? Bana örümcek adamlı bir poşet alacak mı anne? Tabi yavrum alacak sen şimdiden neden ağlıyorsun ki daha var yavrum. Annesi barışı içeri alıp bir mindere oturtup bir bardak su verdikten sonra mutfağa yöneldi suttu süzerken barışın kelimeleri kafasına birer balyoz gibi iniyorlardı. Anne babam bana elbise alacak mı? Ses barışa gitmesin diye kendi içinde ağlıyor gözyaşları süte düşmesin diye de elinin tersiyle siliyor arada işini bitirmeye çalışıyordu durumları çok kütüydü çok fakirlerdi bazen sofraya konulacak ekmek bile olmadığından büyükler tartışırlardı hemde barışın yanında tartışırlardı çünkü evleri küçüktü bir mutfak bir odaydı bütün dünyaları oydu. Anne işini bitirip akşama yemek yapmalıydı yapacağı yemek neydi ne yapacaktı oda bilmiyordu. Bir on durup düşündü sonra tencereyi suyla doldurup ocağa koydu bir çorba yapmak için. İçeri girip barışın yanına oturdu barış hala ağlıyordu annen babam bana alacak dimi? Evet yavrum hem bekle bayrama daha çok var oğlum bekle az. Akşam yemeyi olmuş sofra kurulmuş babanın gelmesini bekliyorlardı. Baba gelir gelmez yemeye başlayacaklardı. Ama babanın onlardan haberleri dahi yoktu kendi arkadaşlarıyla takılmış oyun oynuyorlardı( AMERİKANIN ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR İÇİN ÇIKARDIĞI 1 DEN 13 DEK AYNI REKLERDE SIRALAMALARI İÇİN ÇIKARDIĞI OYUN OKY) .barış yemeğini dayanamayıp yedi annesi yemedi. Barış yemekten sonra dedesine gitti. Onlarda televizyon vardı çizgi film seyretmek için gitti. Halaları onu canlarından çok severlerdi. Geldiğini gören büyük halası o daha kapıya dokunmadan kapıyı açtı. Onu alıp bir mindere oturttu ve herkesin seyrettiği MARİA adındaki diziyi kapatıp onun için çocuk kanalını açtı. Halası barışın ağladığını anlamıştı gözyaşların yeri hala belliydi. Barış televizyona dalarken halası onların evine gitti onun neden ağladığını bilmesi için. İçeri girdiğinde annesinin de ağladığını gürünce hemen yanına oturup neler olduğunu sordu. Annesi olup bitenleri barışın halasına anlattı ama ne gelir ikisinin de elinden. Barışın babası çalışmıyor hep arkadaşlarıyla dolaşıyor olup biteni de yiyiyordu barışın annesi isyanlar içindeydi ama ne yapabilirdi ki. Halası eve dündü barış hala çizgi film seyrediyordu halası yanına oturup birlikte seyrettiler. Barış halasının dizlerinde uykuya dalmış beyaz rüyaları içinde yüzüyordu babası ona örümcek adamlı poşetin içinde elbise almıştı ona. Sabah kavatlısında annesi ile babası gene tartıştıkları için onların sesinden barış bulutlardan baş aşağı inmişti ve uyanmıştı rüyasından meraklı gözler içinde babasına bakıyordu elbisesini almış mı diye ama elinde bir şey yoktu hatta bağırıyordu. Bayrama iki gün kalmıştı hayalleri bir bir yıkılıyordu ortada ne poşeti nede elbisesi vardı. Yere bakarak suratı asık bir şekilde dedesinin evinin yolunu tutu. Barış dedesinin evin avlusuna girince dedesi her zaman oturduğu yerde otuyordu çam ağıcın altında çayını yudumluyordu. Dedesi barışı dürünce birini çağırıp bir bardak getirmelerini istedi bardak gelince barışla dedesi karşılıklı çay içmeye başladılar. Dedesi barışın neden üzgün olduğunu sorunca barış sadece babam dedi. Dedesi anlamıştı barışın istediği babasının yapmadığını anlamıştı eee dedi barış bayram dedi dedesi gene eee dedi elbise dedi ee dedi barış poşet dedi bu sefer dedesi güldü barış henüz 8 yaşında olmasına rağmen çok sinirlenip oradan ayrıldı. Barış o gün hiç kimseyle oynamadı hatta akşama dek eve bile gitmedi. Köyün hemen altından geçen derenin yanına gidip dereye bakıyordu çok oturmuş olmalıydı ki barış üşüdüğünü hissedip etrafına baktı karanlık çökmüştü eve gidip yattı hemen sabah kalkınca evde hiç durmadan dışarıya çıktı dedesinin evin ününde geçerken içeriye girmek istedi bir an ama girmedi bunu güren dedesi gene güldü. Barış dedesine baka baka geçti oradan tekrar kimseyle oynamadan derenin yanına gitti. Akşam olana dek orada kaldı bayram akşamıydı elbisesi yoktu artık poşeti unutmuş elbisesini düşünüyordu ama oda yoktu ortada o gün yatmadı babası gelene kadar saat gecenin 01.00 olmuştu ama babasının elinde hiç bir şey yoktu bunu güren barış hemen yatağına uzanıp hıçkırıklar içinde yatmaya başladı. Barış o gün rüya bile görmek istemiyordu rüyasına dahi gelenleri kovalıyor bişi görmek istemiyordu o gün bütün hayalleri yıkılmıştı. Barış sabah kalkınca yanı başında gene bir şey yoktu belki diyordu belki babam bana sürpriz yapar diyordu ama gene de olmamıştı. Hıçkırıklar içinde kendini dışarıya attı. Kendini dışarıya attığı an halasıyla çarpıştı halasına bakıp durdu halası onu kollarına alıp eve güttürdü dedesi hala gülüyordu o ise ağlıyordu dedesine sordu seneden üç gündür bana gülüyorsun? Dedesi arkasında sakladığı poşeti çıkartıp ona uzattı. Barış bir anda şoke uğradı ve durdu elini uzatamıyordu sevinçten dedesi ona yaklaştı. Alsana oğlum bak istediğin poşet ve elbisen barış elbiseleri bir ay boyunca hiç çıkarmadı. Her bayram o elbiseleri hatırlıyordu aradan 14 sene geçmesine rağmen hala hatırlayıp her bayram dedesine giderdi ama bu sefer elbise için değil onu ne kadar sevdiği için. Gene bayrama az kaldığı bir zaman barış dedesine gitti ama ne yazık ki köye varmadan öldüğünün haberini almıştı bütün dünyası yıkılmıştı biranda çınar ağacı devrilmişti hayatında tek tanıdığı çınar ağacını da kaybetmişti. Ya şimdi kime dayanacaktı oturduğu yerde bir anda onun kokusunu hissedip kalktı (evet yoksun artık ama biliyorum ki nefesin her daim benim yanımda ve sen bir nefes kadar bana yakın olacaksın biz sadece şimdilik ayrıldık)DEDE
YORUMLAR
BARIŞ BEY, Dedenizi anlattığınız hikayenizi, ilgi ve sevgi ile okudum. Güzel yazmışsınız. Kutlarım. Ben de hep yazmak isterim dedemi yazamam.
Ben anne baba görmedim. Dedemin yanında büyüdüm. Şımarık bir çocuktum. Huysuzdum. Yemek seçer, yemek beğenmezdim. Dedem hiç yüksünmez, neyi seviyorsam, bana göre pişirirdi. Benim 8 yaşında ki torunum da bana aynı şeyleri yapıyor. Hiç zorsunmuyorum. ETTİĞİMİ ÇEKİYORUM. Haniya, sanki dedeme karşı borç ödeyorum gibi bir histe geliyor, içime. SEVİNİYORUM.
5 torunum var. HEPSİDE BİRBİRİNDEN TATLI. Bu mutluğu bana tattırdığın için ŞÜKÜRLER OLSUN.
Dedem sır ortağım.Dedem can arkadaşım.Üstümüz ıslak ve çamurlu olduğunda beni eve getiren ve koruyan adam. Dedem ilk borç para aldığım adam.Dedem dağlardan aşırıp beni ilk şehire götüren,bana dünyayı gösteren adam.
Nasılda beklerdim minareden ezan okunmasını.Koşup dedeme haber vereceğim bana dua edecek diye.Çeşmeden suyunu getirmişim abdesttini almış,abdest suyunu bahçeye atmışım ,zaten yarısını almışım duanın.Allahım seni hiç darda bırakmasın oğlum demesini öyle çok beklerdim ki.Hiç darda kalmayışımı sanırım dedemin dualarına borçluyum.
Dedemi hatırlattığın için sagol.Dedelerimize Allah rahmet eylesin,nur içinde yatsınlar.Mekanları cennet olsun.
Çok güzel bir yazıydı, beni tam 40 yıl öncesine götürdü.
Kutluyorum yazını.
TEBRİKLER.
SAYGILARIMLA.
arıbeyi tarafından 12/15/2008 10:03:53 AM zamanında düzenlenmiştir.