GARİBİN SALÂSI
Mevsimin bahardan yaza döndüğü günlerdi...Çalıştığım kasabada,yine yaşanası güzel günlerden biri,dallarda cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar,en güzel şarkılarını söylüyorlar,etrafta yemyeşil ağaçlar,mis kokulu meyvelerini Mevlamızın Kudret hazinelerinden bize sunmak için güneşin ışıklarını sabırla sineye çekiyorlar,Karşı tepelerde görünen ağaçlar rüzgar estikçe zikir halkasındaki dervişler gibi hu hu diye diye sağa sola sallanıyorlar,her taraf yaşam sevinciyle dolu...Tarlaya bahçeye giden gelen insanlar sokakları dolduruyor,kısacası hareketli yaşam dolu bir gün,bende evimizn balkonun da oturmuş bütün bu güzellikleri seyre dalmışım mevsimin tadını çıkarıyorum.
Sokaktan geçmekte olan iki kişi endi aralarında konuşuyorlar:-..........Ölmüş duydunmu?-Yok duymadım ne zaman ölmüş?-Bu gün bu gün daha yeni olmuş.-Vah vah Allah rahmat eylesin iyi insandı yav.-Gerçekten öyleydi,ne yaparsın ölüm hepimizn başına bir gün gelecek.-Evet, Allah hayırlısını versin.-Amin.
Yan taraftaki evin gölgesinde oturan kadınlardan biri diğerlerine :-Duydunuz mu .......ölmüş
Kimsesi de yok gariban belki salâsı da verilmez,diyor.O an şok oldum.Sanki tepemden dökülen bir kova kaynak suyla bütün vucudumun haşlandığını hissettim.Biraz sonra da .........nın komşuları haberi doğruladılar,gerekli bilgileri getirdiler.
Abdest aldım doğruca camiye gidip minareye girdim,cihazı açtım ve o günden önce vermediğim kadar uzun bir salâ verdim.
İçimden,fakirin salâsı böyle verilir diyerek cihazı kapattım.
Bütün sevdiklerimize, tanıdklarımıza,birilerinin salâyı bile çok gördüğü bütün gariplere birer Fatiha istirham ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.