ÇOMAKCI’nın ARDINDAN
Hani yıllar vardır, bulamadığımız bir içeceğin içersinde o an doyumsuz bir lezzeti hisseder, Degustatör gibi ağzımız da, bir o yana bir bu yana unutulmak istenmeyen tat misali çevirir, çeviririz.
Diliniz duyduğu o haz ile yüzünüze unutulmaz bir tebessüm kondurursunuz.
Sarhoşlarken tam o an! İşte bu dersiniz,
Artık çölde vahanızı bulmuşsunuzdur;
ÇOMAKÇI, uzun süre sonrasında üst üst’te iki finalde tattığım tebessüm.
Keşke daha önceleri tadabilseydim de 5-10-300 kişileri de bu lezzete ortak edebilseydim.
İki perelik, iki şövalyelik,
Yürekli bir ŞİİR….
Üstlendiği misyonu, bir erkek bir dişi iki mükemmel Şövalye ile doyumsuz bir finalde tamamladı.
M.İrfan BENLİ’nin “ÇOMAKCI”sı aslında hepimiz….!
Benli’nin deyimi ile “Akıl ile Yürek” arasında düşün pınarına sürükleyen baş yapıt.
Gözler ile Ruhun,
Sözleri ile bedenin tek vücut olduğu;
HAYRİN (Candan ERYILMAZ)
Böylesine güçlü, böylesine yürekli iki şövalyenin gözlerindeki
hüzün pınarı,
Neden?
ÇOMAKCI’nın finali mi?
Hüzünlenmeyin Şövalyelerim!
Hüzünlenme ÇOMAKCI…
Hüzünlenme HAYRİN…
Bir avuç vefasız da olsak, biz de öğreneceğiz yüklendiğiniz Misyonu.
Sizlerle
güleceğiz,
Sizlerle ağlayacağız.
Nice ÇOMAKÇI’lara..
ömer faruk TOYDEMİR