- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
4
Geldiğinde ilk olarak bana bakıyor, elindekileri göstererek.. Onca çantayı poşeti nasıl taşıdığına hayran kalıyorum..O da bunu ister gibi bir süre duruyor karşımda… Güçlü hissediyor kendini.. Gözlerinden okuyorum her şeyi bir bir… Gülümseyişi yanıltınca, gözlerini kaçırmıyor benden.. Bana “Gerçeği gör!” “Sahte gülümsemem bu..” “Gözlerime bak!” diyor sanki.. Hoşuma gidiyor..
Elindekileri masaya, yazdıklarımın üstüne, poşetlerden en fazla gürültüyü çıkararak bırakıyor.. Elleri masada, iki yana açılmış kollarından destek alarak bana eğiliyor..
“Ne yaptın bakalım?”
“Hiç..”
“Sahi mi?”
“Bilmem..”
“Neyi?”
“Boşver…”
“Sahiden bir hiç yaptığını mı?”
“Sahi mi, diye soran sensin…”
“-Hiç- yaptığını söyleyen de sen”
Başını benimkine yaklaştırıyor ve saçlarını aralıyor..
“Bana bak!”
Gözleri benimkileri bulup deliyor…
“Sana bakıyorum..”
“Seni seviyorum!”
“Sahi mi?”
Cevap vermeden önce duraksıyor.. Gözleri kısılıyor.. Dudakları düz bir çizgi halini alıyor.. Sonra gergin bir yaydan fırlayan ok gibi dökülüyor tek bir kelime… küfür gibi… :
“Hiç!”
Yine başarıyorum onu üzmeyi.. Sinirle uzaklaşıyor yanımdan, mutfağa geçiyor.. Sesler duyuyorum..Ve her sesten ne yaptığını tam olarak anlıyorum.. Önce önüme koyarken çıkarttığı gürültüyle birlikte aldığı poşetleri boşaltıyor.. Sırayla dolap kapakları açılıp kapanıyor.. Eminim yine aynı özenle, aynı ezbere göre yerleştiriyor her şeyi… En son büyük bir gürültüyle bütün poşetler en büyüğünün içinde toplanıp, balkon kapısının yanındaki sebzeliğin yanına depolanıyor.. Lazım oluyor çünkü o poşetler.. Ve gelişi güzel atılırsa hiçbir zaman işimizi görecek boyutta olanını bulamıyoruz..
“Kapının yanındaki çiçeğe dikkat et, lütfen. Toprağı taze henüz , yeni değiştirdim…Değip de kırma gövdesini..”
“Olur!” “Kimin bu çiçek? ... İlk defa görüyorum”
“Senin…”
Sessizlik.. Yanında olup yüzünü görmek istiyorum… Gülüyor mu acaba? ...
“Ben kimim?”
“Çiçeğim! ...”
“Sahi mi?”
“Hep!”
Sessiz kalıyor bir süre.. Sonra çay yapmaya koyuluyor.. Yerimden kalkıyorum.. Yanına gidiyorum.. Kapıya yaslanıp izliyorum..
“Ne bakıyorsun?”
Yüzündeki gülümseme dünyalara bedel..
“Hiç..Seni izliyorum..Görüyorsun”
“Görüyorum… İnanamıyorum!”
“Neden peki?”
“Sadece çay yapıyorum çünkü…”
“Benim çayım sensin o halde…”
“O zaman sadece kendime yapıyorum…”
Gülüyor…
“Biliyor musun, ben de hep kendime yapıyorum..”
“Farkındayım!” “Neden peki?”
“Bilmiyorum…”
“Bilmediğin içindir belki…”
“Ne?”
“Kendine yapman…”
“Bilince ne olacağını merak ediyorum…”
“Ben etmiyorum… Böyle devam etmelisin…”
“Neden peki?”
“Neden peki?”
“Ne neden peki?”
“Hiç… Çay hazır!”
“İkinizde mi?
Gülüyorum…
“İkimiz de…”
Gülüyor…
“Ne duruyoruz?”
“İçelim o halde!”
Sarılarak pencere kenarına gidiyoruz…Güneş asılı kalıp ufka, bizi beklemiş gibi kaçıyor dünyadan..
Dünya! ... Çok büyük kelime bu! ... Küçültüyorum: Dünyamızdan! ... Ve bir daha: Dünyamdan! …
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.