- 536 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR/AZ DEMOKRASİ
Kavramın asırlar içinde aldığı yol ele alınabilir bir yazıda.Ya da kelimenin bu gün taşıdığı anlam da irdelenebilir.Hatta demokrasi olmadan ne kadar kötü durumda olacağımıza dair yüzlerce ağıt yakılabilir.Bütün bunlar içinde yaşadığımız klasik bir orta oyunu,gölge gösterisi gerçeğini değiştirmeye yeter mi?
Namık Kemal Hürriyet Kasidesinde :
“Ne efsunkar imişsin ah ey didar-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten” der devrin gür sesiyle .Namık Kemal büyüleyici olarak nitelendirdiği hürriyet kavramının şimdi gayrı meşru olan demokrasi adlı liberal ve oldukça şişman çocuğunu görseydi acaba aynı güzel mısraları bu kavram içinde yazabilir miydi? Elbette müneccim olunması gereken bir durum. Zaten yazının konusu da böyle bir sorgulamayı neticelendirmek değil.
Kavramlar elitlerin,sermaye sahiplerinin, makam ve mevki sahiplerinin rengine , kanaatine göre şekilleniyorsa bunun adı fikir özgürlüğü olur mu ve bu şekilde işleyen sistemin adı ne kadar demokrasidir.? İşte esas soru bu cevaplandırılması gereken.
Aklıma pek çok dizi filmde halka sunulan bir cümle takılıverdi.” Bu dizi filmde izleyeceğiniz olaylar tamamen hayal ürünü olup , herhangi bir ülkeyle ilgisi yoktur. “
Mesela milli irade yansıdığı kadarıyla sadece bir adamın iki dudağı arasına sıkışabilir mi? Veya milli irade milletin vekillerinden bile uzun süre saklanabilir mi?Saklandığı zaman aslına hesap vermesi gereken vekil buna niye itiraz edemez? Ederse ihraç edilir mi diğer örneklerde olduğu gibi? Parti çıkarları neden bu derece önemsenir? Vekillerin yemin metninde okudukları namus ve şeref sözleri liderin iki dudağı arasına nasıl hapsedilir ve ya hapsedilirse bunun adına demokrasi denilebilir mi?
Sahi biri şu milli irade kavramına ezici çoğunluğun kabul edeceği bir tanımlama yapsa da kurtulsak iğfal edilen düşünce çukurlarından. Kimin iradesi milli irade?. Mesela muhalefet bu iradeyi temsi,l edebilir mi? Acaba hangi muhalefet ,hatta kime karşı muhalefet?Sadece siyasi rakiplere mi yoksa gerçeğe ,ülke çıkarına mı muhalefet? Onlarda en azından ikiye ayrılır:Meclis içi ve meclis dışı diye.Meclistekiler de ikiye ,üçe ayrılabilir:Ana muhalefet,baba muhalefet, diğerleri de teyze,hala,dayı diye say gitsin.Sonuçta hepimiz Hz.Adem’den türemedik mi? Demokrasi var .İnsanız hepimiz.Birinci seçenek kabul görmeyebilir çoğunluk tarafından.
Sahi şu çoğunluk ne demek? Mesela bir futbol takımının maçı esnasında tribünde bulunan elli bin insan o şehrin çoğunluğu olabilir mi?( Şehir 75 bin ise olur hem de bal gibi.Matematik bu.%51’in üzeri daima çoğunluktur? Meclisteki çoğunluk sayılarla belli oluyor. Doğrular ,akıl, bilimsel gerçekler,kişisel hırslar,siyasi kan davaları ,ekonomik çıkarlar hepsi birden harekete geçmezler mi kara verilirken?Veli insanlar nefislerini körelten insanlarmış:Acaba bizim seçtiklerimiz bu özellikte ortak bir yapı gösterebilirler mi acaba? (Dilim yansın ..ne demek veli kişilikli..laiklik ilkesine aykırı olmasın bu..veya haddimi bilmek zorunda olduğumu ne çabuk unuttum ben.Öyle adalet falan ne demek bunlar.hukuk bile net çizgilerle insanları siyasi kimlikleri,ekonomik ve sosyal mevkilerine göre ayırıp kara veriyorsa ne yapsın Kızılderili kardeşlerimiz.Hatta ekonomik refahtan pay istemeyi yanlış, kendisine yapılan haksızlığı oy verdiği siyasi iradeye zarar gelecek diye sineye çekme iradesi varken demokrasi olur mu bunun adı.Hep ezilen çimenler,Ve bazı parçalar fillere hala aşk derecesinde teslimiyeti kendisi için bir tür lütuf kabul ediyorsa ne yapsın zenci kardeşlerimiz…)
Farklı coğrafyalarda milli irade ,demokrasi gibi kavramların taşıdığı anlamlar da farklılık gösteriri.Mesela milli irade iki koli temel gıda maddesi karşılığında “tulum oy “ anlamına nasıl bakmaktadır belli olmalı değil mi? Yada belediye başkanlığı seçiminde imar ayarlarında küçük oynamalar,ihale paylaşımları,işe adam yerleştirmeler milli iradenin oluşumuna katkı sağlıyorsa bunun adı hala milli irade olmaya devam eder mi?
Bilinen pek çok yoksulluk ve yolsuzluk gerekçeleri belgeli olduğu halde susturuluyorsa basın ? İnsanlar iş,aş,makam,mevki gibi yönlenmelere ,küçük çıkarlar dönük kararlar vermeye ve bu karalarının ardında durmaya yöneliyorsa hala çoğunluk ve milli irade devam eder mi?
Ve demokrasi ya da milli irade diye özetlenebilecek seçme özgürlüğü başka etkenlerin egemenliğe girmişse ne olacak?Ve en can alıcı soru.Demokrasi mutlak güç kullanma hakkını kime nasıl verebilir? O zaman bunun adı bambaşka bir sistem olmalı değil mi?
Sİnan YILMAZ
(Bitmesi mümkün olmayan aldatmalara...devam edermi bilmem )