FOTOĞRAFLAR
Asla tekrarı olmayacak olan olayların imdadına her zaman fotoğraflar koşmuştur. Geçmişe özgü bir karelik saltanat albümde yerini alır. Kimimiz gençliğimize bakarız, kimimiz ise çocukluğumuza. Bazen de hüzün kaplar yüreğimizi. Fotoğraftaki kişi yanımızda değilse, yanımızda olamayacak kadar uzaksa, bundan sonraki hayatımızda yanımızda olmayacaksa hüznün ağırlığı daha da artar. Bu uzaklık ancak fotoğrafa bakarak yakınlaşır.
Fotoğrafın canlanmasını istediğimiz zamanlar olur. Albümden çıkıp yanı başımızda nefes alışını hayâl ederiz. “ Keşke burada olsaydı, bir kâğıt parçasına değil de ona dokunabilseydim”, diye derinden bir ahh! çekeriz. Bazı kareler ise gülümsetir insanı. Çoğunlukla da kendimize güleriz. Şu anda aynadaki mi yoksa fotoğraftaki mi biziz, kestiremeyiz. İkisi arasında benzerlik kurmaya çalışırken nedense hep farklılıklar gözümüze çarpar. Ne kadar da değişmişizdir? Sadece fiziksel özelliğimiz değildir değişen. Bakışımız, duruşumuz, gülüşümüz de başkalaşmıştır. Bir an yabancılaşırız fotoğraftaki kendimize. Başka biri gibi bakıyordur. Başka biri gibi gülümsüyordur. Değişimin kaçınılmaz sonuçları fotoğraf karelerine an be an yansıyordur. Fotoğrafa bakan tarafta olmaktan memnun değilsek, fotoğrafın içindeki kendimizle yer değiştirme isteğimizin mümkün olamayışı canımızı yakar.
Şimdilerde her şey dijital dünyada kayıt altına alınıyor. Elbette bunun pek çok yararı var. Ama ben yine de fotoğraflardan albüm yapmayı sevenlerdenim. Elimin altında olsun, arada çıkarıp bakabileyim, bazılarına özlemle dokunabileyim isterim.
“ İyi ki öfkeme yenilip yırtıp atmamışım” dediğim kötü yaşantılarıma sebep olanları belgeleyen fotoğraflar için ise ayrı bir albüm oluşturdum. Çünkü onlar beni ben yapan unsurları içinde barındırıyor. Hayatıma girip geçmişimde iz bırakmasalardı, şimdiki ben eksik kalacaktı. Şu andaki benden memnunsam, şu andaki beni seviyorsam birazda o fotoğrafların içindeki kişiler, olaylar sayesindedir. Bir zamanlar beni çok üzmüş olsalar bile, yırtılıp çöpe atılmayı hak etmiyorlar. Biliyorum ki onlarla birlikte benim geçmişimde çöplükte yer bulmayacak kadar değerli. Üstelik geleceğimde yer almayacakları için bana bir daha zarar veremeyecekler.
Albümü kapatıp bugüne döndüğümüzde deklanşöre bastığımız her an için pişmanlık duymuyorsak, boşuna yaşamamışız demektir.
Hayat, iyisiyle kötüsüyle “ iyi ki yaşadım” diyebilmenin içinde gizlidir.
* Çekiyoruuummm. Gülümseyin.))
Özden HORAN
11.12.2008
00:40
YORUMLAR
Ve o fotoğraflar ki bu gün mum ışığı ile arayıpta çoğu kez bulamadıklarımız ne hatıralar/anılar/sevdalar/gözyaşı ve aşklar b arındırır.Aslında bizi ağırlar değilmi sevgili dosr.Tam benlik konulardan biri ..bu aralar biyükbabamdan kalan özel el sürdürmediğim muazzam fotoğraflar var elimde /M.Kemal sayfamda nasılda örtüşüyor nasıl da anlamı çoğalıyor o fotoğrafların yazıızı okuyunca...kaleminize bin sağ.Bizi bizimle buluşturduğunuz için
İnsan belki dev bir çiçek, belki bir kaktüs ağacı,ne zaman ki köklerinden ayrı kalırsa solacağını anlar, köklerimizde anılar mı yoksa bizi geleceğe taşıyan...Teşekkürler Özden hanım, beğeni ile okudum.
Dijital teknolojini yararı kağıt masrafı yok, çevreci belki, ama bu da tartışılır, saklamak için sürekli enerji üretmenin ergonomik olup olmadığı düşünülmüş müdür acaba...Kafam takıldı birden...Selam ve saygılar...
Şaban Aktaş tarafından 12/11/2008 11:00:42 AM zamanında düzenlenmiştir.