TÜRKİYE'NİN RENKLERİ...
Say say bitmiyor... Tam kırkyedi renk;
Anadolunun sıcak ve özgün renkleri,
herbiri diğerinden canlı, göz alıcı;
her biri baş tacı...
Malzeme bolca idi: ana renkler, ara renkler, farklı tonlar...
Cümbüşe durmuştu ülkem, kadim renkleriyle uzun yıllar...
Orta yerde duruyordu öylece;
sahipsiz, başbaşa kaderiyle...
Tarihten süzülüp çıkmıştı yolculuğuna tüm heybetiyle;
içiçe geçme, kaynaşma;
tek noktada buluşma,
hoş bir manzara oluşturma arzusuyla...
Tabloyu tamamlayacak herhangi biri yoktu buralarda.
Usta bir ressam bulamıyorduk,
çağlar boyu süren uzun arayışımızda.
Boyalar boşa akıp gidiyor
renkler, zamanla kaderine terkediliyor,küsüyor, soluyordu...
Neden mi bahsediyorum?..
Türkiyeyi oluşturan rengarenk kimliklerden...
Bir sıralama yapılmak istenirse, ortaya çıkan sonuç şöyle:
Sünnî Türk, Alevî Türk, Sünnî Yörük, Alevî Yörük, Sünnî Türkmen, Alevî Türkmen ve Avşar,
Yörük, Abdal, Pallık, Efe, Nalcı, Elçi, Çepni, Karapapak, Terekeme, Rumeli göçmeni Türkler,
Azeriler, Kızılbaşlar, Tahtacılar, Dadaşlar, Manavlar, Uygurlar, Kırgızlar, Özbekler, Balkarlar,
Karaçaylar, Kumuklar, Kırım, Nogan Tatarları gibi); Kazaklar, Kuban Kazakları, Pomaklar,
Boşnaklar, Tatarlar, Gagavuzlar, Arnavutlar, Lazlar, Gürcüler, Megreller, Hemşinliler,
Adigeler, Abhazlar, Çerkezler, Kürtler (Kırmançi, Zaza, Dımılli); Ermeniler,
Rumlar (Pontus Rumları, Yunanlar, Kıbrıslılar); Museviler(Yahudiler, Ladino, Seferad, Aşkenazi);
Araplar, Nusayriler, Ezidiler, Süryaniler, Keldani, Nasturi, Bahailer, Polonezler, Almanlar,
Estonlar, Molokanlar, Sudanlılar, Habeşler, Kıptiler, Romanlar...
’Türkiye’deki çok kültürlülük hep ’mozaik’ olarak tanımlandı.
Biz Türkiye’deki yapıyı bu benzetmenin yeterince tanımlayamadığını düşünüyoruz.
Mozaik farklı yapıların ayrı ayrı durduğu parçalardan oluşur, aralarında da çimento yer alır.
Türkiye farklı ülkelerin ayrı ayrı yaşadığı bir ülke değil.
Türkiye’de farklı renkler tek bir renk oluşturacak şekilde iç içe geçmiştir.
Bunu ebrunun en iyi şekilde temsil ettiğini düşünüyoruz.’ diyor fotoğraf sanatçısı Atilla Durak;
Anadoluda çektiği yüzlerce renkli fotoğrafı dünyanın çeşitli ülkelerinde sergiliyor...
Sezen Aksu’da bu sergi ve renklerimiz için: ’Bir resim düşünün tüm renkleri ‘dikkatsizce’ birbirine karışmış.
Adeta tek bir potada eritilmiş tüm renkler. Mavinin maviliği bastırılmış örneğin;
mavi ne mavi olabilmiş, ne de kırmızı. Yayması gereken ışığı yayamıyor, duygusu kalmamış,
renk olmaktan çıkmış, baskın renk içinde eriyip gitmiş.
Birini yok saysanız resim başka resim olacak, coşkusundan kaybedecek.
Uzaktan bakınca resme, belki de göze çarpan sadece tek bir renk olacak.
Türkiye bir renk cümbüşüdür oysa. Farklı etnik kültür, din, dil, inanç, tarih
ve hatta kişisel duruşun renklerinden oluşmuş bir renk cümbüşü; her biri farklı,
her biri en az diğeri kadar cezbedici ve anlamlı.
Sadece tek bir renk ne kadar yaşatabilir zenginliği, çeşitliliği ve onun nimetlerini.
Bu tek renk ve aynılık kimlik kazandırmak bir yana dursun,
‘hiç kimselik’ vermekten başka ne işe yarayabilir.
İşte bu nedenden kimliğini tanımlarken Türkiye, renklerine muhtaçtır.
Türkiye, tüm renklerin birbirine karışırken yine de tek tek ışığını yayabildiği bir Ebru eseri olmalıdır.
Renkleri tek bir potada eritmeden de var edebilen
ya da mozaik gibi her parçayı kendince uygun yere hapsetmeyen,
her rengin özgürce gezindiği ve gezinirken bıraktığı muhteşem izlerden oluşmuş bir Ebru eseri;
Çünkü Ebruli’dir rengi ’...diyor...
’Türkiye’yi zenginleştirecek en büyük akıl ve toplumsal miras bu ülkenin farklı renklerinin dünyasında
gizlidir. Önemli olan ülkemizdeki bu farklı renklerin dünyalarında önyargısız dolaşmayı
ve onları tanımayı başarabilmektir. Mücadeleyi ortaklaştırmak, tanışmaktan geçer.’ diyor,
ABF genel başkanı bir yazısında...
’ Empedokles her şeyin ateş, su, toprak ve hava adlı dört unsurdan oluştuğunu söylemiştir.
Ve işte bunun içindir ki her şey bütün farklılıkları ve benzerlikleri içinde ebediyen var olur
ve bu varoluşları kutlanmalıdır.’der...
Gerçekten de doğada herşey çeşitlilik üzerine kurulu.Tekçi dayatmalar; canlılığın,hayatın düşmanı;
renkler de unsurlar da birbirine rahatlıkla karışabilmeli...
İşlek bir demokrasi ve barış arzusuyla tüm renkler bizi geleceğe taşıyan zenginliğimiz haline gelebilir.
Türkiye, titiz bir çalışmayla sanatının hakkını vererek
renkleri dengeli biçimde kullanacak; ’muhteşem eseri’ vücuda getirecek usta ressamını dört gözle bekliyor...