BAYRAMDA TAMİR OLMAK..
bayramlar insan ilişkilerı tamir etmeek için özel olarak görürüm. vahşi kapitalizmin dişlisini bir yerinden kırdıklarını, hiç değilse yağladıkları tamire dair özel bir gün olarak düşünürüm.
Modanın varlığı da bu döngüden besleniyor. İnsana yaratılıştan verilmiş olan merak güdüsü, çirkin bir istismara alet ediliyor. Değişiklik ve farklılık arzusu fıtridir. Bu fıtri arzu istismar edilerek, insan maymuna dönüştürülüyor. Bu durumun doğal sonucu olarak, tek tipleşme geliyor. Kendisi dışındaki her farklılığı elinde bulundurduğu siyasal, ekonomik, teknolojik ve bilişim-iletişim araçlarıyla yok eden kültürel hegemonya, yaptığı bu gelenek ve kültür yok ediciliğini, sözüm ona “bireylerin özgür seçimleri” imiş gibi takdim ediyor.
hele günümüz de ahlakın vefanın doğruluğun hoyratça kulandığını düşünürsek...
sanal alemde ruhları tatmın edılmeye çalışıldığı bu devrede .ihanetın kol gezdığı bu kapali kutuda ..tamirın önemi daha iyi anlaşilir.
Tedavi de nihayet bir tamir değil midir? Bedeninizde, arıza yapan her parçadan ilk bozulduğu yerde vazgeçseniz, manzaranın ne olacağını hiç merak ettiniz mi? Aynı şey aklımız, hafızamız, musavviremiz için de geçerli. Aklımız bozuluyor, imanımızla tamir ediyoruz. Hafızamız bozuluyor, kaynağımıza yeniden başvurarak tamir ediyoruz. Tasavvurumuz bozuluyor, vahiy ile tamir ediyoruz.
Tamir, rahmettir. Sadece eşya için değil, her nimet için geçerlidir. Bozulan ikili ilişkilerimizi tamir etmez miyiz? Etmezsek, yüreğimiz Karaca Ahmet mezarlığına dönmez mi? “Kullan at”çı modernlerin insan ilişkileri de, “kullan at” sistemine aynı mantıkla eklemlenmedi mi? İlk bozulduğu yerde ilişkiyi bitirip, bozmak üzere yenisini arayan tipler, hangi hastalıklı ortamda ürüyorlar dersiniz.
hadi mubarek bayramda hepimiz birer tamirci olalım önce yüreğimizi sonra etrafımızdekilerı tamire yönelelim.. hadii tamire ...