- 7672 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KASAP OSMAN VE KURBANLIKLAR
Her yıl olduğu gibi mahalleden onu tanıyanlar bu yılki Kurban Bayramı için, danalarını kiminle payedeceklerini önceden saptamışlar ve Kasap Osman’a siparişlerini önceden vermişlerdi.
O da kurbanlıkları bir kaç gün evvelinden köyden şehire inidirmiş, kim için hangi kurbanın kesileceği kesmeden önce bizzat pazarlık edilip saptanmıştı.
Bayram sabahı namazdan sonra herkes ellerine plastik torba, et doğrama bıçağı, masat neyi gerekli gördüyse, yanına alarak, arabasına atladığı gibi Kasap Osman’ın evini tutmuştu.
Bizim ev kasap Osman’ın evine hayli uzaktı.O nedenle oğlanın arabasını kullanmak zorunda kaldık; o geldi bizi evden aldı.Kurban kesme yerine doğru giderken araba kırmızı ışıkta durdu.Yan tarafta bir okul ve bahçe duvarında sarmaşıklar arasında bir kumru kuşu gözüme ilişti.Kumru dallara uzanıyor bir şeyler buluyordu sarmaşık üzümlerinden besleniyordu sanıyorum.Bakın dedim yanımdakilere, görün kuşların hiç kurban bayramı yok, ne bulursa doğadan ottan çöpten besleniyorlar...
Kuşların kurban derdi yok
Ne bulursa onu yiyor
Ottan çöpten tohum böcek
Daldan çiçekten besleniyor...
Ağaç dikin, çiçek çiçek
Sevgiyle doyurun yüreğinizi
Bayram olsun seyran olsun
Kana bulamayın ellerinizi...
Tanrı indinde can değerli
Cana kıyanı canan sever mi;
Mahşer-i huzurda bir gün
Can alan boynunu eğer mi ?
Sözlerimi duyan biri;
’Yazılı metniniz yok sizin
Bizim var!’ dedi;Al o zaman
Bu da yazılı metin dedi ozan !
Birden tarihin derinliklerine de daldım.Mağaralarda yaşayan ilk insanlar aklıma geldi.
Onların da kurban bayramları yoktu ama her gün avları mutlaka oluyordu.Erkekler avlanırken kadınlar çocuklarını besleyip büyütüyor, ya da doğadan yiyecek otlar,
meyveler, yumrular topluyorlardı.Ama tanrılar için adak ya da kurban merasimleri yoktu o dönemlerde henüz.
Az daha yola devam ettikten sonra, kurban kesme yerine geldik.Biz gelmeden önce dananın birini kesmişler üleşecek olanlar başına çökmüşler, et paylaşmakla meşguldüler.
Günümüzde artık dana kurban ederek aileler aralarında eti tartarak eşit paylaşıyorlardı.
Sıra bizim danaya geldiğinde, önce danayı kanını akıtacakları çukura doğru çektiler, danacık başına geleceklerden habersizdi, kasap Osman dananın ön ayaklarını usulca düğümledi, ne de olsa bu alanda deneyimi vardı.Sonra arka ayaklarını da bağladı. Kasap Osman dananın ve ipi çeker çekmez dana küt yıkıldı yere.
İşte bu tablo o anda beynimde şimşekler çaktırdı...O ana kadar sessiz kalan ve direnme göstermeyen dana için artık her şey çok geçti.Gerekli dini vecibeleri yerine getiren Kasap Osman, dananın başına sıralanan pay sahiplerinin ayrı ayrı vekaletlerini aldı ve bıçağı çaldı dananın boynuna, kanlar al köpüklü şorladı birden....
Ve ben seyrederken kalem kağıt elimdeydi ve bu manzarayı dizelere aktardım bir vakanüyist titizliği ile...
Ayağa düğüm atıldı
Çekince yere çakıldı
Vekalet verip bakıldı
Allah-ü ekber çağladı
Osman kolları sıvadı
Bıçağı boy’na dayadı
Çekince hayvan fırladı
Al köpüklü kan çağladı
Şarıl şarıl kan akışır
Hırıl hırıl can çekişir
Gören ibretle bakışır
Al köpüklü kan çağladı
Sonra deriyi yüzdüler
Ciğer böbrek kâlp dizdiler
Yıkayıp kanı süzdüler
Şırıl şırıl kan çağladı
Allah’ın emri veçhile
Allah kabul etsin diye
Etsin etsin yiye yiye
Al köpüklü kan çağladı
Parça parça pay ettiler
Tepsilere yay ettiler
Aklım vardı zay ettiler
Kurbanlar yürek dağladı
Vurup vurup baltasını
Kırdılar kafa tasını
Çıkardılar ortasını
Yüreciğim kan ağladı
Dördüncü dana kesilirken biraz direndi fakat ipini üç kişi sağlam kavrayıp çekerken dördüncü bir kişi de danayı arkadan kan çukuruna doğru itekliyordu.Zavallı dana kuyruğunu, arka ayaklarını arasından karnına doğru geri çekip yapıştırmış, sanki
’Benim size ne kötülüğüm var; bakın kuyruğum bile içeride!’ diye İçgüdüsel bir sessiz çığlıkla haykırıyordu sanki...
Birden emperyalist sömürü sistemi ile dananın önce ön, sonra arka ayaklarının bağlanışı arasında ilişki kurdu beynim.Yılların tecrübesine sahip Kasap Osman işi biliyordu ve önce ön ayaklarını bağlamıştı dananın.Eğer arka ayaklarını önce bağlamış olsaydı, dana önden çekişli bir araba gibi patinaj yapsa bile, belki ölüm çukurundan uzaklaşabilirdi, ama bu şans danaya verilmemişti; çaresiz dana keskin bıçağa ölümüne boyun eğecekti.
Emperyalistler de böyle yapıyorlardı önce bir toplumun ön ayağı olan kimseleri , aydınları , önderleri, devrimcileri harcayıp, hapise atıyorlar, ya da öldürerek etkisiz kılıyorlardı.
Bu bayram içime hiç sinmedi...Sadece üzüldüm o kadar...
Şaban AKTAŞ
08.12.2008
Foto:Milliyet .com / Fotogaleri
YORUMLAR
Sayın arıbeyi;
'' İnsanlar toplu yaşamaya başladıkları ve yerleşik hayata geçtikleri zamandan beri hep kendilerine bir tanrı bulmuşlardır.Buna ihtiyaç duymuşlardır.Tanrılarınada çoğu kez kendilerini kurban etmişlerdir...''DEMİŞSİNİZ.
YANİ DİNLER FELSEFELER İNANÇLAR ANLAYIŞLAR YARGILAR DEĞİŞKENDİR, SONUCUNU GETİRİR YORUMUNUZ.
ANCAK BİLİMİN DOĞRULARI VARKEN İNANÇ SİSTEMİNE ÇOK SIKI SARILMAK BİLİMDEN UZAKLAŞMAK VE DOĞMATİK DÜŞÜNCEYİ ÖDÜLLLENDİRMEK ANLAMINA GELİR.YANİ İŞİN AÇIKÇASI DİNLER TARİHİNİ İNCELERSENİZ, İNSANLIĞIN EN ESKİ ÇAĞLARINDAN BU YANA HER KAVMİN KENDİ KÜLTÜRÜNÜ İNŞA ETME SÜRECİNDE KENDİLERİNE ÖZGÜ EFSANELER, MİTLER, KAHRAMANLAR VARDIR.
SAYGI DUYULAN, ÖNE ÇIKARILAN KAHRAMANLAR BAZEN PEYGAMBER, BAZEN ÖNEMLİ BİR GENERAL(NAPOLYON, FATİH, ATATÜRK, AKHİELİUS, HEKTOR, YA DA RUHANİ LİDERLER--MEVLANA , ABDAL MUSA, -HACI BEKTAŞ VELİ, V.S. GİBİ)DİRLER.
ANCAK ÖRNEK OLARAK NUH TUFANI EFSANESİNİ İNCELEDİĞİMİZDE GÖRÜRÜZ Kİ, HER KAVMİN TEKNESİNİN (nuhun) BATTIĞI YER AYRIDIR.
O NEDENLE DİN ASLA TOPLUMSAL ROTAMIZI TAYİN ETMEKTE YOL GÖSTERİCİ OLAMAZ.
SANAYİ TOPLUMUNA GEÇİŞLE BİRLİKTE EMEK VE EMEĞE SAYGI DÜZENİ VE DEMOKRASİ TOPLUMLARIN YÖNETİM BİÇİMİ OLMAYA BAŞLAMIŞ VE YOL GÖSTERİCİ OLARAK DA İŞÇİ SINIFI İDEOLOJİSİ ÖN PLANA ÇIKMIŞTIR.
EMPERYALİZMİN VARACAĞI SON AŞAMA EMEK PLATFORMUDUR.BU NEDENLE ATAÜRK;
BEN SİZLERE HİÇ BİR MANEVİ MİRAS BIRAKMIYORUM,BENİM EN BÜYÜK MİRASIM BİLİMDİR DEMİŞTİR.
ANCAK TOPLUMLARDA BİNLERCE YILDIR EGEMEN OLAN DOĞMATİK DEĞER YARGILARINDAN SIYRILMAK NE YAZIK Kİ KISA DÖNEMDE MÜMKÜN DEĞİL.
BU YIKILMAYA BAŞLADIĞI ANDA, İLK RAHATSIZLIK MEVCUT SÖMÜRÜ DÜZENİNDE MENFAATLERİ ENGELLENENLER OLACAKTIR (komprodor ve işbirlikçi burjuvazi)
Oysa proleteryanın zincirlerinden, daha doğrusu kurban edilmeye götürülen danalardan ya da koyundan farkı yoktur.
Gelecek yakın çağ emekten yana ve sömürünün ve savaşların olmıyacağı bir dünya düzeni olmak zorundadır.
Doğanın kendi yasaları bu diyalektik gelişim yasaları son derece uyum içindedir.
KÖTÜ VE ÇEVRECİ VE TOPLUMCU OLMAYAN POLİTİKALARIN UYGULAYICILARINA DOĞA KÜRESEL ISINMA İLE VE BUZULLARIN ERİMESİ,ŞİDDETLİ DEPREMLER VE TAYFUNLAR İLE YANITINI VERMEYE BAŞLAMIŞTIR.
BU SAVAŞ GİDEREK KÜRESEL İŞÇİ SINIFI HAREKETİNE DÖNÜŞECEKTİR.
SAYGILARIMLA.
TANRILARIN ARABALARI ERİCH VON DANİKEN'LE BİRLİKTE SEFERDEN ÇEKİLDİLER...
SAYGILARIMLA SAYIN ARIBEYİ
Şaban Aktaş tarafından 12/9/2008 3:53:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güzel bir inceleme ve sezgi yazısıydı. Kurbanla yaşadığımız hayat arasında çok güzel benzetmeler kurmuşsunuz.Hele de bu gün ülkemizde görülen emperyalist çabalarla ilgili benzetmeniz çok doğru ve yerinde.
Edebi açıdan da güzel bir yazı.Hele şiirle süslenmesi harika.
Ekleyeceğim şu noktalar var.
İnsanlar toplu yaşamaya başladıkları ve yerleşik hayata geçtikleri zamandan beri hep kendilerine bir tanrı bulmuşlardır.Buna ihtiyaç duymuşlardır.Tanrılarınada çoğu kez kendilerini kurban etmişlerdir.
Deniz kenarında denize kan döküp köpek balıklarını çağırıp en güzel kızları denize atmışlardır,tanrılara kurban diye.
Balıklar o kızları yutarken büyük bir huşu içinde eğlenmişlerdir.
İslamiyeti kabul eden toplumlarda o günden bu güne bu kutsal emiri yerine getirmeye özen gösterip hayvanları kurban edip huşu içinde tanrılarına bağlılıklarını gösteriyorlar.
Şimdi ben de bu iki kurban arasında bir ilşki kurup şöyle devam edeyim.
Dostum iyiki gerçek tanrılarına kavuşup insanlar hayvanları kurban etmeye başlamışlar.
Yoksa bir de şairler tanrısı icat edip en iyi şairleri kurban etseler di?.
Bazılarını bilmem ama sende kurbanlar arasında olurdun.Ne şair görürdük,ne de şiir.::))
Kutluyorum yazını.
SAYGILARIMLA.
"Emperyalistler de böyle yapıyorlardı önce bir toplumun ön ayağı olan kimseleri , aydınları , önderleri, devrimcileri harcayıp hapise atıyorlar, ya da öldürerek etkisiz kılıyorlardı.malesef".
din adı altında allah allah diğerek savaşlarda adam öldürenler kurbankesmişler vahşice savunmasız hayvanları ne farkı var."kurban"bayram olarak kutlanması bile çok
acımasızca. kan üzerinde can üzerinde bayram.
finaldi hayatın gerçeği topluma uygulanan. ellerinize sağlık desenize heran dana gibi bizleriz bağlanan.
Kutlarım,can almak bize yakışmasa'da geleneklerimizi yerine getirmek için atalarımızdan bize geçen,şeker bayramında şeker,kurban bayramında kurban keserek iç huzurumuzu zenginleştiirdiğimizi düşünüyoruz,aslında günlük yaşantımızda her gün et yadiğimizde bu kadar duygusal takılmıyoruz,sağlıklı beslenmek için yememiz gerektiğini biliyoruz,sevgili dost güzel yazınız için tebrik eder,sevdikleriniz ve sevenlerinizle mutlu bayramlar dilerim.
Bu bayram içime hiç sinmedi...Sadece üzüldüm o kadar...
ben de üzüldüm..
yine, esti rüzgar
Bayramda olmaz derler, efkar
olmaz mı hiç hem de ne efkarrr....
Yüreğiniz susmasın efendim.
Şiir de harika
yazı da...
Saygılarımla..
hüzünlüşarkım tarafından 12/8/2008 10:47:33 PM zamanında düzenlenmiştir.