- 657 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Hüzün Var Anılarımda
Hayal meyal derler ya, gerçekten de hayal meyal hatırlıyorum,sanki bir sis perdesinin ardından aktarıyorum bu anımı..
Çok net değil ama,hiç unutamıyorum.Yaşım dört ya da beş..
Annem hastaydı ve Trabzon devlet hastanesinde ameliyat olmuş,eve gelmişti. O yıllarda küçük dayım (Allah rahmet etsin) Trabzon da oturuyormuş.Büyük dayım da, bizim kasabanın muhtarıymış ( Allah rahmet etsin ), eskiler bilir, binek aracı ya at olurmuş ya da eşek.Köy de ne gezer araba, henüz o yıllarda !
Annemin ameliyatı sebebiyle, kasabaya gelen küçük dayım, muhtar olan abisinin atı ile annemi ziyarete gelir.Dedim ya, ben bunları hatırlamayacak kadar küçüğüm ama,öyle bir şey oldu ki,ömrümce hafızamdan çıkmadı, çıkmaz da.
Evin önüne atı bağlayan dayım,annemin yanına,eve girer.Sanırım ev çok kalablıktı bizi dışarı oynamak için çıkardılar,ya da başka sebepten.
Ben ve yaşıtım olan arkadaşım Güldane ile birlikte oyun oynuyoruz.Onun babası İstanbul’dan yeni gelmiş,gelirken Güldane ye yeni ayakkabı getirmiş.O da o gün bana yeni ayakkabısını göstermek için giyip gelmişti.Ayakkabı dediğim, o zaman köylerde giyilen lastik var ya , hani kara lastik.Fakat bunlar karalastik değildi renkliydi.Parlıyordu gri ye güneş vurdukça.
At, orda ,evin önünde bağlı ve önünde de, bir kova su vardı.Korkuyorduk ama, kuyruğundan çekip çekip kaçıyorduk.Kaç defa çektik bilmiyorum.
Derken, nasıl olduysa oldu , at ipini mi kopardı ,ya da bağlı mı sanmıştık, o da ne bizi kovalamaya başladı.
Ayağımda ki eski naylon ayakkabımla kaçarken ben, at,zavallı Güldane’yi kolundan yakalamış ve ısırmıştı !..
Çığlıklarımıza koşan arkadaşımın annesi ne olduğunu soramadan bana bir tokat attı.Sanki ben ısırdım onun kolunu ??.
Hem niye koşamadı ? Yeni lastikleriyle !
Daha sonra onu bir daha göremedim.
Ne kadar geçmişti bu olayın üzerinden tam bilemiyorum ama, sanırım bir yada iki aydı..Annemi kaybetmiştik !
Ne zaman at görsem, bu olay gelir aklıma,korkarım attan , çok sevdiğime rağmen yaklaşamam.Sanki üstüme üstüme geliyor gibi olurum.
Bu resim beni götürdü o sisli ve hüzünlü yıllara.
Arkadaşım mı ?
İyiyiz, o unutmuş bu olayı, geçen yıl, annemle babamın üzerine gittiğimde anlattım hatırladı.izi var hala kolunda !
Allah, cümle ölmüşlerimizin Ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin...Amin
YORUMLAR
Gerçekten de çok güzel bir yazı olmuş kutluyorum sizi..ben kendi adıma bu tür yazılar yazamıyorum edebiyat dersinde hiç beceremediğim konu kompozisyon yazmaktı ,ama okumasını seviyorum ..belki sizin gibi bu konuda becerikli arkadaşlarımızın yazıları bizede zamanla ilham olur kendi adıma çok başarılı buldum. bende kıymetli yorumcu arkadaşımız Göktürkmen gibi hazır klavyeyi elime almışken bir anımı sizinle paylaşmak isterim..bizim köye göçmenler gelirdi biz onlara ''ÇİNGENLER ''derdik hemen köyümüzün bir km altına çadır kurar orda bir müddet yaşar giderlerdi..ve onlarında atları vardı ..ben at ile küçük çayda koşturan çocuğa sana 2,5 lira veririrm eğer beni ata bindirirsen demiştim ..neyse anlaştık ata ilk ve son binişim oldu..atın boynunun üstünden uçtum adeta..ama severim atları onlara kızmam tamamen benim korkaklığım ve ürkekliğimden kaynaklandı düşmem....neyse konu uzadı gitti...kısaca diyeceğim o ki bence çok güzel olmuş naciz hane yorumum devamını bekleriz..saygılarımla ..
Gerçekten de çok güzel bir yazı olmuş kutluyorum sizi..ben kendi adıma bu tür yazılar yazamıyorum edebiyat dersinde hiç beceremediğim konu kompozisyon yazmaktı ,ama okumasını seviyorum ..belki sizin gibi bu konuda becerikli arkadaşlarımızın yazıları bizede zamanla ilham olur kendi adıma çok başarılı buldum. bende kıymetli yorumcu arkadaşımız Göktürkmen gibi hazır klavyeyi elime almışken bir anımı sizinle paylaşmak isterim..bizim köye göçmenler gelirdi biz onlara ''ÇİNGENLER ''derdik hemen köyümüzün bir km altına çadır kurar orda bir müddet yaşar giderlerdi..ve onlarında atları vardı ..ben at ile küçük çayda koşturan çocuğa sana 2,5 lira veririrm eğer beni ata bindirirsen demiştim ..neyse anlaştık ata ilk ve son binişim oldu..atın boynunun üstünden uçtum adeta..ama severim atları onlara kızmam tamamen benim korkaklığım ve ürkekliğimden kaynaklandı düşmem....neyse konu uzadı gitti...kısaca diyeceğim o ki bence çok güzel olmuş naciz hane yorumum devamını bekleriz..saygılarımla ..
Atlar, yayla köyleri, anılar, çocukluğumuz, anne özlemi sonra..
En çok naylon ayakkabı'da gülümsedim, "kelik" derdik ve bizlerde çok giydik. :)) Sonra, kara lastik "gızlavad" marka, bizim yörede "Anadolu kramponu" yakıştırırdık, şaka yollu tanımlarken :)
Ne güzel yazmışsınız değerli "hüzünlüşarkım" kardeşim. Tam benlik bir yazı olmuş. Küçüklüğümde ve ilk gençliğimde ata bindiğim zamanları hatırladım. İnsan bir tuhaf oluyordu sanki!
Babannem; "her yiğit ata binemez, şeytan o yiğidin çenesinin altına gurur,kibir dayatmacı diker derdi."
Şaban Aktaş usta demiş. Hakikaten öyle "Atlar çok soyludur ve çok da huyludur." Söylediklerine katılıyorum.
Neyse efendim. Güzel yazınızı okudum bunları hatırladım. Katkımızı bu şekilde yapmış olduk.
Teşekkür ederim.
Göktürkmen tarafından 12/9/2008 10:33:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
Atlar çok soyludur ve çok da huyludur.
Savaşlar da atlarla kazanılmıştır.Binmesini bilmeyeni sırtından atar.Hoşlanmadığını teper.
İyi niyetle yaklaşana da nazlı birsevgili gibi okşatır kendini.
Güzel anlatmışsın.Lastik pabuçlu kızı düşledim...Yayla köylerinde herkes ondan giyerdi.
Ben de çok giydim dedemin çiftliğinde çobanlık yaparken...
Selamlar sevgiler ve saygılar...
Şaban Aktaş tarafından 12/8/2008 11:13:17 PM zamanında düzenlenmiştir.