- 1341 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZ KIRPAMADIĞIM
Çocukluğumun geçtiği aşkın yasak kentinde aşk, vuslat özlemiyle kıpkırmızı kesilen ufuklar gibi ıraktı sevdalılara. Hiçbir âşık, sevdiğine karşı beslediği aşkı ne sözlerle ne de mektuplarla itiraf edebilirdi. Çünkü törelerin verdiği bir utanç duygusu aşkın saadete yol alan yollarına kalın bir sis perdesi düşürmüştü. İşte bundan dolayı aşk yasaktı aşkın gizli gizli yaşandığı kentimizde. Bu yasak aşkların kervanında maalesef bende vardım. Çocukluğumun on üçünde pazarda kaçamak gözlerine vurulduğum kalem kaşlı, sedef gülüşlü yârime aşkımı itiraf etmenin yolunu ararken… Bir gün damı toprak olan evimizin arka sokağında seke sek oynayan sarı saçlı, kırmızı yanaklı ve tatlı mı tatlı yedi yaşındaki bir kız çocuğa çok şirin olduğu için ona göz kırptığımda kız bana ters ters bakıp
—Ayyy! Terbiyesize bak yaşından başından utanmıyor musun? Sen dur seni ağabeyime söyleyeceğim?
O anda neye uğradığımı şaşırmıştım. Oysa ben yanlış bir şey yaptığımı sanmıyordum. Sadece o küçük kıza göz kırpmıştım. Akşam bu olayı anneme anlatınca annem kahkahalara boğularak
—Oğlum bir kıza göz kırpmak ona aşkını itiraf etmek demektir. Babanda zamanında bana olan aşkını sağ gözünü kırparak ilan etmişti.
—Ya ama anne benim bir kötü niyetim yoktu! Sadece çok tatlı olduğu için ona göz kırptım. Hem zaten kızın yaşı küçük.
Annem kahkahalarını sürdürerek
—Senin bir art niyetinin olmadığını biliyorum oğlum.
O akşam içime aniden bir korku saplanıvermişti. Ya o kız gerçektende ağabeyine söylerse ona göz kırptığımı. Zaten ağabeyi de hem benden büyük hem de serserinin tekiydi. Bundan anlaşılıyor ki beni bir kamyon yüklü dayak bekliyordu. Ertesi gün okulda kızın ağabeyi beni görünce olan oldu. Sorgusuz sualsiz tahminimden de fazla iki kamyon dolusu dayak yedim. İyi ki de dayak yedim çünkü ismini bilmediğim kalem kaşlıma aşkımı itiraf etmenin formülünü bulmuştum. Okuldan dönünce hemen pazara gidip aşkımı kalem kaşlıma itiraf etmek için göz kırpmaya gittim. Ama göz göze gelmemize rağmen utandığım için ona göz kırpıp aşkımı itiraf edemedim. Doğrusunu söylemek gerekirse birazda korktuğum için ona göz kırpamadım. Benim artık bir kere daha dayak yemeye halim kalmamıştı.
Benim babamın işi gereği kalem kaşlıma göz kırpmadan İstanbul’a taşındık. Artık burada ne töre vardı ne de yasak aşklar; çünkü Türk Sinemalarında izlediğime göre burası aşkların mutlu sona erdiği aşkların başkentiydi. Yani bu demek oluyor ki artık hoşlandığım kızlara göz kırpabilirdim. Yeni geldiğim okulda yan sınıfımızda okuyan bir kızdan çok hoşlanıyordum.
Teneffüste bir anda onunla karşı karşıya gelince fırsat bu fırsat diyerek hemen aşkımı itiraf etmek için sağ gözümü 2–3 kez üst üste kırpmaya başladım. Ama ter giden bir durum vardı. Kız suratını ekşitip arkadaşlarına dönerek
—Bu çocuk salak mı ne? Durmadan bana göz kırpıyor.
Arkadaşı kendine beğenircesine
—Deli herhalde
Ben, kız herhalde göz kırpışlarımı beğenmedi diye tekrar tekrar ona göz kırpınca kız ve arkadaşları oradan hemen kaçıp öğretmenler odasına giderek beni sınıf öğretmenime şikâyet etti. Öğretmenim beni yanına çağırarak
—Oğlum sen neden o kıza göz kırpıyorsun?
Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Ona aşkımı itiraf etmek için göz kırptığımı söyleyemiyordum öğretmenime. Öğretmenim aynı soruyu 2–3 kez daha bana sorunca
Ben titrek bir sesle
--“Öğretmenim ona aşkımı itiraf etmek için göz kırptım.” Demeye varmadan
Öğretmenim kahkahalar atarak
—Oğlum insan sevdiğine böylemi aşkını itiraf eder?
—Peki nasıl?
—Geçeceksin karşısına “seni seviyorum benimle çıkar mısın?” diyeceksin. Ama bir daha öyle bir şey yaptığını duymayayım. Okula âşık olmak için gelmiyorsun, okumak için geliyorsun. Hadi şimdi sınıfına çık.
Bizim kentte insanlar sevdiklerine göz kırparak aşkını itiraf ediyorlardı ama burada demek ki öyle bir şey yok. O günden sonra artık âşık olmayı kendime yasakladım. Çünkü aşktan yana hiç şansım yoktu ve aşk bana ıraktı.
YORUMLAR
Öğretmenin haklı bence de , sevdiğin zaman sevdiğinin karşısına geçip söyliyeceksin hiç çekinmeden sonunda abiden dayak yeme de olsa ve aşk'ı aramana gerek yok, o gelir seni bulur...
Ve dediğin gibi malesef gençlerimiz aşklarını yaşayamamaktalar içerisinde yaşamış olduğumuz yarı feodal toplum düzeninden dolayı ve bu gerçekten de çok üzücü bir durum özellikle de gençlerimiz açısından ama ben biliyorum ki yine o gençlerimiz her türlü zorluğun üstesinden gelecektir aşklarını, sevgilerini daha iyi ve özgürce yaşayabilmeleri için...
Çok güzeldi yazın Serhat, tebrikler can, sevgilerimle ...
Guldane Dal tarafından 12/5/2008 4:36:35 PM zamanında düzenlenmiştir.