- 805 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nokta
Çeşme altın yunus otelinden beraberimde getirdiğim eşantiyon kurşun kalemlerden birisi,
masamda sümenimin hemen üzerinde duruyordu Ucunu yeni açmıştım Onun hemen sağ tarafındada bana gelin duğanı hatırlatan, bakir, bembeyaz parsömen bir kagit
Çalışma odamdaki pencerenin hemen yanındaki rafta bir sürü CD ve Kasetin arasında kaybolmus müzik setimden, çayımı almaya gitmeden önce koyduğum, ney ve tamburlu Sufi müziği, çalışma odamı, hafifce kararmaya baslamış havayla beraber bir tapınağa döndürmüştü sanki
Içimdeki birşeyler yazma isteği beni heyecanladırıyordu Gözlüklerimi takip, ibadet etmek ister gibi, hafifce masamın üzerine eğildiğimde, bakir sandığım parsömen kağıdının, bakir olmadiğini farkettim Oradaydı, parşömen kağıdının tam orta yerinde duruyordu Kocaman bir nokta
Sinirlenmiştim, ne hakkı vardı onun orada olmaya, kim koymuştu onu oraya, üzerine hikayelerin, şiirlerin, destanların yazılabileceği, bembeyaz bir parşömen kağıdıni kirlertme hakkını nereden aliyordu ?
Çayımdan aldığım bir yudum, beni biraz rahatlattı Hakiki „Çernobil“ Türkiyeden getirmiştim gelirken, memleketten, Içine de biraz tarçın da koymustum demlerken, tatlansın diye Nedense bende alıştım, çayı demlige koymadan sıcak su ile biraz yıkamaya - Çernobil patlamasından sonra, annem çayı hep böyle yıkardı, Radyasyonunu alırmıs -
Evet, „nokta efendi“, napalım şimdi seni diye düşünürken, kendimi noktanın yerine koyup, olaya birde onun açısından bakma fikri bana uygun geldi
„Ben bir küçücük noktayım,
bu alemin tam ortasındayım“
Bir nokta, bembeyaz bir kağıdın üzerinde Tek başına, yapa yalnız Ne bir cümleyi bitiriyor, nede, üzerinden bir doğru geçen iki noktadan birisi Yani hiç bir şey Bende öyle değilmiydim Almanyaya geldiğimde, bembeyaz bir alemde tek başına bir nokta
Masa benim, sümen benim, kalem benim, kağıt benim, sende benimsin be nokta, senin bir hikayen olmalı ve sen bu hikayeyi noktalamalısın.