- 674 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BORÇ VERMEK
Bir birimizi sevmeyi, karşılıklı saygıyı, bize iyilik eden, saygı gösteren insanlara küçücük bir tebessümü çok görür olduk. Nerede ise bir biri ile kavgalı, birbirini gördüğünde değecek kadar kinle dolu bir toplum haline geldik. Her birimizin kafasında bir sürü sorun, dert, tasa karşımızdan gelip geçenleri, bize tebessüm edenleri, yoldan geçerken çekilip yol verenleri nerede ise karşımdan niye geliyorsun diye darp edeceğiz!!!
Yaya veya araba ile yolculuk esnasında, genellikle yol benimde olsa karşıdan gelen ve sıkışan insanlara yol vermeyi kendime adet edindiğim halde istisnasız yol verdiğim tebessüm ettiğim, yoldan rahatça geçmesine yardımcı olduğum insanların % 95 inden bir tebessümü bile göremiyorum desem her halde yanlış söylemiş olmam. Yol verdiğim insanlar sanki tabii hakları imiş gibi yaptığım nezaketi bile görmezden gelip, asık bir suratla geçip, gidiyorlar.
Toplumumuz, yüreğinin derinliklerinde insanı, imani ve merhamet duygularını kaybetmekle karşı karşıya. Ne yazık ki; insanların kafalarında çok farklı şeyler var. Farklı duygular var. Sanki karşılaştığınız dostlarınız kavgaya hazır bir hale gelmiş gibi.
Toplumumuzun kültüründen gelen, imanından gelen nezaket duygularını topluma yeniden vermek ve kazandırmak gerekiyor. Bunun için; haydi: hep birlikte her önümüze gelene, her rastladığımıza borç verelim. Bir daha almamak üzere… Öylesine borçlar verilim ki; bize maddi bir kaybı olmasın, bütün bonkörlüğümüze rağmen…
Haydi, borç verilim ama cebimizden bir şey çıkmasın, sadece kazanalım. Vereceğimiz borcun sermayesi sıfır olsun. Ama hep kazanalım, kar hanesine bir şeyler yazalım.
—Peki! Mümkün mü karşılıksız sıfır sermaye ile borç verip borç almak?
—Mümkündür her halde!
Hayatımızın çoğunu çarşı-pazarda geçiririz, işyerlerinde zaman tüketiriz. Pek çok insan karşımızdan gelir, biz pek çok insanın karsından geçip gideriz. İnsanlar pahası ağır bir işmiş gibi, bir birlerine bir gülümsemeyi, bir güzel sözü çok görürler. Asık suratla gelip geçeriz hep, bir birimizin yanından.
Bir birimize bir küçük tebessümü çok görürüz. Ama tebessümün bize en küçük bir maliyeti bile yoktur. Maddi-manevi zarar vermez.
Düşünün, arabayla gidiyorsunuz, önünüzden yaşlı bir kimse veya çocuklu bir bayan geçmeye çalışıyor. Onun geçmesi için kısa bir sürede olsa frene basıp bekleseniz alacağız karşılık ancak hayır duadır. Tabi son sürat geçip gidebilirsiniz de! İnsanların yüreğini ağzına getirerek.
Yoldan gidiyorsunuz: önünüzde yol daraldı, karşılıklı iki kişi geçmeniz imkânsız! Birinizin kenarda durması gerekiyor. Ne yaparsınız? Yolun kenarına çekilip, hafif bir tebessümle, karşıdan gelene yol verirsiniz. Bu size karşınızdan gelen kişinin sempatisini kazandırır. Belki de bir dost kazanırsınız,
Yaşlı bir insan: elindeki yükler onu epey zorluyor. Nezaketle yüklerini alıp; gideceği yere kadar götürdünüz! Alacağınız teşekkürün hesabını varın siz yapın.Arkanızdan minnetle bakışların!…
Toplumda bir şeylerin düzelmesini istiyorsak, birbiri ile barışık bir toplum yapısı istiyorsak, küçük bir tebessümle bile olsa bir birimize borç verelim. İnanın karınız bir tebessümden çok daha fazla olacaktır.
Bir birimizle barışık yarınlara, hep birlikte...
Vesselam...
Mustafa Göktekin