- 919 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ ŞAHİN
Yaz bitiyordu.Yolun kıyısındaki kavakla sararmaya yüz
tutmuştu bile.Annem elma,armut,tarhana kurutuyordu git gide
yiten bir güneşte.Sağonları örmüş,patatesleri ilaçlayıp
depoya kaldırmıştı.Fasulyeleri bir çavula doldurup kalın
bir sırıkla dövüyor,sonra evin damına çıkıp elekten
geçiriyordu.Fasulye taneleri,yere serdiği eski kilimin
üstüne düşerken;kabukları parça parça uçuşuyordu.
Kavaklar sapsarı dökülüyordu.
-Hazır edelim de kışlığımızı yarın öbür gün gelir haberi.
Bu güz de gelecekti kamyon.Kaç kez dua ettik İbrahim ve
Ömer’le.Hatta yola çiviler döşediydik birinde.Kamyonun
homurdayan sesini duyunca saklandığımız çalılıklardan
fırlamış,önceden hesap ettiğimiz gibi çiviler dikmiştik yol
boyu.Gece yağmur yağması işimizi
kolaylaştırmış,düşündüğümüzden çabuk bitirmiştik
işimizi.Mayınları döşeyen askerler gibi görevimizi
yapmış,sipere çekilmiş,sonucu heyecanla beklemiştik
Kamyon sapasağlam geçerken önümüzden;Ömer’le İbrahim çoktan
kavgaya tutuşmuştu:
-Altlarına taş koyalım demiştim,senin yüzünden !
-Senin getirdiğin çivilerde iş yoksa ben ne yapayım...
Annem biraz odun kırıp ateşe koydu.Koyu bir
duman gökyüzüne yükseliyordu.Ateşin üstünde isten simsiyah
olmuş tenekede bulgur kaynıyordu.
-Kaynatıp sererim ben güneşe,öğütmeye vakit kalmaz
belki.Ninenlerde öğütürsünüz.Geçen senekinden götürürüz
biz.Bana kalsa hiç yük etmem de baban çok sever.
Ablam yeni kınalanan elleri, bitlenir diye kısacık kesilen
saçlarıyla şimdiden bir kadın olmanın yükünü alıyordu
omuzlarına.Söylenen bir sürü ayrıntıyı kafasında tutmaya
çalışıyor,ne kadar çabalarsa o kadar çabuk unutuyordu.
-Sabah kalkar kalmaz tavukları sal,damda delinmiş bir tas
var ya,onun yarısı kadar buğday atıver.Kardeşine çorba
içirmeden,sıkıca giydirmeden sakın okula yollama,banyosonu
yaptır kızım.Ha saksıları içeri al hava soğudu mu.Ayaz
vurmasın.Üç dört güne bir çıkarıp
sulayıverirsin.Bitlenirseniz gene mazot vardır depoda,sarı
bidonun içinde.Mazotu başına sürüp bekletiver,saatine
kalmaz ölüverirmiş bitler.Öyle dediydi Hatice
Teyzen.Başkası olsa inanmam da bilirsin Hatice teyzen
görmüş geçirmiş kadındır.
Kızının daracak omuzlarına ve yüküne baktı.İkisini tartmak
ister gibi.Kendini görür gibi oldu.Kendine mi yoksa kızına
mı olduğunu kestiremediği derin bir şafkat duydu.Bulgurluk
buğdayı elindeki tahta parçasıyla bir iki karıştırdıktan
sonra kendi de bilmediği bir yere doğru yöneliverdi.
Kavakların yaprakları hızla dökülüyordu.Annem beni sabun
alayım diye bakkala yollamıştı.Biriktirdiğim on lira ile
Minti sakızlar alacaktım. O harfini bulursam ismimi
tamamlayacaktım.Sakızda yazan adrese yollayacaktım.Onlar da
bana bisiklet getireceklerdi.Bir tek O çıkmıyordu.G harfimi
köyün diğer mahallesindeki çocuğun F’si ile
değiştirmiştim.Bir tek O kalmıştı.Köyde Orhan’da vardı,o da
bir türlü veremeye yanaşmıyordu.
On liramla yirmi tane sakız almış,çıkmayınca da hüngür
hüngür ağlamıştım.
-Dün gece konuştuk babanla sana bisiklet alacağız
gelirken,demişti de öyle bir sevinmiştim ki elimdeki bütün
harfleri fırlatmış;havalara uçmuştum.Şimdi ismimin bütün
harfler-O hariç-yeni bir bekleyişe doğru dağılıyordu.
Bu sene kamyonu durdurma planlarına dahil de
olmamıştım.İbrahim ve Ömer’e bunun nedeni itiraf
edemiyordum da.Bir bisiklete kendimi saattığımı
düşüneceklerdi kuşkusuz.
İbrahim’le Ömer de mi vazgeçmişti,yoksa yine hüsrana mı
uğramıştı bilinmez ama babam komyona eşyaları yüklüyordu
bile.Annem hepsini çuvallamıştı günler
öncesinden.Yatak,yorgan,elbiseler,salça,tarhana,bulgur,pata
tes...
Ablam,annemin elini öper öpmez ağlamaya başladı.Annem de
ağlıyordu ama bir yandan onu teskin etmeye çalışıyor bir
yandan da :
:
-Ha unutmadan kızım,diyordu,turşuları yokla,üstündeki
köpüklü suları biriktikçe al.Kardeşini sıkı
giydir,üşütmesin,bilirsin çabucak
kapıverir.Bitlenirseniz...diyecekti ki sözcükleri boğzında
yuttu,etraf kalabalıktı.Ama ablam bütün
dediklerini,demediklerini bir bir anlamış ve annem gider
gitmez hepsini birbirine karıştırmıştı.
-Mavi olsun anne,kırmızı istemem. Annem sımsıkı
sarılmıştı,ablamdan daha sıkı. Sana horoz şekeri de
getirrim ama ablanı üzmezsen.Yaramazlık yapma
sakın.İbrahim’le Ömer’e dönerek :
-Kavga etmeyin tamam mı,güzel güzel oynayın,okul açılınca
getirip götürün Osman’ı,küçüktür o,yalnız gidip gelemez.
Ömer’le ibrahim tamam der gibi başlarını gönülsüzce
salladı.
Kamyona eşyalar yüklenmiş ,herkes binmişti,Çocuklar ve çok
yaşlı kadınlar kalmıştı aşağıda.Babalar sığınaklarına
sığınmış,sigaralarını yakmışlardı bile. Anneler kasalara
tutunup defalarca tekrar ettiklerini bir daha
tekrarlıyorlardı.Kamyon son dönemece girinceye kadar
kalanlar ve gidenler el salladılar birbirlerine-babalar
hariç-
Kavak ağaçlarında tüm yaparaklar dökülmüştü.
Ağlamak istiyordum fakat mavi bir bisiklet içimi
düğümlemişti sanki.Kavuşmakla o kadar doluydum ki ayrılmak
bana dokunmuyordu.
Gözü yaşlı ablamla huysuz ninemize doğru gidiyorduk.
-kırmızı kız rengiymiş.Mavi alacaklar...
-Belki zeytin fazla olmaz bu sene tez dönerler .
-Adını da koydum:Mavi Şahin
-Turşulara tuz mu kat dediydi....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.