Bırak beni, bırak gideyim...
Boğazım düğümlendi.
Sustum sokaklara bugün, yine...
İstanbul’um yine gökyüzünün canhıraş çalışması sonucu dağılıyor yeniden.
Daha ne kadar ağlayacak bu şehir.
Süresini bilmediğim kaç sayfayı okutacak kulağımdaki ses.
Koşacağım uzun yolun mesafesi, çıkacağım merdivenlerin sayısı kaç...
Yoruldum...
Taneler sokakların, caddelerin ve şehrin makyajını silerken,
Bir araya gelip kaldırım taşlarının kırılmışlıkları arasından süzülürken, onlar da yoruluyorlar sanırım.
...
Yürüdüm boş yollarda, ardıma denizi alıp rüzgarı savurdum saçlarına.
Ellerimden kayıp giden düşleri iliştirdim kirpiklerine. Doğsun istedim bir kere güneş yüzüne.
Sen ol istedim, özüne dön istedim...
Yorgunum be şehir… Yorgunum be İstanbul…
Yazamıyorum artık...
" *Bırak beni bırak gideyim...
Unut beni gözbebeğim, unut beni kaderim... "
*Demet AKALIN’dan...
Gökay Birkan SUCAKLI
YORUMLAR
yüreğim perişan kanıyor gözyaşlarım
dinmiyor içimde son bahar ayazlarım
vuruyor can evimden geçmişin günahları
sabahlar olmuyor kahretsin yalnızım
bırak beni bırak öleyim
sen mutlu ol ben giderim
unut beni göz bebeğim
unut beni unut kaderim
...................................................
yorgunluk,bazen bir sırdır ,yüreğine emanet edilen...konuşmak kadar susmak da gerekir...ya sonsuza dek ya da aydınlık seni bulana dek...
yüreğine sağlık...
sevgiler...