- 2340 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİYAT DEFTERİ İKİNCİ ANKARA TOPLANTISI HAKKINDA NOTLAR
* Merak edenler için objtektif bir gözlemle hemen söyleyelim: toplantı hedeflenen amacına başarıyla ulaşmıştır. Şimdi ayrıntılara geçelim.
*Yaklaşık ikiyüz dolayında katılımcı bu tür sanatsal toplantılar için sevindiriciydi..Listede bulunmayan marjinal konuk katılımcıların sayısı da bir hayli yüksekti.
*Şeker Lokali geniş, ferah Ziya Gökalp arterine bakan, hizmeti küçümsenmeyecek, Kızılay’da erişilmesi kolay isabetli bir mekan seçimi olmuş. Sahne ve ses düzeni utandırmadı.
*Sunucu Son Arya Filiz KILINÇ, spontane sunumlarıyla, cici haliyle, özlü konuşmalarıyla ve toplantı hakimiyeti ve mütebessim yüz ifadesiyle, salon intizamını yönlendirmesiyle misyonunu başarılı biçimde tamamladı.
Şiir dinletileri, müzik ve dinlenme/sohbet bölümlendirmeleriyle rahat ve huzurlu bir ortam sunmasını bildi. Yemekli bir toplantıda şiir dinleme adaptasyonu Son Arya sunumunda ve kontrolünde en üst düzeyde sağlandı.
*Başlangıçta site kurucusu Ansızın Habib DAĞ Son Arya’nın çağrısıyla kısa bir açılış konuşması yaptı; keyifli ve verimli bir toplantı diledi. Sitenin yaratıcısı olmasına rağmen tevazusu, ölçülü sakinliği, kritik anlardaki kararlı duruşu ve herkese bir teyze oğlu kadar yakınlığıyla dikkati çekti.
*Ankara Sorumlusu Sema GÜLER hanım da kısa bir açılış konuşması yaptı. Sema hanım asık yüzlü olmayan ve kendilerine çok yakışan büyülü ciddiyetiyle elbette çok yorulanlardandı. Rahatsızlığını çaktırmaması büyük özveriydi.
*Hasta olmasına rağmen gelenlerden bir kardeşimiz de nevi şahsına münhasır karakter oyuncuları gibi duruşu olan Hayalayna idi. Az sonra bir tiradı varmış gibi zor çakılan sevimli hali vardı. Yelda Karataş konuşmasını yaparken anlattılar; bir zamanlar bir radyo programında söylediklerinden bir kişi kendisini öldürmek için harekete geçmiş. Meğer bu kişi Hayalayna imiş. Sonradan çok iyi dost olmuşlar.
*Toplantıya Son Arya’nın çağrısıyla Nurullah GENÇ, Sema Güler Hanımın çağrısıyla katılan Nevzat ÇELİK ve Yelda KARATAŞ büyük onur verdiler. Hepimiz büyük mutluluk ve onur duyduk.
*Nurullah GENÇ akademik unvanını (Prof.Dr.) sanat alanında kullanmayan değerli şairimiz Son Arya’ya verdiği sözü tutarak toplantıya katıldılar ve büyük onur verdiler. Yakından tanımak ve konuşmasını dinlemek tüm katılımcılar için büyük şanştı.Hep var olan doğal gülümseyişi, şair bakışıyla etrafı gözleyişi ve ruhundan yüzüne yansıyan insan sevgisiyle gönüllerdeki yerini daha da pekiştirdi. Şiirin sanatın ayrıcalığı, tutarlılığı, yarattığı zenginlik, yazılanlarla kişilik uyumları, duygusal/sosyal zeka, şairin SEZGİSEL AKLI konularında herkesin hayranlıkla dinlediği bir konuşma yaptılar.
Filiz Kılınç Nurullah Genç için bir sürpriz düşündü ve tüm katılımcıların imzasını şairin kitabında yer almasını sağladı. Nurullah Genç bundan çok duygulandı ve ömrü boyunca saklayacağını söyledi. GENÇ konuşması bitince o gülenyüzlü sevgi dolu haliyle İstanbul’a dönmek üzere salondan ayrıldı.
*Yelda KARATAŞ sempatik konuşmaları, anıları ve okuduğu şiirleriyle yine toplantıya büyük onur kattılar. Dostluk kardeşlik insan sevgisi elbette şair konuşmalarının içten ve samimi temalarıydı. Yelda KARATAŞ, her akşamüstü evine uğramadan edemediğmiz vazgeçilmez sevdiklerimiz kadar herkese yakındı.
*Nevzat ÇELİK’in bir zamanlar yaşadıklarını herkes biliyor. İstasyonda gidenin bir daha dönmeyeceği vagonun ardından müthiş bir dayanma gücüyle bakakalmanın efsunlu bir hali ver Nevzat ÇELİK’de. Güzel bir konuşma yaptılar. Bir zamanlar kendisini “idam edildi” olarak bilen bir anketörle olan anısını anlattı. Ve elbette Şafak Türküsü’nü toplantı boyunca eşlik eden grup Ömür’ün fon müzik ve katkısıyla okudu. Öteki şairlerimiz gibi büyük alkış ve sevgiyle karşılaştı. Toplantının sonuna kadar ayrılmayan katılımcılardandı Nevzat ÇELİK.
*Sunumu üstlenen Son Arya Filiz KILINÇ hatırlatılmasaydı az kalsın kendisinden bir şiir okumayı unutuyordu. Acının mutluluğun suya akıtılmış karışık tadında, suyun rengini bozmayan hüneriyle şiirler okur Son Arya. Dünyaya ödünç getirilen insan silüetinde bir meleğin gördüklerini ve yaşadıklarını şaşırmasıyla destansı canlı mırıldanmalardır Son Arya şiir yorumları. (son Arya coşup güldüğünde dudakları arasından iki aylık bebek dilini usulca çıkararak minik şaşkınlığının imzasını atar kendi yüzündeki gülüşüne, bu çok ünlüdür, bir daha gördüğünüzde ustaca bir espri tuzağıyla görmenizini öneririm)
*Toplantı sunumlarında ve akışında desteğiyle bir bakıma gizli ev sahiplerinden ve en güzel, en etkili şiir yorumlayan şahsiyetlerinden biri olan Cumhur KARACA “İçimde Kaldı-Sofia 3” adlı şiiriyle dinleyenleri mest edip“ adına şiirler yazılan bu Sofia kim” diye sorular sordurttu yine. Bir daha isteriz ısrarları karşında sunucu Son Arya Filiz Kılınç emsal olmasın diye izin vermediler. Ancak Cumhur KARACA’dan yorum istekleri birikince uygun zamanda Filiz Kılınç’ın “Tahanın Ölümü” adlı şiirini okurken bazı katılımcıların gözünde yaşlar oluştu, şiir bittiğinde coşku fırtınası esti. Cumhur KARACA’ın ses ve yorumundan istifade edilmeyen her gün şiir ve sanat dünyası açısından büyük savurganlık olarak görmek gerekir. O ses ve yorum şiir dışında sarfedilen her sözcükte ziyan olup gidiyor.
Radyo ve televizyon yapımcılarınının gönül ve kulak közleri körlenmiş olsa gerek. Bu çocuk her zaman ibadet eder gibi şiir okuyor.
*Grup Ömür’ün yetenekli elemanları müzikleriyle, şarkılarıyla, türküleriyle toplantı boyunca büyük emek harcadılar. Hele bayan solistleri 10 yaşındaki bir şirin kız çocuğu görüntüsüyle; masum ve bebek yüzlü, sevimli mi sevimli, parlak gözlü ve şaşırtan ölçüde güçlü bir sesi olan sanatıçıydı.
* Didari olarak bildiğimiz neşesi ve esprileriyle candan ve sempatik , hece şiirinin ustalarından ozan Pakize ALTAN şiirini okurken yine duygulanıp gözyaşlarını tutamadı. Ozan İLO varlığıyla katıldığı etkinliklerin değerini artırıyor, yine öyle yaptı. Şiirini okudu, imzaladı.. Zehra BARDAKÇI doğum günü toplantı gününe raslayan şairlerdendi. Duygulu ve güzel bakışlı kardeşi Rıza yine yalnız bırakmadı ablasını.
* Neşe Dildar hanımın salonda basmadığı yer kalmadı ve enerjik kahkahalarıyla bütün salon çınladı durdu, katılımcılara yaşama sevinci aşıladı. Biz salonu terkederken DİZDAR’ın gitmiş olmasına rağmen duvarlara kazınmış kahkahası daha yankılanıp duruyordu. Kayseri’de Şairler Birliği toplantısını başarıyla gerçekleştiren ve 2009 Mayıs ayında başkentte yenisini tasarlayan Süleymam KARACABEY de pek neşeliydi. Saadet ÜN hanım o şaşılası dikkatli haliyle zarif ve sevimliydi. Yakamoz Sakini Yıldırım UZUN’un şiir okuma heyecanı kanımca şiir adına güzeldi.
*Radyo turuncu adına katılan Ferit GÜRSOY da ayrı bir renk kattılar.
*TOYNAK kardeş neşeli ve girişken tavırlarıyla kendi elleriyle pişirdiği hamsili pilavı herkese dağıttı.. Kılçıklarını ayıklamayı bile unutmamış. TOYNAK sempatik bir dost.
*Arzu Buse ERARSLAN kendi yaptığı yaprak sarmasını kendi elleriyle dağıttı. Yalan değil gerçekten çok lezzetliydi. Şiir de okudu. O kadar yaprak sarmasını yaparken komşulardan yardım aldı mı bilemiyoruz ama sarmanın üstüne şeffaf folyoyla örtemesini de unutmamış. Arzu Buse kardeşim çocukluğumda sek sek oynarken çizgiyi basıp basmadım diye hep kavga ettiğim ve çok sevdiğim arkadışımı hatırlattı bana.
*Kul Hilmi, Doğan Ziya, Kayseriden Hilmi Bey, Ali Cemal Ağırman, Ali Kırbıyık hepsi dosttular. Tüm katılımcılar öyleydi. Başkentte yaşaya iyi şair ve edebiyat adamı Abdullah ÇEVİK varlığıyla zenginlik katanlardandı. Turizmci sanatsever ve şair İhsan Uvez birinci toplantıda olduğunu gibi güzel konuşan bir dost olarak yine varlığıyla memnnuniyet verdi.
* Zarif hanımefendi şairlerimizden Rukiye ÇELİK özenli duruşuyla yine dikkat çektiler. Besteci Ferah Çetin eşiyle birlikte katıldılar. Ferah hanım beyin anjiyosuna girecekti, acil şifalar dileriz hemencik.
* Memleket hasreti dinlencesini Edebiyat Defteri Toplantısına denk getiren İsveç’ten çıkıp gelen ve Son Arya’da konuk olan değerli insan Sevim SAN toplantıdan çok memnun kaldılar. Varlığı sevinç ve mutluluk verdi.
*Kısa süre sonra askere gidecek olan tok sesli Düş Yolcusu Sinan TALAY neşeli ve heyecanlıydı. Kendine özgü şiir yorumuyda yine ilgi çektiler.
*Son Arya’ya bir sepet dolusu elma şekeri geldi bir yerlerden ama sonunda nereye uçuruldu bilemedim ve dişleyemedim.
*Aydın’dan gelen hemşerim Şakir Nuyan ŞİN ev sahibi gibi kabul hattında bulunan ve kitap imza standında gönüllü hizmet veren şairlerdendi. Nuyan ŞİN sevgi dolu insan. Bir insanın en kolay anlaşılan yönü sevgi dolu oluşu oluyor zaten. Deli SEDAT olarak bilinen her yerinden duygusal zeka fışkıran kardeşimiz de ev sahiplerindendi. Çok sevimliydi. Tüm katılımcılar huzurlu görüntüleriyle toplantıya onur kattılar.
*Gözümüze ve gönlümüze takılan gözlemlerimizi naçizane paylaşmış oldum. Yeni toplantılarda dost yüreklerle gönül gönüle paylaşımda bulunmak üzere katılan katılamayan tüm sanat severlere, tüm emeği geçenlere Edebiyat Defteri nezdinde teşükkürlerimizi; sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
YORUMLAR
insanları memnun etmek zordur.
ama ben tüm katılımcı şair dostları memnun ettiğimizi hissediyorum
ve gördüm masalar arasında dolaşıp sevgi kırıntılarıyla beslenen minik bir serçe vardı
ön masada pişirildi şiir
arka tarafta kokusuyla beslendik şiirin:))
harikaydı
tüm katılımcıları yeniden bekleriz AYkaraN'a
saygı ve sevgiler paşam :)
...Ş İ N
Anadolu Ajansı bile böyle güzel bir haber veremezdi...
İmrenerek okudum ve yazının bittiğinde ben hala Ankara'da
salondaki şiir yüzlerin sıcaklığını yaşıyordum.
belki bir zaman diliminde, aniden bir yerlerde
aynı tablo
benim için de gerçeğe dönüşür.
Bu güzel duyguyu yaşayan/yaşatan tüm şiir yürekleri
kutluyorum.
Sevgiler Almanya'dan
Merhaba sevgili Ramazan.
Herzamanki naif ve duyarlı duruşun birkez daha yansımış satırlarına...asıl ben sizlere teşekkür etmeliyim zira perde arkasında bana öyle çok destek oldunuz, öyle güzel moral vardiniz ki...sizlerden aldığım pozitifin yansıması oldu " başarı diye nitelendirdiğiniz güzellik"
kendimi herzaman şanslı gördüm çünkü iç çevrem hep güzel insanlarla dolu oldu...tek başına cennetin dahi çekilmez olacağını biliyorum...o kalabalığı güzelleştiren en büyük etken katılımcı dostların duyarlılığı ve dinleme kültürüne sahip olmalarıydı.
perde kapanana kadar hiç yorgunluk hissetmedim :)) belki bir sekiz saat daha sahnede kalabilirdim ( ertesi günün ağırlığını saymazsam :) )
demem o ki canım, iyi ki varsınız, iyiki hayatımızın bir noktası kesişmiş..hani bazı dostluklar ömürlük olurmuş ya, işte ben o ömürlük dostlarımı yakaladığımı biliyorum gerisi hiç gam değil.
içten sevgilerimle.
Eğer, bir insan yüreğinin resmini yüzünde taşıyorsa sakın o insandan vazgeçmeyin...O; insandır, dosttur, kardeştir,
İnceliğini sürekli yanında taşıyan éBİRTANECİK" arkadaştır...Nazik, etik ve insani değerleri ilke edinmiş güzel yürekli arkadaşım, gördüğünüz gibi ayrıntılarıyla ve her yüreğe dokunarak günü tüm zerafetiyle özetlemiş...Sevgili Ramazan Bey arkadaşım BİRTANE ve yanında sevgili ve can diyebileceğim güzel gözlü, iyilik meleği SİBEL Hanım da yer alınca oldular "İKİTANEM". Allah'tan daha ne isteyim?!...Mutluluk ve iyilik tablosu asılmışken her bir yana...Sevgiyle kendilerini öpüyor, ve değerli dostun bu kadar güzel açıklamayla verdiği emeği için kendisini kutluyorummmmm......
Toplantıya katılan tüm arkadaşlara da sevgi ve selam...
HERKESİN BAYRAMI HUZUR VE GÜZELLİKLE GEÇSİN...
TEŞEKKÜRLER Ramazan Bey...Ve toplantıyı düzenleyen arkadaşlar....
paşamız şimdi ne demeli bilmem ki..
gerçekten böylesi kalabalık bir gurup ve alkol ile çatal kaşık seslerinin birbirine çok karışması beklenirken, sevgili Filiz'in sahne ve mekana olan hakimiyeti, akıcı bir programa imza atması, programın keza dakik oluşu ile, eşsiz sesi ve sunumu ile övgüyü fazlasıyla hak ediyor. kendi bu övgülere mutlaka her zamanki mütevazılığı ile yaklaşacaktır ama gerçek bu. yadsınamaz.
kaldı ki, sadece sunum için orada olmadığını, konuklarla teker teker ilgilenmesi ve hatta mutfak çalışanlarının bile kendisinden fikir alarak hareket etmeleri bile salona ve salon arkasına olan hakimiyetinin de göstergesidir. çok yorulduğu ayrı bir gerçeklik ama biliyorum ki ona hiç bir şey zor ve yorucu gelmez. sağladığı bu güzellik için kendisine bu sayfadan bir kez daha teşekkür ediyorum.
elbette çok farklı bir gündü. insanları yaklaşık sekiz saat aynı heyecan içerisinde tutabilmek günü ve ilerleyen saatlere göre gecenin ne kadar hoş geçtiğinin de göstergesidir.
paşamız, benim için ayrı paragraf açmışsın :))) kalbinin o eşsiz ve derin görüşünden dolayı saygılarımı sunuyorum. renk olabildiysem ne mutlu bana. ama orada bir kişi değildik.. sese duygu yükleyebilmişsem bu benim başarım değil sadece. o duyguları doğuran güce de teşekkür etmek gerek :))
seni seviyoruz paşamız.
Cumhur Karaca
*Arzu Buse ERARSLAN kendi yaptığı yaprak sarmasını kendi elleriyle dağıttı. Yalan değil gerçekten çok lezzetliydi. Şiir de okudu. O kadar yaprak sarmasını yaparken komşulardan yardım aldı mı bilemiyoruz ama sarmanın üstüne şeffaf folyoyla örtemesini de unutmamış. Arzu Buse kardeşim çocukluğumda sek sek oynarken çizgiyi basıp basmadım diye hep kavga ettiğim ve çok sevdiğim arkadışımı hatırlattı bana.
Yok vallah komşulardan yardım almadım tamamen kendi emeğimdi saat 3 e dek uğraştığım kendi eserimdi onlar arkadaşınızı hatırlatmış olmak ayrı bir güzel geldi bana varolun yazınızda yer verdiğiniz için...
gerçekten çok özel ve güzel bir yazı olmuş
başından beri saniye saniye bir güzel resmeylemişsinizi ki toplantıyı,vallahi helaL olsun...
sizleri ve diğer katılımcı dostları tanımak gerrçekten hem büyük bir zevkti hemde kendi adıma büyük bir kazançtı...
şiir yazan şiir yürekli şairlerin çatık kaşlı olmaları mümkün değildir...sizde hep gülümseyenlerdendiniz...
her şey için teşekkürler
sevgiler ve saygılar....
orda olmak isterdim...sitemiz adına çok sevindim.....