YAPAY GERÇEK
Bir şey biliyorsam o da ; mutlu olmadığındır.
Mutlu musun?
Bunun tersinin doğru olmasını ne kadar isterdim hiç düşünmedim ve cevabı benden çok bekli de sana yakın bir noktadadır bunu elbette bilemem. Tüm inkarlara rağmen iman edercesine bildiğim bir şey varsa mutlu değilsin , olamazsın ve olamayacaksın da. Bu nasıl kesin bir bilgidir asla bilmeyeceksin belki de. Ama çocuklardan bile kaçmayacak bir ışıktır mutsuzluk ve gözlerinde asılı gördüm onu ben. Çünkü sen mutlulukla arana kapanması imkansız uçurumlar bıraktın farkında olmadan. Çünkü sen , farkına varamadın gerçeğinin. Bunda benim katkım nedir onu şimdi hatırlayamam. Yalanın parıltısı gözlerini kamaştırıp başını döndürürken gördüm seni. Her adımın kendi gerçeğinden uzaklaşmaktı bunu kavramıyordun ve bilinçsiz güzel görüntüsüne , hoş kokusuna kapılmıştın o yalan bahçesinde gençliğinin. Şimdi çalılıklar içinde olduğunu bilincin duruldukça görmüş olmalısın. İnsan çalılıklara ve dikenlere de alışır kimi zaman. Alışmak sevmenin pasif başlangıcıdır. Bir çalılık nasıl sevilir diye kimse sormayacaktır. Çünkü senin olmayan gerçeğin, seni götürdüğü her yer , kurutur bir çöl gibi seni. Bir çalı çırpıdan müteşekkil dikenli bir bahçe nasıl sevilir? Bunu kendine sen soracaksın güzel bir bahçeye uğradığın vakit.
İnsan kendine soru sormaktan çekinir. Gerçek dehşet vericidir ve artık ele geçirilemez bir uzaklıktadır sana. Ulaşılamaz ve dokunamazsın sana ait olan gerçeğe. Gerçeği kendinden uzaklaştıran, insanın kendisini gerçeğe kapaması değilse nedir? Sen gerçeğine kendini kapatmış olduğunu gizlice bile olsa itiraf etmelisin kendine. Çünkü bu itirafla güzel bir gerçeğin kaybından sonra, zararı da faydası da dokunmayan ne güzel nede çirkin başka bir gerçeğe sahip olabilirsin bekli de. Gerçeğin yerine kullanabileceğin suni bir gerçek. Başka birinin gerçeği. Tıpkı yabancı birinin beğenisine uygun ısmarladığı bir elbiseyi yanlışlıkla postacının kapına bırakması gibi bir şey bu. Kendi elbisen olmadığı için kullanmak zorunda olduğun, renklerini kesimini beğenip beğenmediğini düşünmeden , ölçülerinin vücuduna uygun olup olmadığına bakmaksızın giymek zorunda olduğun bir elbise gibi kullandığın, sende olan ama sana ait olmayan. Yapay bir el gibi yada. Yapay ama kullanılabilir. Tabii olmayan bu gerçek kabullenmenin ve asıl gerçeğin kaybının acısını gidermenin başlangıcıdır sadece. Çünkü yalanla bir ömür boyu yaşamaz hiçbir insan. Kendisiyle yüzleşmek zorundadır gerçeğini yitiren ergeç bir zaman. Geciktirilmiş her yüzleşme huzursuzluk vericidir ruha.
Yüzleşmek isteği gerçeği sevindirmeyecek.Hatta umursanmayacaktır da. Gerçeğin yerini işgal eden şey ne ise , niye tedirgindir bilebilirsin. Tedirgindir çünkü bir imkanın kaybının korkusu sarmıştır onu. Gerçek niye tepkisizdir dersen ; gerçeğin gerçek olma dışında bir emeli bir hırsı olmadığını anlamalısın. Gerçek hiçbir vaatte bulunmamıştır kimseye. Gerçek bir bakıma su gibi renksiz kokusuz tatsızdır ama canlılığın kaynağıdır ve hiçbir şey onun yerini tutamaz. O olmadan canlı kalamaz hiçbir beden. Ruh için sudur gerçek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.