BAŞLIK YOK AMA KAPLIK AYNI..
..bazen yazdıklarından önce yazman gereken bir poşet dolusu satır vardır.arada bir sığdırırsın ömrünebazen sığdıramazsın hiçbir yere.birine bakarsın gözlerinde gözlerini görünce hemen kaçarsın.elini tutmak istersin elini tuttuğundaki sıcaklığı hissetmemek için elini tutmazsın...güneşli bir gündür dışarıda oturursun bir yandan güneş yakar bir yandan rüzgar yakar bedenini.içini açıp boşaltmak istersin rüzgara karşı.önün duvar arkan duvar olmaya başladıkça tek çağre gözlerini kaldırıp gökyüzüne bakmak olur.çünkü artık sadece bunu yapabilirsin.sonra açıp acıtan bir şarkı düşüncelerini usul usul ağlarsın.kimse göremez.alışırsın anlatmak istediklerini noktalara virgüllere sığdırmaya...
..gözyaşalarına da kıyamazsın artık.her düşen gözyaşını tutup bir kavonoza koyup bakarsın saatlerce.sonra onları saklarsın belki birgün gözyaşlarınla sulamak isteyeceğin biri olur diye.
..özlemekte yaşamanın bir yansımasıdır aslında.çocukken yediğin topraklı çilekleri,dutları,bahçede ceviz ağacının altında kaynattığınız pekmezin kokusunu,tadını,köpüğünü özlersin,yağmurdan bile küçük ellerinin olduğu zamanlarda
bahçede fasulye ekmeyi,domates toplamayı,aslında hayatına tat katan herşeye elinle yüzünle,gözyaşınla karıştığın zamanları özlersin...
..sonra ilk şehirler arası yolculuk yaptığın zamanlara küsersin.sanki güzel birşeymiş gibi gitmek.eline bir kağıt kalem bir kağıt alıp hayatının hikayesi olmaması gereken ama bunda da bir hayır vardır deyip yazdığın satırlara küsersin.sonra birileri birşeyler yapar,söyler,sanki güneş onlar olmasa doğmayacak gibi davranırlar,ama sen onlara değil kendine küsersin...
..korkarsın...ilk önce korku filmlerinde gülüp gülüp korkarsın.ardından hava karardı diye korkarsın sonra hep aynı kalmaktan korkarsın,elinden tutamayacağın kimse olmamasından,yaşlanıp ölmekten,içip içip kafayı yemekten,yalnız kalmaktan korkarsın.herşeye alışırsın korkmaya da alıştırılırsın...
..üşürsün ilk önce bir dost bir düşman gelen bakışlar üşütür sonra söylemediğin sözlere sarılıp üşürsün,duyamadığın sözler üşütür seni,annene sarılıp yatamadığın akşamlar,kalkıp sobada ekmek kızartamadığın sabahlar.lakin bilirsin ki bu üşüme sıkı giyinmeyle çözülmez aşk dolu sevgi dolu bakışlar iyi gelir sadece.
16 kasım 2008
YORUMLAR
özlemekte yaşamanın bir yansımasıdır aslında.çocukken yediğin topraklı çilekleri,dutları,bahçede ceviz ağacının altında kaynattığınız pekmezin kokusunu,tadını,köpüğünü özlersin,yağmurdan bile küçük ellerinin olduğu zamanlarda
bahçede fasulye ekmeyi,domates toplamayı,aslında hayatına tat katan herşeye elinle yüzünle,gözyaşınla karıştığın zamanları özlersin... evet okurken çocukluğumu yaşar gibi oldum teşekkür ederim bana çocukluğumu yaşattığın için ey gönül pınarı sevgiyle kalın ;Bogazın kıyısından slm