- 574 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hayatımdan Kesitler.
1978-1979 yılları,paranın işe yaramadığı,malların stok edildiği,hatta ihtiyacımız olan gıda ve diğer gaz,tüp odun ,kömürün bulunmadığı yıllar.Boş piknik tüpleri doldurtmak yerine,tüp bitince yenisini almak zorunda kalıyorduk. O da bitince tekrar başka bir marka tüp aliyorduk..Evimizde piknik tüp koleksiyonu oldu.yine de baş edemedik Çoğu zaman yakıt istemeyen yemekler yapıyordum.rafa kaldırdığımız,gaz ocağını kullanmaya başladım,ama içine koyacak gazyagi bulamıyorduk.Çocuklarımı ellerine boş bir bidonla gaz kuyruğuna yollardım,yağmur,kar altında kuyrukta beklerlerdi.
O yıllar üç yolda gaz bayiliği vardı,Şehidiye camii yakındı oraya.üşüyen camide ısınıyor tekrar sıraya geliyordu.ben ha geldiler,gazyagi getirecekler diye ümitlenirken,ellerinde boş bidonla gelirlerdi cogu zaman.Bize sıra gelmeden gaz bitti, alamadık anne derlerdi...
bidon,üst baş ıslak,perişan bir halde eve dönerlerdi ,tek ısınma kaynağımız kömür sobası olmuştu.Yaktığımız linyit olduğu için hertaraf simsiyah oluyordu.
Katlanmak zorundaydık.aparatif yemeklerden bıktım,birgün çocuklara içli köfte yapayım dedim.yakıtı hiç düşünmedim.içini hazırladım bulgurunu kabarttım.hazırladım,tepsilere dizdim,haşlamam gerekiyordu,gaz ocağı sönüverdi.
İçindeki gazyağı bitmişti,çocuklarımdan birine ufak boş bir şişe verdim.bir bardak kadar ödünç gazyagı alması için yan komşuya yolladım.Komşu,vallahi demiş veremem,ancak kışın bizi idare eder,eşimin odasında gaz sobası yakıyoruz. Ben gaz yağı getirecek diye beklerken eli boş geldi.
Allah”ım dedim,bana bir ışık,bir yol göster ne yapayım,nasıl pişireyim.komşum ödünç vermek zorunda değil.di...
Birden çocukluğumda annemin yemek pişirdiği ocak aklıma geldi..
Kalk dedim kendi kendime yıkılma. Dişarda mutfağımızda baca tertibatı vardı.iki taş koydum aralarına odun ,tahta ,kağıt,ne bulduysam yaktım .tencere kararmasın diye dişını kulle sıvadım.mangaldaki külü yoğurdum,sıvadım tencereyi,artik keyfime diyecek yoktu.Tencerenin
İçine haşlama suyu doldurdum.su kaynayinca Köfteleri azar azar bir güzel haşladım.artık keyfim yerine gelmişti.haşlananları tabaklara doldurarak odaya yolluyordum.hepsi haşlandı bitti
En son ateşi de mangala doldurdum, odaya aldım.bir söz vardır…..etini ye de kasaba muhtaç olma.Bu komşum gereken dersi vermişti banabundan sonra kimseden yardım istemeyecektim. Allah`tan istemek varken. Aciz kullardan medet ummak yanlış bir hareketmis.
Bu olaydan 0n beş gün sonra komşu kalp krizi geçirdi,kurtaramadılar,gazyağını kullanmak nasip değilmiş.
Kefenini ellerimle diktim,olumune cok uzuldum,nur içinde yatsın.
İyi bir insandı. Bu olaydan haberi olsaydı,beni kırmazdı,hanımının cimriliği tutmuştu.
Sonuç olarak dost kazanmak zor,kaybetmek kolaydır. 29.07.2008 DEVAMI VAR....
.