- 801 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ferhat'ın elması.
İnsanlık tarihinin en uzun ömürlü ve en adil hükümdarlarından olan Acem Nuşirevan’ın(531-579 yıllarında)torunu Hüsrev Perviz,güzel bir kıza aşık olur:Şirin’dir bu kızın adı.
Kendisi Müslüman,Şirin de Hıristiyan’dır.Ancak halk çok sevdiği için bu evliliğe karşı çıkmaz.Uzatmayalım güzel bir düğünle evlenirler.Ancak hükümdar kendi saltanatı ile karısının güzelliğinin geçici olduğunu bildiğinden,heykelini yaptırmaya karar verir Şirin’in.
Heykeltraş Ferhat bulunur.Ferhat Şirin’e bakarken,aşık da olur ve bu Hüsrev Perviz’in kulağına gider.Ancak hemen "boynunu vurduzmaz" ve Ferhat’ı dağlara sürgüne gönderir.
Ferhat,aşkından dağdaki kayalara Şirin’in resmini kazımaya başlar.Bunları duyan hükümdar da,aklına bir kurnazlık getirir:Kendi adamlarını dağa yollar ve Ferhat’a,"Şirin öldü" dedirtir.Aşkının öldüğünü duyan Ferhat,hemen yanındaki baltanın üzerine yüzükoyun düşer.Balta göğsünü yarar.Masal bu ya,akan kanlar,önce baltanın sapını yeşertir,sonra da çiçek açtırır.Açan çiçekten de nar meyvesi olur.İşte narı ikiye böldüğümüzde de akan kan Ferhat’ın kanına benzediği için çoğu bölgede,narın bir adı da "Ferhat’ın elması" oluverir...
N o t :
Bu yazım iki kaynaktan "derlenen" bilgilerle yazılmıştır.
1-Sadi’nin "Bostan",
2-W.Bartol’un "Alamut" adlı eseri.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.