- 837 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
18 YIL ÖNCE
18 YIL ÖNCE
Güneyin sıcak ilçelerinde yaz sıcakları çekilmez.Yaz aylarında yerli halk yaylalara gider,bazıları da deniz kıyısında ,kamplarda nefes alır.Eskiden klimalar da çok yaygın değildi.Evlerin üst katlarında cehennem sıcakları yaşanırdı.
On sekiz yıl önce iki çocuklu,on yıllık evli bir aileydik.Her ikimiz de çalışıyorduk.Yaz ayları çok sıcak olduğu için yedi kilometre ilerdeki kıyıda bir kamp yerinde kurduğumuz çadırımızda bir ay kadar kalırdık.Hem tatil,hem sıcaktan korunmaktı amacımız.Çocuklar için daha keyifliydi bu.
Çadır hayatı kadınlar için hiç dinlendirici değildi.Çamaşır,bulaşık,yemek,temizlik,düzen aynı şeyleri yapmak zorundaydım.Sadece biraz değişiklik oluyordu benim için.Bir de iki saat kadar deniz keyfi yapabiliyordum.Zamanla bu da rutin bir iş gibi sıkmaya başlıyordu beni.Denizden sonraki işler daha çok yoruyordu.Çocuklarla birlikte önce duş,sonra çamaşır faslı başlıyor,yeme ,içme derken tekrar deniz zamanı geliyordu.Denize zaman zaman istemeyerek gidiyordum.
Günün en güzel kısmı denizde geçiyordu.Çevredekileri seyretmek yerlilerin daha çok yaptığı eğlenceydi.Yakın illerden ve ilçeden gelenler,genellikle izledikleri üstsüz turistler,onlara benzemeye çalışan yerli turistler…Genelde bizim kadınlarımız kendilerinin görünüşlerinin pek farkında değillerdi,ya da yapılabilecek fazla bir şey yok sanırım.Yabancılar kadar rahat değillerdi.Görgüsüzce davrananlar da çoktu.Yabancılar için ayrılmış otel önlerindeki kumsallar da yabancı turistler şezlonglarda güneşlenirken, yerliler için fazla kumsal kalmamış olduğundan,tam da onların yanlarına şemsiyeleri ve eşyalarıyla gelen kalabalık bir aile çok abartılı ve gürültülü bir şekilde eğleniyorlar ve ne yazık ki çevreyi de kirletebiliyorlardı.
Yakındaki kafe,bar ve restoranların birbirine karışan müzik sesleri yetmezmiş gibi bir de radyo açmaları,amaçsızca dinlemeleri,giyimleri de bazen insanı utandırabiliyordu.Örtülü gelen kadınlar birbirine sıkışık oturur,yiyecek hazırlarken eşleri denize girebiliyordu.
Çadırda sabahları güneşin sıcaklığı ile terlemiş olarak uyanır, kahvaltıdan sonra deniz,duş,yemek,çay,tekrar deniz ve yemek saatleri birbirini izler :akşamları ise yakındaki lunaparka gidilir,çocukların sevdiği dönme dolap,çarpışan arabalar ile atari oynanır:dönüş yolunda ise dondurma yenirdi.Ben eğlencelere fazla katılmaz ,bakmakla yetinirdim.İzlemek te beni eğlendirirdi.
On sekiz yıl önce yazmıştım bu satırları.Çok az değiştirerek sizlerle paylaşmak istedim.Günümüzde fazla bir değişiklik yok ama cep telefonları ile haşemalar yoktu o zamanlar.Bir de kredi kartları çok yaygın değildi,konuyla ilgisi olmasa da.