- 3708 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
'MÜSTEHÇEN DOĞA'???
Bugün her zamanki rutin alışkanlığım olan gazetelerimi okurken gözüme ilginç bir haber ilişti. Haberde ‘’İRAN’da cinsel ilişki halindeki kadın ve erkek figürlerine benzediği gerekçesiyle 2 zeytin ağacı kesildi’’deniyor. İnsanın okurken ‘’OHA’’diyeceği türden bir haber gerçekten de. Bu nasıl bir anlayıştır ki doğayı bile müstehçen ve tahrik edici bulabiliyor ve bundan etkileniyorlar???. Daha önceleri heykel ve insanların giyim kuşamları ile (ki bu hala geçerli günümüz Türkiye’sinde) bu tür tahrikler söz konusudur denildiğini hepimiz biliyoruz. Ve bir çok heykellerin yıkıldığını, tahrip edildiğini ve kaldırılmak istendiğini de çok iyi biliyoruz ki bunlardan bir tanesi de Antalya Kemer’de heykeli bulunan sayın Zafer Sarı’nın ‘’Aşk Yağmuru’’ heykelidir. Bir zamanlar bu heykel için AKP ilçe başkanı Zafer Yaman ve MHP’li Mustafa Gül yaptıkları açıklamalarda bu eseri müstehçen bulduklarını hatta bu eserin hala sergileniyor olmasının ‘’utanç verici ‘’ olduğunu ve kızlarımızın ahlakını bozduğunu ve 40 kişi ile gelip bu heykeli taşlayacaklarını bile söylemişlerdi ve hatta heykelin olduğu kavşağa ‘’porno kavşağı’’ diyenler bile olmuştu.
Peki nedir müstehçenlik, erotiklik ve pornografi? İseterseniz sayın İstanbul Basın Savcısı Cevat Özel’in açıklasına bir bakalım;
‘’Müstehcen kelimesi Arapça lisanında yer alan “Hücnet” kelimesinden türeyerek lisanımıza geçmiş olup “Hücnet” kelimesi sözlüklerde; “Soysuzluk,karışıklık,bayağılık,aşağılık,kötü davranış” olarak tarif edilmektedir.Bu tarife bağlı olarak aynı sözlüklerde “müstehcen” kelimesi; “Ayıp,terbiyesizce,iğrenç,açık saçık,edepsizcesine,edebe aykırı,yakışıksız” olarak açıklanmaktadır.Tarif içerisinde yer alan “Edeb” kelimesinin anlamı ise; “Terbiye,güzel ahlak,iyi davranış,incelik,kibarlık,utanma,örtülmesi gerekli ayıp yerler”dir.Bu tariflerden hareketle müstehcenliğin ahlak kavramı ile yakından ilgili olduğu söylenebilir.’’
Ve şöyle devam ediyor sayın Savcı Erotik ve Pornografi kavrama ile ilgili açıklamasına;
‘’Müstehcen kelimesi açıklanırken erotik ve pornografi kelimelerinin anlamlarını da açmak gerekir,çünkü çoğu defa bunlar birbirleri ile karıştırılmaktadır.Erotik kelimesi köken olarak Fransızca Eros kelimesinden gelmekte olup sözlük anlamı;”Aşkla ilgili olan,aşkı anlatan,kösnül,erosal,şehevi,şehvani”dir.Pornografi kelimesi de Fransızca’dan lisanımıza gelmiş olup “Açık saçık yayın veya resim,edebe aykırı kitap veya resim” olarak tarif edilebilir.Yasalarımıza göre suç olan şey pornografidir,erotik yayınlar suç sayılmamaktadır.’’
ADORNO şöyle diyor ‘’ YARIM ANLAŞILAN VE AYDINLATAN BİLGİ, ÖĞRENİMİN ÖN AŞAMASI DEĞİL, ONUN CAN DÜŞMANIDIR ‘’
Sevgilerimle.
Güldane Dal (20081121)
YORUMLAR
Sevgili Güldane ,
Çoğunlukla toplumun açmağa konuşmağa yeltenemediği çekindiği konuları ardarda yazarak tartışmağa açmanız toplumsal duyarllılığınızı gösteriyor açıkçası.Her yazınız gibi bu yazınızda çok ilği göreceğine eminim.sevgilerinle.
sen hep yaz güldane.
munır tarafından 11/21/2008 9:12:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
İmam-ı gazaliye göre
insan bedeninde 4 çeşit ruh vardır
1- insani ruh (ki etik hareketler bu ruhun işleridir)
2- Hayvani ruh (açlık duygusu ve şehvetin bu ruhtan
kaynaklandığı iddia edilir)
3- Nebati ruh (bitkisel ihtiyaçları dengeleyen ruhtur)
4- Madeni ruh ise madeni tuzları dengeler
yemek yemek ve cinsel faaliyetler tüm devirlerde
hayvani bir ilişki olarak görüldüğünden sizinde anlattığınız gibi cinsellik ağır bir baskı altında tutulmuştur. Ki insanın
cinsel olguları hayvanların cinsel olgularından çok
farklıdır.
ama işin esas kökü Mısır Firavunlarına kadar gider.
Cinsel ihtiyaç ve zevkler sadece firavunun hakkıdır.
Geyiklerde de bu aynidir. Bütün dişi geyikler sadece
en kuvvetli geyiğindir.
İnsanın genetiğinde geyiklik ve liderlik dürtüleri vardır.
imkanlar elverdiğinde kendini eğitememiş her erkek bir firavundur.
Ben yinede bu paradoksların insanların tabi oldukları dinlerden değil de cahilliklerinden, geyikliklerinden
ve müslüman örtüsü altına da girseler firavunluklarından
kaynaklandığına
bütün yüreğimle inanıyorum
Çok önemli bir konuydu Güldane
ve harikaydı
yine kalemin objektifti çok
sevgilerimle
Sevgili Güldane ; can damarından hayatın bir konu taşımışsın gündemine teşekkür ederim.
Dr.Freud, Sigmund'un öğretisi üzerine bir çok kitaplarını Pskanaliz ve ahlak konusunda henüz Ortaokul çağlarındayken merak ve ilgi ile okudum.İd-Ego ve Süper Ego kavramlarını ondan öğrendim.Ona göre, tatmin edilmeyen cinsel duygular komplex davranışların temel nedenleri arasındadır.Bu anlamda her canlının en temel iç dürtüleri arasında yer alan sırasıyla , açlık, susuzluk cinsellik ve barınma gereksinimleri insanların en temel gereksinmeleridir.Bunu açıkça tartışamadığımız zaman işte her türden sapık ilişkiler ve olmayacak cinayetlere kurban giden bir çok bebe ve genç kızımızın acınacak halleri gözler önündedir.Kuru kuruya nefis terbiyesinden söz etmek insanın kendine karşı dürüst olmaması anlamını taşır bana göre.Beyin yürek ve mide arasında dengeli ve sağlıklı ilişkilerin kurulması insanların çağdaş cinsellik eğitiminden geçirilmeleriyle mümkündür.
Hani bir manimiz var;
Bahçede iğde midir
Dalları yerde midir
Her gördüğün seversen
Dalları yerde midir.
Yani ne güzel sınırlama getirlmiş.İnsanımız sevmeye açık bir toplumdur;Kepleri öne atalım ve düşünelim:
Niçin düğün yaparken güler oynarız.Nihayetinde ve işin özünde onların cinsel yaşamlarının da düzene girip mutlu olmalarını da kutlamak değil midir işin özü.Yani mutaassıp anlamda bir nikah düşünemem,bu insanın cinsel özgürlüğünün doğallaştırlmasıdır bence.Ama sınıfsal ayrım yaratanlar nikahı da değişik hüviyetlere sokarak , yaşı uygun olmayan genç kızları da evlenmeye kurban ederek hayvani bir benliğin meşrulaştırlmasına yol açan yasal düzenlemeler üzerinde çalışıldığı haberleri son derece tiksindiricidir.Herkes bu konuda lütfen bir fikir beyan etsin.Ben de'' şiirde nü ''konusunu açmamda neden baskı altına alınmak istenen insan ruhuna ve kadına gerekli ve hak ettiği özgürlüğü sağlamakta bir ufuk açmaktı.Bunu anlamayanlar ne yazık çoğunlukta.Ne doğuyorsa kötü olarak, cehaletten doğuyor.Bu engelleri aşmak zorundayız.
İran'da Teokrasi(Dine dayalı yönetim) vardır.Fetva mollalarca verilir demokrasi yoktur.İçki içenler , zina yapanlar, şiddetle ceza görmelerine rağmen , yasaklamaların kar etmediği göz önündedir.Ve pek çok sapık ilişkiler İran'da vardır.Homoksüellik had safhadadır.Gizli gizli yapıldığı için bilinmez.İçki içenler yine had safhadadır; tıpkı en tutucu Konya bilinir bizde ama en fazla alkol tüketiminin yapıldığı yerdir Konya.
Şimdi birbirini yiyecekken insanlar bir ağacın gövdesini kesilmesi aptallıktan başka ne işe yarar; insanlar allah aşkına günde kaç kez tuvalete gidiyor, orasına burasına bakmıyor mu bu ne menem ahlak anlayışıdır böyle?
Kadının özgürleşmemsi halinde bir toplumun üretim ve yaratım kaabiliyeti % 50 düşer.Kadın ve erkek eşit ve özgür kılınmalıdır, yaşamın her alanında.
Kutlarım güzel yazını.10 puan
Şaban Aktaş tarafından 11/21/2008 8:57:31 PM zamanında düzenlenmiştir.