Hayatın içinden
Mut-lu-luk. Üç hece. Mutluluk nedir diye bir soru sorsam herkes farklı bir yanıt verebilir bana. Bana mutluluk nedir diye bir soru sorsalar ben de elbette kendimce bir yanıt verebilirim bu soruya. Minicik bir bebeği kollarımın arasında hissetmek mutluluktur benim için. Ya da bir sahilde deniz kabuğu toplamak. Sevdiğim bir kaseti, kaset çalara koyup dinlemek ve eşlik etmek ne güzel bir mutluktur bana. Ailemi huzurlu ve bir arada muhabbet ederken izlemek ne büyük bir haz uyandırır yüreğimde. Bir şiir yazılmışsa bana, ya da hisli birkaç satır benden mutlusu yoktur o anda dünyada. Birini mutlu etmişsem gün içinde onun yüzündeki şaşkınlıktır yanıbaşımda. Küçük bir tebessümdür bazen bilmediğim bir sokakta bir yabancının dudağında. Anlıktır belki ama mutlu olurum her defasında. Yüreğim kanat takıp uçmak ister. Tutarım sıkı sıkıya. Mutluluğu bağlamadım süslü takılara, ya da bir gayrimenkula. Geçiçi dünya malında yoktur gözüm hiçbir anda. Sevgidir kutsal olan her defasında. Sevmek, sevilmektir zenginliğim şu fani dünyamda. Küçücük bir bebecik avucuna alırsa parmağımı unuturum tüm derdimi, tasamı. Kıymet bilmediğimden değil sevgiyi ki yalnız kalmışım. Yüreğim hançerlenmiş dertsiz başıma dert almışım. Bilinmez bir yol olmuş hayat gidiyorum dalgalarla dalga dalga...
Dalgaların arasından çıkıversen karşıma. Yürüsen üzerime dalga dalga sen olsam, senle dalgalansam... Durma orada bir adım at bana. Benim sessizliğime aldırma. Alnım bu kadar açıksa ve anlam veremiyorsan davranışlarıma aldırma gel bana, kalbimin kanayan yaralarıdır fırtınam. Bu rüzgar, kulağına gelen uğultular benim karmaşam. Göğüs gerebilirsen, inanıyorsan korkma yürü üzerime ben senden kaçmakta değil acılarıma tutunmaktayım burada. Yüreğim çırpınan bir güvercin misali sevginle beslenmeyi bekliyor. Can çekişiyor sevda. Bu gözlerden alabilsen o asi perdeyi. Anlayabilsen zamanın altında yatan acı gerçeği. Ulaşabilsen, dokunabilsen o yüreğe anlayacaksın neden bu ürkek halim.
Senin de yüreğine sevgi tohumları yerine ihanetin ağlarını ördüler mi, dağladılar mı kalbini terkedişlerle. Kendini bir başına yapayalnız hissettin mi verdiğin mutluluk mücadelende. Seni de “artık benim de bir sahnem var bu fani dünyada” dediğin bir anda baş rol oyunculuğunu alıp, seyre durdurdular mı yaşamını. Ben bu sahneyi kaç kez yaşadım biliyor musun! Neden ürküyorum dediğimi anlıyor musun şimdi, cevap ver olmayan sevgili. Bilinmeyenler uzaklaştırıyor beni, gidemiyorum üzerine. Sonunu bilmediğim bir sahnede oynamak istemiyorum hayatımı. Sonunu önceden bilemesem de bir çıkış noktası arıyor yüreğim. Kararlılık arıyorum belki de. Korkmasan, ben de inanabilsem hayatın gerçekliğine yeniden, yeniden sevgi tohumlarını ekebilsem yüreğime korkusuzca, inan ki ben de istiyorum...
12.12.2005
Pazartesi
YORUMLAR
:) Bir zamanlar Mutluluk benim için 3 hece bile değildi.Tek hece gibi hızlı hızlı söylüyordum o kelimeyi.Ama açılımını vermişsiniz Yazı da.Teşekürler Mutluluğun nerelerde karşımıza çıkabileceğini bana gösterdiğiniz için.Şimdi Bir kaset alıp takçam teyp'e.Sesimin çirkinliğine aldırmadan nakaratını bile bilmediğim bir şarkıya eşlik edicem.Sonra Mutluluk kelimesini uzatacağım içimde.Uzun lafın kısası olmaktan çıkacak Mutluluk kelimesi.O Lafı uzatacağım içimde.Sağolun...
Ben daha çok acemiyim yazım konusun da ama bir eleştirim olacak.2. paragrafda konuya birden girmişsiniz gibi geldi.1. bölümde ki giriş çok güzeldi.Her heceye bir paragraf yakışırdı.Ama kısa tutmuşsunuz ne yazık ki.(haddimi aşmamaışımdır inş.)
Bende lafı uzatmadan yoruma son vereceğim.Hayırlı çalışmalar.