onikinci gün/gecesi es geçildi...
" özlemişim
içimdeki çakıl taşlarını
kıyılarına bırakmayı..."
yokluk...
bazılarına çok şey hissettirir yokluğunuz,
bazılarına ise hiçbir şey...
ya da bazen çok şeydir yokluğuz,
bazense hiçbir şey....
bu yüzdendir ki,
yok olmak dikkat isteyen, önemli bir eylemdir...
bunu neden yaptığınızı, ne sonuç bekleyerek yaptığınızı iyi düşünmeniz ve hesaplamanız gerekir...
ki sonra yanlış hesap Bağdat’tan dönmesin ...:)
( ya da dönsün anasını satimmmm,,,, mi demeli acaba? hani derler ya her şerde bir hayır vardır ... belki de yeni bir hayata açılan kapı da budur hani...)...mi ? yani yine de iyi düşünmeli... yani bunları buraya döşediğime göre
var benimde bu konuyla alakalı ayağıma takılan,
beni tökezletip burnumu sürtmeye çalışan durumlarım...
benden kaynaklanmasa da sonucun beni acıtmasından korkarım...
isterim ki taşlar yüreğime değil gediğine otursun...
isterim ki kirpiklerim sadece yıldız yağmuru olsun...
yüreğime akan pişmanlıklardan öte dursun...
.
.
bunları yazarken bir şarkı mırıldandığımı fark ettim, herkesin bildiği,
tattığı eski ama zamanı hiç geçmeyen şarkılardan biri…
hemen bütün sözlerini aradım, buldum…
sonuca hiç şaşmadım ama hiç…
bu da günün şarkısı olsun o zaman...
cuk diye oturur bu bize...
cuk diye hem de...
"Uçurum uçurum gözlerine baktığım sensin
....
Prangalarca boynuma taktığım sensin
Dağ gölleri gibi gibi hasret çektiğim
Her gece uyku diye yattığım sensin
Yanarım yanarım tutuşur
Yanarım kavurur ateşim
Seni de beni de belalım
Yanarım yanarım tutuşur
Yanarım kavurur ateşim
Seni de beni de belalım
Ah belalım
Gün değmemiş ormanlarda yittiğim sensin
Ömrüme ömür diye kattığım sensin
Deli deli boranlarda aç denizlerde
Teninin tuzunu canım tattığım sensin
Damga damga göğsüme vurduğum sensin
Öfke dolu şehirlerde bulduğum sensin
Yer nerede gök nerede ben neredeyim
Diye diye sınırlara geldiğim sensin "***
sanki bir el avuçlayıp-sıktı kalbimi...
daraldım-sıkıldım-sığamadım buralara...
varsın bir sonu olmasın,
bu yazıda böyle kalsın...
19.11.2008/yine Ben...
***Sezen AKSU
YORUMLAR
yazının girişine bıraktığın yokluğun tanımı...kendisini tam anlamıyla ifade eden dizelerdi
ki
daha sonra Bağdat'a gelince duraksadım...sahi Bağdat hala yerinde duruyor mu?
öyle ya; orası çıkar hesabı yapanların yuvası oldu artık...hiç bir yanlış hesap ordan geri dönmüyor sevgili şair'im
anladım: (sen orayı mecaz anlamda kullandın)
ve bu şarkı...gecenin bu vakti ''ah be şair, ne yaptın sen böyle'' dedirtti
son/uçta bu yazı böyle kalsada önemli değil...anlatmak istediğini anlatmışsın
''es geçilecek'' bir yazı değildi
ki
bende zaten es geçmeye gönlüm el vermedi
teşekkürler şair
selam ve saygıyla
yani bunları buraya döşediğime göre
var benimde bu konuyla alakalı ayağıma takılan,
beni tökezletip burnumu sürtmeye çalışan durumlarım...
benden kaynaklanmasa da sonucun beni acıtmasından korkarım...
isterim ki taşlar yüreğime değil gediğine otursun...
isterim ki kirpiklerim sadece yıldız yağmuru olsun...
yüreğime akan pişmanlıklardan öte dursun...
Yani bu kadar etkilendiğime göre dokunan bir(çok)şeyler var bamtelime...
Beğeniyle okudum...
Yüreğinize sağlık...
Kaleminiz daim olsun...