- 476 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUSTAFA FİLMİ GÖSTERİMDEN KALDIRILMALIIDIR
MUSTAFA FİLMİ GÖSTERİMDEN KALDIRILMALIDIR !..
Dr. Sadık Özen
Mustafa Kemal Atatürk’ün sıradanlığını kanıtlamak üzere çekilmiş “Mustafa” filmi üzerine tartışmalar yoğunlaşarak devam ediyor. Her geçen gün yeni yeni kalemler tartışmaya katılıyor ve huzursuzluk gittikçe büyüyor. Artık bu duruma bir son verilmeli ve bu film gösterimden kaldırılmalıdır. Hem de Can Dündar’ın kendisi yapmalıdır bunu.
Kısa süre öncesine kadar Can Dündar toplumda saygınlığı olan, kendisini sevdirmiş bir gazeteciydi. Kasıtlı veya kasıtsız, bilerek veya bilmeyerek, çıkar karşılığı veya değil, Atatürk düşmanı iç ve dış odaklarının etkisi altında kalarak veya kalmayarak, bu sayılanlardan hangisi söz konusu olursa olsun kesinlikle büyük bir hata yapmıştır ve şu anda bunun bedelini ödüyor Can Dündar ve de ödemelidir.
Çünkü çektiği Mustafa Filmi ile Atatürk küçük düşürülmeye çalışılmış ve hatta aşağılanmak istenmiştir. Bu filmde, Türk ulusunun büyük kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk; çok sigara içen, çok alkol kullanan, sevdiği kadına ihanet eden, onun intiharına neden olan, karısını boşayan, kadın düşkünü, arkadaşlarını dışlamış ve onlar tarafından yalnızlığa itilmiş, Vahdettin tarafından korunmuş ve Samsun’a çıkması için cesaretlendirilmiş, aslında karanlıktan korkan biri ve din düşmanı bir diktatör olarak tanıtılmıştır.
Bütün bunlardan; bu belgeselin, yeni kuşaklara Atatürk’ü tanıtmak için değil de, onu küçük düşürmek için hazırlandığı sonucu çıkıyor. Can Dündar’ın gerçek amacı bu olmasa da, maalesef bu filmden çıkan sonuç budur. Atatürk’ün de diğer insanlar gibi bir insan olduğu vurgulanmaya çalışılırken Atatürk’e hakaret edilmiştir. Onun; ülkemizi düşman işgalinden kurtaran, ulusumuza egemenlik ve bağımsızlığını kazandıran azim ve cesareti, askeri ve sivil alandaki dehası ve kahramanlığı ön plana çıkarılmadan yapılan bu film, büyük bir talihsizlik örneği olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir nankörlüğün de ifadesidir. Bu nedenle, bu filme karşı gösterilen bütün tepkiler haklıdır.
Yapılan eleştirilere karşı, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Hikmet Çetinkaya, konuyu irdelerken yaptığı haklı tespitler yanında, mesleki bir dayanışma örneği göstererek, diğer eleştirmenleri yeren oldukça abartılı ifadeler kullanmış bulunuyor. Sayın Çetinkaya’nın ele aldığı konular arasında, haklı ve yerinde bulunarak katıldıklarım olduğu gibi, çok abartılı bulduğum hususlar da yer alıyor. Örneğin; “Kızılay Meydanı’na darağacı kurulması” veya
gibi söylemler gerçekten çok abartılı olmuş. Can Dündar’ı eleştiride bulunan hiç kimsenin bu derecede ilkel ve acımasız görüşlere sahip olabilecekleri düşünülemez.
Can Dündar’ın amacı ne olursa olsun, Atatürk karşıtı çevreler, bu filmle, büyük ölçüde amaçlarına ulaşmışlardır. Bu film gösterimde kaldığı sürece başarıları daha da artacaktır. İşin asıl önemli yanı budur. İlköğretim okullarından başlayarak, her kademedeki öğrencilerin bu belgesi izlemeleri sağlanmaya çalışılmaktadır. Okul yöneticileri, yapılan indirimlerle teşvik edilerek öğrenciler topluca sinemaya götürülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve valilikler bunun için genelgeler yayınlıyor. Bütün bunları görmemek mümkün değil. Gazeteci Sayın Hikmet Çetinkaya da bu gerçeği görüyor olmalıdır.
Sayın Çetinkaya’nın, sahip olduğu bilgi donanımı, kültürü ve kişiliği itibariyle bu filmden menfi etkilenmesi söz konusu olamaz. Aynı şeyler benim ve bizim gibi düşünen herkes için söz konusudur. Çünkü bizim kafamızda yerleşmiş ve hiç değişmeyecek olan bir “Atatürk” mevhumu var. Ama aynı şeyler yeni kuşak çocuklarımız ve gençlerimiz için söz konusu olabilir mi? Zira onlar için her şey daha yeni şekilleniyor. Konunun en önemli yanı da budur. Nitekim, 10 Kasım günü, sokaklarda yapılan canlı röportajlar sırasında görülenler, bu söylenenlerin çok acı örnekleri olmuştur. Körpecik çocuklar arasında; “Ben Atatürk’ün bu kadar çok sigara ve içki içtiğini bilmiyordum, artık onu eskisi gibi sevmiyorum” mealinde söylemde bulunanlar oldu.
Eğer Sayın Çetinkaya, makalesini yazarken bunları da dikkate alabilmiş olsaydı, o zaman konuyla ilgili diğer yazdıkları ile bu film hakkındaki yorumu arasında daha gerçekçi ve daha güçlü bir bağ kurulabilir, daha etkin bir bütünleşme söz konusu olabilirdi diye düşünüyorum.
Bence; “Sarı Zeybek” in yaratıcısı olan Can Dündar, bu berbat filmi çekmekle beraber, yine de bir Atatürk düşmanı olarak görülmemelidir. Ancak, böyle olmadığını kanıtlaması gerekiyor. Bunun için atacağı ilk adım, bu filmin gösterimden kaldırılması olacaktır. Sonra da, bu konuda çok değerli bilgi ve görüşlere sahip olan değerli yazar Sayın Turgut Özakman’ın görüşleri, eleştiri ve önerileri doğrultusunda düzeltme yapılarak veya yeni belgesel hazırlanarak durumun telafisi yoluna gidilebilir. Üstelik, bunlar için yeni bir sponsor ve finansör aranmasına gerek olmadığı kanısındayım. Zira, Mustafa’nın bu güne kadar sağladığı gelirin gerekli harcamaları karşılayabilecek bir düzeyde olacağını sanıyorum. Bunu yapabildiği takdirde Sayın Can Dündar’ın, kendisini aklamış olacağı gibi, eski saygınlığına yeniden kavuşması ve hatta toplum içinde daha da saygınlık kazanması söz konusu olabilir.
Haydi Can Dündar, görelim seni !…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.