- 1140 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Ego Cinsiyeti!
İnsan “ego”suz olduğunda çıplak kaldığını sanırmış.
Aslında, ego ile giyindiğini sanır ama, doğallığın çıplaklıktan geldiğini düşünmeden, "giydirilen"in çıkarılması ile arındığı değil de soyunduğu kalır aklında.
Egonun da çeşitleri, anlatılan ve anlaşılanları vardır kendi içinde.
Önemsenen ise “ne kadar?”ı dır. Gücü ve hakimiyetidir sonuçta.
Güçlü egoya sahip olduğunu sanan kişi;
Kavram kargaşasının içinde, neyin ne olduğundan çok, onun işine nasıl yarayacağının hesabını yapar ve sonunda pişman olmuşsa da bunu ayıpmış gibi saklar(Örtmekle giydirdiğini sanır yani). Gizlediği tüm çıplaklığı ile beyninde duruyordur oysa...
Pişmanlığı çok daha önemli konularda ve yerli yerinde duyabilmiş olsaydık, bu günlerde olmazdık zaten.
Haksız yapılan eleştirilere kulak kapatmayı, gerektirdiği kadar ve zamanında bilmemizi, onun anlamına vâkıf olmayanlara da öğretmemiz esastır. “Vakit kaybından başka bir şey olmaz bu uğraşı.” Diyecek olursak da, egomuzu ön plana çıkartarak, “herkes kendi başının çaresine baksın.”demiş oluruz.
Kişiliği oturmuş, ne yaptığını bilen insan için bunların önemi olduğunu düşünmüyorum aslında.
Nice işinde “usta” sandığımız kişilerin klişe sözlerini done alıp, “entel”liğine hükmedersek,
hatamızı o vakit yapmış oluruz ve yaşadığımız hayal kırıklığını kolay atlatamayız.
Değer algımız o andan itibaren sekteye uğramış olur ve kaçınılmaz hedef sapmalarına uğrarız.
Aslında “Hedef”i öğrenmeden önce, düşünmeyi öğrenmemiz, okuma ve anlamanın ne olduğunu bilmemiz gerekir ki, planlamamızı şartlara uygun yapabilelim, hedef koyabilelim.
Her insanın kendine göre yapacak ve yapamayacakları ile, yapMayacakları vardır.
Aldırmazlık, vurdum duymazlık ve neme gerekçilik, düşünen insana göre değildir.
Eleştiri yaparken, eleştirdiğimiz konunun doğrusunu da belirtmek durumundayızdır.
Bu kendimize göre olduğu gibi, bizi anlatan bir durumdur ayrıca. Karşımızdakine saygımızı göstermiş olurken, bize saygı duymasını da ifademizle sağlamış oluruz.
Herkes yaşamdan kendine düşen payı alır ve bunun göstergesi, sizin acınızda ağlarken, aklına düşen acısına ağlayışıdır.
Yani her nesnenin bir etkileşim alanı olduğu vâr oluşumuzdandır.
Bu, her konuda olduğu gibi, bizim konumuz edebiyat olduğuna göre, ondan bahsedelim.
Öncelik, ne yazıp çizdiğimizle ilgili olsun.
Diyelim bir şiir yazdık:
Mutlaka bir konusu vardır ve söz edilen olgunun bizde bıraktıklarıdır kaleme alınanlar.
Bu konunun ne denli içimize işleyişi ve ele alış biçimimizle verdiğimiz tepkilerden oluşan fikrimiz olur anlattıklarımız.
Burada çok hassas davranmamız gerekir. Tartıyı öyle iyi yapmalıyız ki, içimizdeki tortusu dağılıp bulandırmamış olsun berrak anlatımı.
İfade gücümüz burada çıkar ortaya işte.
Seçilen kelimelerin anlaşılırlığı, dil bilgimize olan hakimiyetimizi göstereceği gibi, betimleme şeklimizde ruh dünyamızın zenginliğini belirtecektir.
Yaşam bu değil midir sizce de?
Duyup dinlediklerimiz, okuyup bildiklerimiz, görüp kavradıklarımız ve hissedip algıladıklarımız yani...
Bir de tam tersi vardır tabii bunların. Başarısızlık olarak nitelendirdiklerimizdir bunlarda.
Sebebini biliyoruzdur bunun. Ya tüm açıklığımızla korkmadan açıklarız kendimize ve değer verdiklerimize, ya da utanç bilip gizleriz beynimizin yüreğimizin bir köşesinde.
Bu, “BEN” egomuzla ilgili bir durumdur.
Hedeflerini iyi saptamış ve doğru değerleri yakalamış bir insan için ego tatmini kolaydır.
Çünkü, yetilerini kullanma gücünün farkındadır ve yapamadıkları için üzülmek yerine, o konuda da kendini eğitmeyi seçer.
Elinde olanlarla çabasını üst düzeyde çalıştırarak elde ettiklerinin hazzına ulaşır.
Elde edemedikleri ise zaten hedefleri arasında olmadığından eksikliğiniz duymaz.
Yaptıkları için aldığı eleştirilerde önce buna bakar.
Eleştirenin resme baktığı yönden çerçeveyi görüş açısını ölçmüş olur. Resmi nasıl gördüğünü değerlendirir.
Haksız buldukları, kendi değerlerine göre saptanmışlar olduğu için, karşısındaki insanın resmi değil de çerçeveyi gördüğü kanısına varır. İçi boş bir çerçeve onun için bir araçtır sadece ve amaç yoktur bunda. Bu nedenle verir hükmü ve keser cezayı...
Tek üzüntüsü ise, yanılgısı olur değer bildiği eleştirenin gerçek yüzünü görmüş olduğunu düşünerek ona verdiği önemden dolayı.
Bu bile onun için çıkarılması gereken bir ders olmuştur yaşamında.
Hepimizin yapısal anlamda farklılıkları oldu gibi, sosyolojik, psikolojik, kültürel, kalıtımsal, ailevî ve benzeri pek çok özelliklerimiz vardır. Önemli olan bunların harmanında nasıl olduğumuzdur. Kişiliğimizin özü de budur.
Kadın isek;
Nasıl bir eş ve anne olduğumuz ön plandadır ve ardından mesleğimizdeki verimimiz gelir.
Erkek isek;
Öncelik ne iş yaptığımızdadır ve sonrasında eşlik, babalık gelir.
Bakın buradan bile nasıl bir dünya görüşünde bulunduğumuz çıkar.
Konu zincirleme devamında gelir cinsiyete çıkar!
Üryanız hepimiz aslımızda, farklılıklarımız olsada...
Saygılarımla.
Kiraz çiçeği
Gönül Ersin Gürsu
YORUMLAR
"Herkes yaşamdan kendine düşen payı alır ve bunun göstergesi, sizin acınızda ağlarken, aklına düşen acısına ağlayışıdır."
Bu cümleyi insanların doğal davranmaması ve toplum karşısında, toplumun benimsediği davranışları sergileme isteği olarakda yorumlayabiliriz. Bu konuyu Albert Camus yabancı adlı eserinde "biraz abartılı ama" çok güzel bir şekilde sergilemiştir.
Ego ile ilgili yazdıkların güzeldi..
"Kadın isek;
Nasıl bir eş ve anne olduğumuz ön plandadır ve ardından mesleğimizdeki verimimiz gelir.
Erkek isek;
Öncelik ne iş yaptığımızdadır ve sonrasında eşlik, babalık gelir."
Bu cümleyi tartışılır buluyorum.
Bir yazıda bir kaç konuyu birden irdelemişsin.. o yüzden yüzeysel yorumlar alacaksın..
genel anlamda güzel bir yazıydı. Tebrikler..
AYNEN ERMAN BEYE KATILIYORUM,VE USTALIKLA YAZILMIS BIR YAZI, KISISEL EGOLARIN ICINDE KISKANCLIKLAR DA VARDIR VE CEKEMEMEZLIKLERDE VE INSANLARIN ICINDE OLAN BIR DUYGUYU ANLATIM IFADESI ILE COK GUZEL ANLATMISSINIZ.BU BILINC ALTINDA BIR EGO YARATTIGI ICIN
HEP BILINC ALTINDA SAKLIDIR BU DURUM VE INSAN BEYNINDE VAR OLUR EGOLARIN BENCILLIGINE DAYANMAKTADIR.COK GUZEL IFADE ETMISSINIZ HARIKA YUREGINIZE SAGLIK.ON UZERINDEN ON.
Teşekkürler Hocam da;
Hiç değilse birkaç okumuşun yorumunu da görseydik değil mi yani ?
Burası bir edebiyat sitesi ve sanatçı geçinenlerin çoğunlukta olduğu sanılan yer.
Fikir yazılarına itibar edilmeyişi, seçkilerin yapılış şekli ve yorumların yavanlığı ile siz gibi sanat dünyası içinde olan büyüklerimizin aramıza katılmayış sebebini oluşturmakta.
Değer verip yorumladığınız için çok sağolunuz.
Saygılarım yüklü çiçeklerim engin yüreğinize.