- 1918 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Atatürk'ü Tartışmak
Atatürk’ü Tartışmak
Türk’ün dehasının taç beyti Atatürk! Sen, bu dehadan aldığın güçle, dâhileştin, devleştin. Yalnız devleşmekle kalmadın, bıraktıkların ve yaptıklarınla da ölümsüzleştin.
O halde, seni tartışmak ne demek?
Seni tartışmak, ne demek?
Çok değil, daha dün; seni tartışma masasına çıkardılar. Yaptıklarının değerini kavrayamadan, yapmadıklarını veya onlara göre, yapamadıklarını saydılar. Şöyle dediler, böyle dediler. Senin, gönlümüzdeki yerini, bir türlü değiştiremediler. Çünkü sen, başardıklarınla, yaptıklarınla, gelecek yüzyılların sonsuz ufuklarına doğru koştun, ölümsüzleştin.
Gördük: Seni tartışmaya çalışanlar, senin yaptıklarını, senin başardıklarını değil, kendi dogmalarına göre, kendilerinin başaramadıklarını, ellerine fırsat geçse de, geçmese de bir türlü yapamadıklarını, senin üstüne yıkmaya kalktılar. Bütün milletin gönlünde bayraklaşan adını, -son bir kere daha umuduyla- silmeye çalıştılar. Başarmaktan ziyade; ne olursa, nasıl olursa olsun, neye çıkarsa çıksın, konuşmaktan başka marifetleri bulunmayanlar, ulu orta, ekranda, meydanda, bağda, dağda, -sözüm ona- seni anlattılar.
Kurduğun cumhuriyete, ülkenin dört bir yanından gelenlerle birlikte, sana, sonsuz inançlarıyla omuz verenlerle birlikte döktüğünüz teri, “tuzlu su” sandılar.
Onlar, seni; tartışmaktan çok, kendi cılız, cüce fikirlerinin önüne kalkan yaptılar. Çünkü, onlara göre; cumhuriyetimizin nasıl kurulduğu, hangi çetin savaşların sonucunda gerçekleştirildiği “mühim” değil. Onlar, aydınlatmak için bile olsa, bu konuya el atmadılar. Fakat, cumhuriyet şöyle olmalıdır, böyle olmalıdır diye, kendi rüyâlarının yorumunu yaptılar. Ne “Nutuk” unu okudular, ne sözlerine baktılar. Cumhuriyet, demokrasi, millet, milliyet, devlet, halk, “devrim” kavramlarını, senden hiçbir izi taşımadan, ama kendilerinden çok şeyler katarak açıkladılar, anlattılar. İlk cumhuriyeti bırakıp, ikincisine koşmaya başladılar. Seni anlamadılar, seni yaşamadılar. Mutlaka bilerek, seni karalamaya çalıştılar.
Ne gam?
Bir türlü başaramadılar. Ve sonsuza kadar da, başaramayacaklar. Senin izinde, senin “tereddütsüz” bir şekilde cumhuriyeti, kendilerine emanet ettiğin gençliğin, fırtınaya, boraya rağmen, çığ gibi büyüyor. Bu gençlik, kendilerine verdiğin görevin farkındadır. Bu gençlik, senin “şahikâ” larının anlamına çoktan varmıştır. Gittikleri yol, tuttukları yol; doğrudur.
Türk’ün dehasının taç beyti Atatürk!
Seni tartışmak, ne mümkün!
Sen, varlığımızda çoktan ölümsüzleştin.
Oyhan Hasan Bıldırki
YORUMLAR
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.Yaşadığı dönemde düşmanlarının bile takdirini kazanmış,O'nu görmek,onunla tanışmak için ayağına gelmeyen lider yok gibi."O'nu anlatıyorum sabah-akşam...29 yıldır."Anlattıkça bitmediğini görüyorum.Okudukça,anladıkça hayranlığım artıyor.Bugün ve yarınlar nasıl yazılır?Sevmek görme şartına bağlı değildir.İnsan gördüğünü değil,anladığını sever.Saygıyla,minnetle anıyorum.Canım ATATÜRK'ümü çok seviyorum.
İşte yapılması gereken bu.Bir köşede oturup tartışanları izlemek, meydanı boş bırakmak değil sizin gibi kalemlerin meydana çıkması ve söyleyeceklerini söylemesi.Bizler de okuyup bilgilenelim ve ufkumuz okumaya okumaya kararmasın.Unutmayalım bildiklerimizi.Unutturmasınlar genç beyinlere.
Yazın için değil yazma gereği duyduğun için tebriklerimi sunuyorum.
SAYGILARIMLA.
Saygıdeğer büyüğüm;
Harika bir yazı yazmışsın. Seni saygıyla selamlıyorum.Günümüzde hala Atatürkü kötülemek ugruna büyük uğraş ve caba sarf ediliyor. Ama başaramıyacaklar. bu halk ve millet onlara elbette güçlü tokatını indirecektir.
Can Dündar'a yapılan haklı eleştirileri göz önüne almak gerekir.
Atatürkü konuşurken ve anlatırken çok dikkatli olmalıyız.
Benim yeni nesilden tek istediğim Atatürkün Kendisi tarafından kaleme alınmış olan "Nutuk" kitabini mutlaka okumalarını istiyorum.
Saygılar sunuyorum.