Vatandaşın gündemi hep aynı
Cumhurbaşkanı adayı konuşuldukça, ben hep “Cumhurbaşkanının kim olacağı vatandaşı çok da ilgilendirmiyor. Halk, geçim derdiyle uğraşıyor” dedim.
Ama öyle bir gündem oluşturdular ki gazeteler, televizyonlar, siyasiler; ister istemez vatandaş da cumhurbaşkanının kim olacağıyla ilgilenmeye başladı. Ama, ne kadar ilgilenirse ilgilensin; bu ilgi, ülkenin geleceğiyle ilgili kaygıyla ilgili sadece. Günlük sorunları, geçim derdi, ekonomik sıkıntıları, can ve mal güvenliği, kendi gündeminin birinci maddesi olmaya devam etti.
Ülke kaynaklarının yüzde 80’inden nüfusun yüzde 20’si yararlanıyor. Gelir dağılımındaki uçurum gittikçe artıyor.
Başta İstanbul olmak üzere, özellikle büyük kentlerde ve ülkenin her yöresinde, kapkaça, hırsızlığa, yankesiciliğe uğramamış; kaba kuvvet veya cinsel tacize maruz kalmamış; herhangi bir devlet kurumunda ikinci sınıf vatandaş uygulaması görüp, haksızlık yaşamamış insan sayısı yok denecek kadar az.
İnsanlar, tarih boyunca kanlarını, canlarını verdikleri yurtlarına çocuklarını asker verirken, dönüp dönmeyeceklerinin endişesini yaşıyorlar.
Eğitimdeki fırsat eşitliği, tamamen maddi imkanlara bağlı. Dersanelerle, özel okullarla, öze derslerle takviye edilmeyen, bilgisayar, yardımcı kitaplarla desteklenmeyen hiçbir öğrencinin yüksek öğrenim yapma şansı yok.
Üretici, ürettiklerinin maliyetini karşılayıp, ayakta durabiliyorsa; hadi hadi geçimini sağlayabilecek kadar da biraz nafaka elde edebiliyorsa, bunu büyük başarı sayıyor.
Ülkenin yurt dışındaki saygınlık ve etkinliğine bağlı olarak seyahat özgürlüğünü kullanamıyor, vizelerle, kötü uygulamalarla ve aşağılayıcı tavırlarla eziliyor
Bugün cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu yapılacak. 367 çoğunlukta ısrar edilir mi, bu çoğunluk sağlanır mı bilmiyoruz.
Anayasa Mahkemesi’nin 367 çoğunluk başvurusunu reddetmesi durumunda kinci ya da üçüncü turda AKP adayı Abdullah Gül’ün büyük ihtimal.
Yaklaşık 1 yıldır ülkeyi geren, gündemi alt üst eden cumhurbaşkanlığı seçiminin yukarıda saydığımız vatandaş sorunlarının hangilerini ne kadar çözeceği konusuyla ilgileniyor insanlar.
Abdullah Gül seçilirse, ev kiramı rahat ödeyebilecek miyim?
O olmasaydı da Recep Tayip Erdoğan seçilseydi, Bağ-Kur, SSK maaşımda biraz artış olacak mıydı?
Acaba Vecdi Gönül cumhurbaşkanı olsaydı, askere gönderdiğim oğlumun sağ salim tezkere alıp geleceğinden emin olabilecek miydim?
Uzlaşmayla, başka birisi cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursaydı, can ve mal güvenliğimiz olacak, kapkaçlardan, hırsızlardan, okul önlerindeki uyuşturuculardan kurtulabilecek miydik?
Sağlıkta, eğitimde, devletin tüm kumrularında uğradığımız adaletsizlikler son bulacak mıydı?
Ürettiğimiz ürünlerden emeğimizin karşılığını alabilecek miydik?
Bu sorular uzar gider.
Velhasıl, şimdi kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin, 5 Kasım’da hangi parti iktidara gelirse gelsin, vatandaşın gündemi, beklentisi hiç değişmiyor.
Yine de bu seçimler herkese hayırlı olsun.